[*] Arapçada deriye beşere = البشرة insana beşer = البشر denir. Deri ısınmayı ve serinlemeyi sağlar. Hem sağlam hem güzel hem de tehlikelere karşı koruma özelliği vardır. Bu, diğer canlılarda da vardır ama insanın farkı, derisini korumak ve güzel görünmek için elbise giyen tek canlı olmasıdır. Bu yüzden o, dünyanın her yerinde ve her mevsimde yaşayabilen tek canlıdır.
Yeryüzünün ilk beşeri olan Âdem ile ilgili âyetlerden bir bölümü şöyledir:
“Bir gün Rabbin meleklere şöyle dedi: “Balçıktan bir beşer yaratıyorum. Organlarını tamamlayıp içine ruhumdan üfleyince ona secde edin.”
Bütün melekler birlikte secde ettiler. İblis secde etmedi, büyüklendi ve emri görmezlikten gelenlerden (kâfirlerden) oldu.
Allah ona dedi ki: “İblis, elimle yarattığıma secde etmeni engelleyen ne oldu? Büyüdün mü, yoksa kendini yüce görenlerden mi oldun?”
İblis şöyle dedi: “Ben ondan iyiyim; beni ateşten yarattın, onu balçıktan yarattın.”
Allah: “Buradan (Mele-i A’lâ’dan) çık; sen taşlananlardansın. Hesap verme gününe kadar lanetim senin üzerinde olacaktır.” dedi.
İblis dedi ki: “Rabbim, yeniden diriltilecekleri güne kadar bana süre ver.”
Allah: “Sen, süre verilenlerdensin; o belli güne kadar bekletileceksin.” dedi.
İblis dedi ki: “Öyleyse senin gücüne yemin olsun ki, onların hepsini aşırılığa sevk edeceğim; hayallere daldıracağım. Ama Sana kul olanlara, onlardan samimi olanlara bir şey yapamam.”
Allah dedi ki: “İşte bu gerçekleşir! Ama şu sözüm de gerçekleşecektir: “Cehennem’i senden yana olanla ve onlardan sana uyanlarla dolduracağım.” (Sad 38/71-85)
Derisini elbise ile kapatan tek canlı insan olduğu için İblis, onu beşer yapan şeyin elbisesi olduğunu anladı ve ona göz dikti. Kendisi Allah’ın emrine karşı gelince melek olma görevinden atıldığı için Adem’in emre uymamasını sağlarsa onun da beşer olmaktan çıkarılacağını düşündü. Çünkü Allah’ın verdiği “şu ağaca yaklaşma” emrini sırf elbiselerini soymak için çiğnetmeye çalıştı. Bunu anlatan âyetler şöyledir:
“Şeytan vücudunun örtülü olan yerlerini açtırmak için onlara şöyle vesvese verdi: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması sadece hükümdar (saltanat sahibi) olmanızı ya da ölümsüzleşmenizi engellemek içindir. ”Onlara yemin etti: “Ben ikinizin de iyiliğini istiyorum.” dedi. Böylece onları kandırıp değerlerini düşürdü. İkisi de o ağaçtan tadınca kendilerine edep yerleri gözüktü. Bahçedeki yaprakları üst üste koyup örtünmeye başladılar. (Araf 7/20-22)
Şu âyetler, Âdemoğulları için elbisenin çok önemli olduğunu gösterir:
“Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek ve sizi süsleyecek elbise verdik. Takva (korunma) elbisesi ise daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetleridir, belki düşünürler.
“Ey Âdemoğulları! Şeytan ana-babanızı yaktığı gibi sakın sizi de yakmasın. Çirkin yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini sıyırmış ve onları o bahçeden çıkarmıştı. O ve onun gibiler, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz Şeytanları inanmayanların dostları yaptık.” (Araf 7/22-27)
“Ey Âdemoğulları! Secde edilen her yerde süslerinizi (size yakışan giysiyi) giyinin. Yiyin, için ama israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez.)
De ki “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü (yakışan giysiyi), temiz rızıkları kim haram etti?” De ki “Bunlar dünyada esasen müminler içindir; Kıyamet gününde ise sadece onlar için olacaktır.” Bilen bir topluluk için âyetlerimizi böyle açıklarız. (Araf 7/31-32)
Nebîmize verilen ilk emirlerden birinin elbisesiyle ilgili olması da önemlidir:
“Ey örtüsüne bürünen kişi! Kalk da insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü anlat. Elbiselerini tertemiz tut. Pis şeylerden uzak dur.” (Müddessir 74/1-5)