| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve bu lânette ebedî kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
|
| Abdullah Parlıyan |
Bu lanete ebediyen gömülüp gideceklerdir. Onların ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
|
| Adem Uğur |
Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
|
| Ahmed Hulusi |
Sonsuza dek bu şartlarda kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez ve onlarla ilgilenilmez.
|
| Ahmet Tekin |
O lânet içinde ebedî kalırlar. Onların cezası hafifletilmez, özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, merhamet nazarıyla bakılmaz, onlara göz açtırılmaz.
|
| Ahmet Varol |
Onlar orada (lanette) sonsuza kadar kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
|
| Ali Bulaç |
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.
|
| Ali Ünal |
Hem de bu lânetin içinde sonsuzca kalmak üzere. Görecekleri azap hafifletilmeyecek, yüzlerine de bakılmayacaktır.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Onlar bu halde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara bir mühlet tanınacak.
|
| Bekir Sadak |
Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onlarin azabi geciktirilmez.
|
| Celal Yıldırım |
Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içinde kalacaklardır. Kendilerinden ne azap hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacaktır.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.
|
| Diyanet Vakfi |
Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
|
| Edip Yüksel |
Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez
|
| Erhan Aktaş |
Onlar, bu halde sürekli kalacaklardır. Onlardan ne azap hafifletilecek ve ne de onların yüzlerine bakılacak.
|
| Gültekin Onan |
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
|
| Hakkı Yılmaz |
(87,88) İşte onların cezaları, Allah'ın, doğal güçlerin/haberci âyetlerin, insanların hepsinin dışlayıp gözden çıkarması, sürekli içinde kalmak üzere şüphesiz onların üzerlerindedir. Kendilerinden bu azap hafifletilmez ve kendilerine süre tanınmaz.
|
| Harun Yıldırım |
Onun içinde sürekli kalıcıdırlar. Onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
|
| Hasan Basri Çantay |
Onlar bunun (bu lâ'netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler.
|
| İbni Kesir |
Ebediyyen onun içindedirler. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara bakılmaz...
|
| Kadri Çelik |
Onlar onda (ilahi lanette) temelli kalıcılardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara mühlet de verilmez.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
İçinde onlar daimi kalıcıdırlar. Azapları ne hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.
|
| Mehmet Okuyan |
Onlar orada (lanet içinde) ebedî kalıcıdır. Azapları hafifletilmez ve onlara bakılmaz.
|
| Muhammed Celal Şems |
Onlar bu (lânet) içinde kalacaklar. Ne azapları hafifletilecek ne (de) kendilerine süre tanınacak.
|
| Muhammed Esed |
Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.
|
| Mustafa Çevik |
86-89 Allah, peygamberleri ve kitablarıyla davet ettiği hayat nizamının gerçeğin ta kendisi olduğunu bildikleri halde bundan yüz çeviren toplumlara hidayet nasip etmez. Bunların cezası Allah’ın, meleklerin ve bütün mü’minlerin lanetine uğramaktır. Âhirette de içinde devamlı kalacakları cehenneme atılacaklar ve kendilerine asla yardım edilmeyecektir. Ancak şirkinden ve küfründen dünyada tevbe edip iman ederek sorumluluklarını yerine getirenlere karşı Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Onlar bu halde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara süre tanınacaktır.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.
|
| Ömer Öngüt |
Bu lânete ebediyyen gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.
|
| Şaban Piriş |
O lanette daimidirler. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.
|
| Sadık Türkmen |
Onun içinde ebedi kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz de açtırılmaz.
|
| Seyyid Kutub |
Onların bu cezaları süreklidir. Ne azapları hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.
|
| Suat Yıldırım |
Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
|
| Süleyman Ateş |
O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azâb hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sürekli dışlanmış olarak kalırlar. Ne azapları hafifletilir ne de yüzlerine bakılır.
|
| Tefhim-ul Kuran |
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
|
| Ümit Şimşek |
Ebediyen de bu lânet içindedirler; ne azapları hafifler, ne yüzlerine bakan olur.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.
|