| Abdulbaki Gölpınarlı |
Onları doğru yola çağırırsan dinlemezler ve görürsün ki sana bakıyorlar, fakat baktıkları halde görmezler.
|
| Abdullah Parlıyan |
Onları hidayete çağırsanız işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.
|
| Adem Uğur |
Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.
|
| Ahmed Hulusi |
Onları hidâyet etmeleri için çağırsanız, işitmezler. . . Onları sana bakar sanırsın, ama görmezler!
|
| Ahmet Tekin |
Onları doğru, hak yola, Allah’ın kitap ve peygamberle gösterdiği yola çağırırsanız duyma kabiliyetlerini hakkı duymak için kullanmazlar. Onların sana baktıklarını, senin peygamberliğini kavradıklarını düşünüyorsun. Basiretleri olmadığı için senin peygamberliğini, tebliğ ile görevli olduğun dini kavrayamıyorlar.
|
| Ahmet Varol |
Onları doğru yola çağırsanız duymazlar. Onları sana bakıyormuş gibi görürsün ama gerçekte görmezler.
|
| Ali Bulaç |
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Eğer müşrikleri (veya putları) doğru yola çağırırsanız, duymazlar ve onları görürsün ki, sana bakıyorlar; halbuki onlar görmezler.
|
| Ali Ünal |
“Onları hayırlı bir maksada, size rehberlik yapmaya çağırsanız, onu da işitmezler, (çünkü kulaklarına söz girmez).” (Ey insan!) Onlarla karşılaştığında sana baktıklarını görür (ve gerçekten gördüklerini sanırsın). Oysa onlar (bakar ama) görmezler, hisleri ve idrakleri ölmüştür.”
|
| Bayraktar Bayraklı |
Onları doğru yola çağırmış olsanız, işitmezler. Onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.
|
| Bekir Sadak |
Onlari dogru yola cagirirsaniz duymazlar. Sana baktiklarini gorursun, oysa gormezler.
|
| Celal Yıldırım |
Onları doğru yola çağırsanız duymazlar; sana bakıp (hayâsızca) durduklarını görürsün ; oysa onlar (gerçeği hiç de) görmezler.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Eğer onları, doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sen onların sana baktıklarını sanırsın, hâlbuki onlar görmezler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Onları doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa görmezler.
|
| Diyanet Vakfi |
Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.
|
| Edip Yüksel |
Onları hidayete çağırsan işitmezler. Onların sana baktığını görürsün; fakat onlar görmezler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
siz onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar, ve görürsün onları sana bakıb duruyorlardır da görmezler
|
| Erhan Aktaş |
Eğer onları hidayete çağırsanız sizi duymazlar. Onların, sana baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler.
|
| Gültekin Onan |
Eğer onları hidayete çağırsan işitmezler. Onların sana baktığını görürsün, oysa onlar görmezler.
|
| Hakkı Yılmaz |
Siz onları doğru yola çağırsanız da duymazlar. Ve onları sana bakar görürsün, hâlbuki onlar görmezler.”
|
| Harun Yıldırım |
Onları doğru yola çağırsanız da işitmezler, onları sana bakar görürsün, fakat onlar görmezler.
|
| Hasan Basri Çantay |
Eğer onları doğru yolu göstermiye çağırsanız duymazlar. Onları sana bakar görürsün. Halbuki görmezler de onlar.
|
| Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki onları (o putları) hidâyete da'vet etseniz, işitmezler! Çünki onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler!
|
| İbni Kesir |
Onları hidayete çağırsanız; duymazlar bile. Onları sana bakar görürsün; ama görmezler ki.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onları eğer hidayete (Allah'a ulaşmaya) çağırırsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün ve onlar görmezler.
|
| Kadri Çelik |
“Onları hidayete çağırırsanız, duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Açıkça onları doğru yola çağırsanız da sizi hiç işitmezler Resmen baktıklarını görürsün ama onlar hiç görmezler.
|
| Mehmet Okuyan |
Onları doğru yola çağırırsanız size kulak veremezler. Onları sana bakar görürsün; oysa onlar görmezler.
|
| Muhammed Celal Şems |
Onları doğru yola çağırsanız, sizi duymazlar. Onları sana bakar gibi görürsün, fakat hiç görmezler.
|
| Muhammed Esed |
onlara yol göstermeleri için yalvarsanız, işitmezler; sana baktıklarını sanırsın, oysa görmezler."
|
| Mustafa Çevik |
197-198 O putlar ne doğru yolu bilir ne de gösterebilirler. Sizi duymazlar, bakıyor gibi durur ama görmezler, onların ne kendilerine ne de size bir yararı dokunmaz.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Ve eğer yol göstersinler diye yakarsanız, sizi duymazlar bile; ve sanırsın ki sana bakıyorlar, fakat onlar görmezler."
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar. Ve onları sana bakar görürsün, halbuki onlar göremezler.
|
| Ömer Öngüt |
Onları hidayete çağırsanız işitmezler. Onların sana baktıklarını görürsün. Oysa onlar görmezler.
|
| Şaban Piriş |
Onları doğru yola çağırsanız sizi işitmezler. Onları sana bakar görürsün fakat onlar görmezler.
|
| Sadık Türkmen |
Onları yol göstermeleri için çağırsanız duymazlar. Onları (putları-heykelleri) sana bakıyorlarmış gibi görürsün, oysa görmezler ki onlar!
|
| Seyyid Kutub |
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler, onları sana bakar gibi görürsün, fakat görmezler.
|
| Suat Yıldırım |
Siz o müşrikleri (veya putları) doğru yola dâvet ederseniz işitmezler. Onların sana baktığını görürsün ama, aslında onlar görmezler.
|
| Süleyman Ateş |
Onları hidâyete çağırırsanız, işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onları doğru yola çağırsan seni dinlemezler. Sana baktıklarını görürsün, oysa onlar göremezler.[*]
[*] la yübsirun=alternatif olarak ileriyi göremezler; boş bakarlar; göremezler ifadesi anlamca havada kalıyor.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa onlar görmezler bile.
|
| Ümit Şimşek |
Onları doğru yola çağırdığınızda sizi işitmezler. Onları sana bakarken görürsün; oysa onlar birşey görmezler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın. Oysaki, onlar görmezler.
|