| Abdulbaki Gölpınarlı |
Kaynar su gibi.
|
| Abdullah Parlıyan |
kaynar sular gibi.
|
| Adem Uğur |
Sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Ahmed Hulusi |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Ahmet Tekin |
Sıcak suyun kaynadığı gibi kaynar.
|
| Ahmet Varol |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Ali Bulaç |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Kaynar suyun kaynaması gibi...
|
| Ali Ünal |
Kaynar suyun fokurdadığı gibi.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(45-46) Erimiş maden gibi, karınlarda kaynar, sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Bekir Sadak |
(43-46) Dogrusu gunahkarlarin yiyecegi Zakkum agacidir; karinlarda suyun kaynamasi gibi kaynayan, erimis maden gibidir.
|
| Celal Yıldırım |
(45-46) Pota misali, kaynar su gibi karınlarında kaynar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(45-46) Erimiş maden gibidir o. Kaynar suyun kaynadığı gibi karınlarında kaynar.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(43-46) Doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
|
| Diyanet Vakfi |
(45-46) O, karınlarda maden eriyiği gibi, suyun kaynaması gibi kaynar.
|
| Edip Yüksel |
Sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Hamîm kaynar gibi.
|
| Erhan Aktaş |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Gültekin Onan |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Hakkı Yılmaz |
(43-46) Şüphesiz zakkum ağacı, aşırı günahkârların yiyeceğidir. O, erimiş maden gibidir, kızgın bir sıvının kaynaması gibi karınlarda kaynar.
|
| Harun Yıldırım |
Kaynarsuyun kaynaması gibi.
|
| Hasan Basri Çantay |
(45-46) (O), sıcak suyun kaynadığı gibi karınlar içinde kaynayacak erimiş ma'den (ler) gibidir.
|
| Hayrat Neşriyat |
(45-46) (O zakkum) erimiş ma'den gibidir! Sıcak suyun kaynayışı gibi karınlarda kaynar!
|
| İbni Kesir |
Suyun kaynaması gibi.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Kadri Çelik |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(45-46) (Uğraşarak yenilen şey) karınlarında maden eriği gibi, suyun kaynaması gibi kaynar.
|
| Mehmet Okuyan |
43-46 Şüphesiz ki zakkum ağacı, kaynar suyun kaynamasına benzer şekilde suçluların karınları(n)da erimiş maden gibi kaynayan yemeğidir.
|
| Muhammed Celal Şems |
(43-46) Şüphesiz zakkum ağacı günahkârların yemeğidir. Erimiş bakır gibidir. Karınlarda sıcak suyun kaynaması gibi kaynayacaktır.
|
| Muhammed Esed |
tıpkı kabaran yakıcı ümitsizlik gibi.
|
| Mustafa Çevik |
43-50 Allah’ın davetinden yüz çevirip Hesap Günü’ne de inanmayan ve cehennemi hak eden müşrik ve kâfirlerin cehennemdeki yiyecekleri zakkum ağacının meyveleri olacak. Onun posası midelerinde tıpkı erimiş maden tortusu gibi fokur fokur kaynayacak; bununla birlikte başlarından aşağı kaynar sular dökülecek ve cehennem melekleri onları aldıkları emir gereği cehennemin harlı ateşinin ortasına atacaklar. Sonra da onlara şöyle seslenilecek: “Hani siz kendinizi çok güçlü ve değerli zannedip kibirlenerek, diriltilip hesap vermeyi inkâr ediyordunuz ya? İşte o inkâr ettiğiniz gün bu gündür.”
|
| Mustafa İslamoğlu |
fokurdayarak yakıp kavuran su misali...
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Son derece sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Ömer Öngüt |
Sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Şaban Piriş |
Kaynar suyun kaynadığı gibi...
|
| Sadık Türkmen |
kızgın/kaynar suyun kaynaması gibi!
|
| Seyyid Kutub |
Sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Suat Yıldırım |
(45-46) Kaynar su nasıl fokurdarsa, o da erimiş maden gibi karınlarında fokurdar.
|
| Süleyman Ateş |
Sıcak suyun kaynaması gibi.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sıcak suyun kaynaması gibi…
|
| Tefhim-ul Kuran |
Kaynar suyun kaynaması gibi.
|
| Ümit Şimşek |
Kaynar suyun fokurdayışı gibi.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Sıcak suyun kaynaması gibi...
|