| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve böylece senden önce de hiçbir şehre bir korkutucu göndermedik ki o şehrin, hâli vakti yerinde olanları, şüphe yok ki biz, atalarımızı bir dîne, bir inanca sâhip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izine uyduk demesinler.
|
| Abdullah Parlıyan |
İşte böyle ey Muhammed! senden önce de hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, o şehrin hali vakti yerinde olanları şöyle dediler: “Doğrusu biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk ve biz de onların izinden gideriz.”
|
| Adem Uğur |
Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.
|
| Ahmed Hulusi |
İşte böyle. . . Senden önce hangi topluma bir uyarıcı irsâl ettiysek, oranın zengin ileri gelenleri şöyle dediler: "Biz atalarımızı bu din anlayışı üzere bulduk ve biz onların eserlerine (şartlanmaları, genleri) uyanlarız. "
|
| Ahmet Tekin |
Buna benzeyen misalleri çoğaltabiliriz: Biz senden önce hangi memlekete sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın şımarık, varlıklı, ileri gelenleri:'Biz, babalarımızı veraseten sahip oldukları bir dinî geleneği yaşarlarken, işleyen müesseseleri varken gördük. Biz de, yalnız onların izlerinden gideriz.' derlerdi.
|
| Ahmet Varol |
İşte böyle senden önce hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek muhakkak oranın varlıklıları: 'Biz atalarımızı bir din üzere bulduk ve biz onların izlerine uymaktayız' demişlerdir.
|
| Ali Bulaç |
İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."
|
| Ali Fikri Yavuz |
Yine böyle (senin kavmin dediği gibi), senden önce hangi memlekete bir peygamber gönderdikse, (o memleket halkının) ileri gelenleri şöyle demişti: “- Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izlerine uyarız.”
|
| Ali Ünal |
Bunun gibi, ne zaman senden önce bir memlekete bir uyarıcı göndermişsek, orada hiçbir ahlâkî kaygı taşımadan dünyevî zevkler peşinde koşanlar, “Biz, babalarımızı bu inanç ve uygulama üzerinde toplanmış bulduk; dolayısıyla biz de onların izini takip ediyoruz.” demişlerdir.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Senden önce, peygamber gönderdiğimiz bütün beldelerin şımarıkları da aynı şekilde, “Şüphesiz biz babalarımızı bir yol üzerinde bulduk, biz de onların izlerini takip ediyoruz” demişlerdi.
|
| Bekir Sadak |
Senden once, herhangi bir kasabaya gonderdigimiz uyariciya, o kasabanin simarik varliklari sadece: «Dogrusu babalarimizi bir din uzerinde bulduk, biz de onlarin izlerini izlemekteyiz» derlerdi.
|
| Celal Yıldırım |
İşte böylece senden önce bir kasabaya ne kadar uyarıcı bir peygamber gönderdikse mutlaka oranın ileri gelen refah içindeki şımarık zenginleri şöyle dediler: «Doğrusu biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk ve şüphesiz onların izlerine uyup gitmekteyiz.»
|
| Cemal Külünkoğlu |
İşte böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın şımarık zenginleri: “Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz” demiş olmasınlar.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Senden önce, herhangi bir şehre gönderdiğimiz uyarıcıya, şımarık varlıklıları sadece: 'Doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerini izlemekteyiz' dediler.
|
| Diyanet Vakfi |
Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklıları: Babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız, derlerdi.
|
| Edip Yüksel |
Tıpkı bunun gibi, senden önce, bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderdiysek elit tabaka, “Biz, atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz“ derlerdi.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Yine böyle senden evvel hangi memlekette bir nezîr gönderdikse onun refahlı takımı demişti ki: bizler atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk biz de onların izlerine uyarız
|
| Erhan Aktaş |
Tıpkı bunun gibi, senden önce de ne zaman bir beldeye uyarıcı gönderdiysek, oranın refah içinde olanları: “Biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izinden gidiyoruz.” demişlerdi.
|
| Gültekin Onan |
İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve işte böyle Biz, senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek, kesinlikle oranın şımarık varlıklı kimseleri: “Şüphesiz biz, babalarımızı bir önderli toplum üzerinde bulduk. Biz de kesinlikle onların izlerine uyanlarız” demişlerdi.
|
| Harun Yıldırım |
İşte böyle, senden önce de bir memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın refah içerisinde şımarıp azan önde gelenleri: “Gerçekten biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk ve muhakkak bizler, onların izlerine uyanlarız.” demişlerdir.
|
| Hasan Basri Çantay |
Senden evvel her hangi bir memlekete fena akıbetleri haber verici hiçbir peygamber göndermedik ki ille oranın refah erbabı da böylece «Gerçek biz atalarımızı bir ümmet (bir dîn) üzerinde bulduk. Biz de hakîkaten onların izlerine uymuşlarız» demiş (ler) dir.
|
| Hayrat Neşriyat |
İşte böyle, (biz) senden önce de hangi şehre bir korkutucu gönderdiysek, mutlaka oranın ni'met içinde (şımarmış) olanları dedi ki: 'Doğrusu biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk, elbet biz de onların izlerine tâbi' olanlarız.'
|
| İbni Kesir |
Senden önce de hangi kasabaya bir uyarıcı gönderdiysek; o kasabanın varlıklıları sadece dediler ki: Doğrusu biz, babalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve biz de onların izlerine uymaktayız.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve tıpkı bunun gibi, senden önce bir ülkeye bir nezir göndermiş olmadık ki, onun (o ülkenin) refah içinde olanları: “Muhakkak ki biz, babalarımızı bir ümmet (dîn) üzerinde bulduk. Ve mutlaka biz, onların izlerine tâbî olanlarız.” dememiş olsunlar.
|
| İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu |
İşte böyle! Senden önce de bir memlekete elçi gönderdiğimizde, oranın servetle şımarmış elit tabakası mutlaka şöyle demişlerdir: “Biz atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, onların eserlerine İşte böyle! Senden önce de bir memlekete elçi gönderdiğimizde, oranın servetle şımarmış elit tabakası mutlaka şöyle demişlerdir: “Biz atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, onların eserlerine uyarak yol alacağız.”
|
| Kadri Çelik |
Senden önce hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın şımarık varlıklıları, “Babalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk, biz onların izlerine uymuşlarız” dediler.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Zaman olarak senden önce de, uyarıcı bir peygamber gönderdiğimiz bir çok şehir vardır. Ukalaca oranın ileri gelenleri: "Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Bizler Hak din diye onların bıraktıkları izlerini takip edip onların dinine uyduk!" demişlerdir.
|
| Mehmet Okuyan |
Senden önce de hangi şehre uyarıcı göndermişsek oranın şımarıkları mutlaka “Şüphesiz ki babalarımızı (böyle) bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyanlarız.” derlerdi
|
| Muhammed Celal Şems |
Aynı şekilde Biz, senden önce hiçbir yerleşime bir uyarıcı göndermedik ki, oranın varlıklı kimseleri, “Şüphesiz biz atalarımızı bir (inanç) yolu üzerinde bulduk. Biz, mutlaka onların izlerinden gidenleriz,” demiş olmasınlar.
|
| Muhammed Esed |
İşte böyle: Biz, ne zaman, senden önce herhangi bir topluluğa bir uyarıcı gönderdiysek, halkın keyif ve haz peşinde koşan kesimi daima şöyle dediler: "Biz atalarımızı bir inanç üzerinde bulduk, biz ancak onların izinden gideriz!"
|
| Mustafa Çevik |
19-25 Bu müşrikler, Rahman’ın kulları olan meleklerin dişi yaratıklar olduklarını iddia ediyorlar. Meleklerin yaratılmasına şahit mi oldular ki böyle saçma iddiada bulunuyorlar? Onlar, kayda geçen bu iddiaları sebebiyle Hesap Günü hak ettikleri azap ile cezalandırılacaklar. Bir de kalkmış, “Rahman dilemeseydi biz onları Allah’a ortak koşup ilahlar edinmezdik.” diyorlar. Onlar bu söylediklerini doğrulayan hiçbir bilgi ve delile de sahip değiller. Zaten aslı olmayan böyle bir şeyin hiçbir değeri de yoktur. Yoksa Biz onlara Kur’an’dan önce başka bir kitap vermişiz de onda böyle bir bilgiye mi rastlamışlar, iddialarını ona mı dayandırıyorlar? Hayır, ne böyle bir kitap ne de böyle bir bilgi asla mevcut değil, bilip söyledikleri tek şey “Biz atalarımızı böyle inanıyor ve buna göre yaşarken gördük. Biz de onların izini, yolunu takip edeceğiz doğru olanında bu olduğuna inanıyoruz.” demeleridir. İşte bu hep böyle olmuştur. Senden önce peygamber gönderdiğimiz toplumların refah içinde, şımarmış haz peşinde koşanları ve yöneticileri de tıpkı bu günün müşrikleri gibi, “Biz atalarımızın kurduğu ve uyduğu nizam ve inanç sistemlerini benimseyip onların izinden gitmekteyiz.” demişlerdir. Peygamberleri de onlara: “Peki ya ben sizleri atalarınızın nizam ve inanç sisteminden daha doğru olanı yaşamaya davet için gelmişsem, siz yine de atalarınızın şirk nizamları ile yaşamaya devam mı edeceksiniz?” demelerine karşılık müşrikler de peygamberlerine, “Biz senin davet ettiğin hayat tarzını kabul etmiyoruz.” demişlerdi. Bunun üzerine Biz de onları layık oldukları azapla cezalandırdık. Peygamberlerin Allah adına davetine karşı çıkıp, yalan sayıp, reddedenlerin akıbetlerine bir bakın da intikamımızın nasıl olduğunu görün.
|
| Mustafa İslamoğlu |
İşte böyle: Biz senden önce hangi beldeye bir uyarıcı göndermişsek, oranın refah içinde şımarmış seçkinleri hep şunu söylediler: "Biz atalarımızı geleneksel bir inanç üzerinde bulduk; şu halde bize düşen onların izini takip etmektir."
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve böylece senden evvel bir kasabaya bir korkutucu göndermedik ki, illâ onun refah içinde yaşayanları dedi ki: «Biz babalarımızı bir büyük tarikat üzere bulduk ve şüphe yok ki, biz de onların emrine uymuş kimseleriz.»
|
| Ömer Öngüt |
İşte böyle. Senden önce de, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek, oranın refah içinde şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: "Doğrusu biz atalarımızı bu din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinde gitmekteyiz. "
|
| Şaban Piriş |
Senden önce de bir beldeye uyarıcı gönderdiğimizde hemen oranın refahtan şımarmış ileri gelenleri: -Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz, demişlerdi.
|
| Sadık Türkmen |
İşte böyle; senden önce de hangi kente bir uyarıcı gönderdiysek, oranın ileri gelen/refah sahipleri şöyle dediler: “Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerine bağlı kalanlarız”.
|
| Seyyid Kutub |
İşte böyle senden önce hangi memlekete uyarıcı gönderdiysek, mutlaka oranın ileri gelen zenginleri: «Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız» dediler.
|
| Suat Yıldırım |
İşte böylece senden önce, uyarıcı bir resul gönderdiğimiz hiçbir şehir yoktur ki oraların varlıklı kişileri: "Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerine uyduk!" demiş olmasınlar.
|
| Süleyman Ateş |
İşte böyle, senden önce de hangi kente uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıklıları: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerine uyarız." dediler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Hep böyle olmuştur; senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek onların şımarık olanları şöyle demişlerdir: “Biz kalktık, atalarımızı bir ümmete (bir inanca) bağlı bulduk, biz onların izinden gideriz.”
|
| Tefhim-ul Kuran |
İşte böyle; senden önce de (herhangi) bir memlekete bir peygamber göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri' (şöyle) demişlerdir: «Gerçek şu ki, biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuşlarız.»
|
| Ümit Şimşek |
Bunun gibi, senden önce hangi beldeye Biz bir peygamber gönderdiysek, oranın refah içindeki ileri gelenleri de 'Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk; onların izine uymuş gidiyoruz' dediler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
İşte böyle! Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış kodamanları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerine uyarak yol alacağız."
|