| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve Tanrı dilerse de dememişlerdi.
|
| Abdullah Parlıyan |
Allah dilerse şeklinde Allah'ın iradesi ile ilgili hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı.
|
| Adem Uğur |
Onlar istisna da etmiyorlardı.
|
| Ahmed Hulusi |
(İnşâAllâh diye) istisna yapmıyorlardı!
|
| Ahmet Tekin |
Yeminlerini 'Allah izin verirse...' ile kayıtlamıyorlar, muhtaçları bile istisna etmiyorlardı.
|
| Ahmet Varol |
Hiç istisna da etmiyorlardı. [3]
|
| Ali Bulaç |
(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
|
| Ali Fikri Yavuz |
İstisna da yapmıyorlaradı, (İnşaallah demiyorlardı).
|
| Ali Ünal |
Hiçbir istisnada bulunmadılar, (ne inşaallah diyerek Allah’ın meşietini hesaba kattılar, ne de muhtaçların payını düşündüler).
|
| Bayraktar Bayraklı |
“İnşallah” dememişlerdi.
|
| Bekir Sadak |
(17-18) Biz bunlari, vaktiyle bahce sahiplerini denedigimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahceyi devsireceklerine bir istisna payi birakmaksizin yemin etmislerdi.
|
| Celal Yıldırım |
(17-18) Şüphesiz ki biz, onları ürünlerini sabahladıklarında devşireceklerine yemin eden ve hiçbir istisna yapmayan bahçe sahiplerini belâya uğratıp denediğimiz gibi belâya uğratıp denedik.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(17-18) Şüphesiz biz, vaktiyle “Bahçe Sahipleri” ne (yaptıkları yüzünden) belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ veririz. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi. (Bunu tasarlarken, Allah'ın iradesi ile ilgili “İnşaallah” gibi) hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(17-18) Biz bunları, vaktiyle bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahçeyi devşireceklerine bir istisna payı bırakmaksızın yemin etmişlerdi.
|
| Diyanet Vakfi |
(17-18) Biz, vaktiyle «bahçe sahipleri»ne belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi. Onlar istisna da etmiyorlardı.
|
| Edip Yüksel |
Bundan hiçbir kuşkuları yoktu.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bir istisna da yapmıyorlardı
|
| Erhan Aktaş |
Bir istisna da yapmıyorlardı.1
1- Yapacakları işi kesin ve garantili görerek; Allah’ı hesaba katmadılar.
|
| Gültekin Onan |
(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
|
| Hakkı Yılmaz |
17-24 Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı: Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!
|
| Harun Yıldırım |
Hiç bir kayıt koymuyorlardı.
|
| Hasan Basri Çantay |
(Bu babda) istisna da yapmıyorlardı.
|
| Hayrat Neşriyat |
(İnşâallah diyerek) istisnâ da yapmıyorlardı.
|
| İbni Kesir |
Bir istisna da yapmıyorlardı.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve bir istisna yapmıyorlar.
|
| Kadri Çelik |
(“Allah izin verirse” diye) Bir istisna da yapmıyorlardı.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Maalesef istisnaları yoktu, onlara verilmişti belalar afetler.
|
| Mehmet Okuyan |
17-18 Şüphesiz ki biz, bahçe sahiplerini denediğimiz gibi onları da denemiştik. Hani o (bahçe sahipleri) bahçeyi kesin olarak sabah hasat edeceklerine yemin etmişlerdi; istisna etmemişler(di).
|
| Muhammed Celal Şems |
(Ancak bu konuda) bir istisna (bile) bırakmamışlardı.
|
| Muhammed Esed |
ve onlar (Allah'ın iradesi ile ilgili) hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı:
|
| Mustafa Çevik |
17-25 Kendilerini bahçe sahibi yapıp da verdiğimiz nimetlere rağmen, bizi hiç
hesaba katmayan kimseleri denediğimiz gibi, bu müşrikleri de deneyeceğiz. Hani
bahçe sahibi yaptığımız o kimseler, kendilerinden çok emin bir vaziyette birbirleriyle
ürünlerini toplamaya gitmek üzere sözleşmiş, Allah izin verirse demeye gerek duy-
mamış, her şeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu akıllarına bile getirmemişlerdi.
Onlar uykuda iken, Rabbin de onların sahibi olduklarını sandıkları bahçelerini bir
afetle kupkuru, kapkara çer çöpe çevirdi. Onlar da bundan habersiz sabah erkenden
birbirlerine, “Haydin, hasat için erkenden bahçelerimize gitmeliyiz.” diyerek seslenip
yola koyuldular, yol boyunca da fakir fukara başımıza üşüşmeden şu işimizi bitirelim
diye konuşuyorlardı.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Ancak Allah'ın hayata müdahil olduğu gerçeğine dair istisnai bir kayıt da düşmemiştiler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(18-19) Bir istisnada da bulunmuyorlardı. Derken onlar uykuda iken o bostanın üzerine Rabbin tarafından bir azap (beliyye) dolaşıverdi.
|
| Ömer Öngüt |
Bir istisna da yapmıyorlardı.
|
| Şaban Piriş |
Hiçbir istisna da yapmıyorlardı.
|
| Sadık Türkmen |
Ve hiçbir istisna da yapmıyorlardı.
|
| Seyyid Kutub |
Onlar istisna da etmiyorlardı.
|
| Suat Yıldırım |
(17-18) Biz tıpkı o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, bunları da sınadık. Onlar sabah erken mahsulü devşireceklerini yeminle pekiştirip kesin söylemiş, (inşaallah dememiş), Allah’ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi.
|
| Süleyman Ateş |
İstisnâ da etmiyorlar (Allâh dilerse biçeriz demiyorlar)dı.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Başka bir ihtimal düşünmüyorlardı.
|
| Tefhim-ul Kuran |
(Bu konuda) Hiçbir istisna da yapmıyorlardı.
|
| Ümit Şimşek |
Bir istisna da yapmamışlardı.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Hiçbir istisna tanımıyorlardı.
|