68 - Kalem suresi 22. âyet meali

أَنِ اغْدُوا عَلَى حَرْثِكُمْ إِن كُنتُمْ صَارِمِينَ
Enıgdû alâ harsikum in kuntum sârımîn(sârımîne).
  
en ıgdû erkenden gitmek, gitmek
alâ üzere, üzerinde, ... e
harsi-kum tarlanız
in eğer
kuntum siz iseniz
sârımîne devşiriciler, devşirecek olanlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Mahsûlünüzü kesip devşirecekseniz erkence koşun, gidin.
Abdullah Parlıyan Mahsüllerinizi toplayacaksanız erkence koşup gidin.
Adem Uğur Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye.
Ahmed Hulusi "Eğer kesip devşirecekseniz, ekininize erken gidin!" (diye).
Ahmet Tekin 'Kesecekseniz, toplayacaksanız eğer, tarlanıza, mahsulünüzün başına erken gidin.' dediler.
Ahmet Varol 'Eğer devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin' diye.
Ali Bulaç "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."
Ali Fikri Yavuz “Haydin devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!”
Ali Ünal “Haydin,” dediler, “madem hasat edeceksiniz, derhal ekininizin başına!”
Bayraktar Bayraklı (21-22) Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler: “Eğer ürünlerinizi devşirecekseniz erkenden bostanlarınıza gidiniz!”
Bekir Sadak (21-22) Sabah erken: «Urunlerinizi devsirecekseniz erken cikin» diye birbirlerine seslendiler.
Celal Yıldırım Devşirecekseniz, haydi durmayın erkenden ürünlerinizin başına gidiniz !
Cemal Külünkoğlu (21-22) Sabah vakti birbirlerine: “Haydi! Devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!” diye sesleniyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) (21-22) Sabah erken: 'Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın' diye birbirlerine seslendiler.
Diyanet Vakfi (21-22) (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.
Edip Yüksel “Devşirecekseniz, haydi ekinlerinize erken varın.”
Elmalılı Hamdi Yazır Haydin kesecekseniz harsinize irkence koşun dediler.
Erhan Aktaş Eğer, ürününüzü toplayacaksanız, tarlanıza sabah erkenden gidin!
Gültekin Onan "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp çıkın."
Hakkı Yılmaz 17-24 Şüphesiz Biz, o çiftlik sahiplerine belâ verdiğimiz gibi onlara belâ vereceğiz: Hani onlar, sabah olunca kesinlikle çiftliğin ürünlerini devşireceklerine yemin etmişlerdi. Bir istisna da yapmıyorlardı. Ama onlar uyurken Rabbin tarafından bir tayfun çiftliğin üzerinden dolaşıverdi. Sabaha, çiftlik, biçilmiş/devşirilmiş gibi oluverdi. Sabahladıkları vakit birbirlerine seslendiler: “Haydi, devşirecekseniz sabahleyin erkence gidin!” dediler. Hemen yola koyuldular, aralarında fısıldaşıyorlardı: Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!
Harun Yıldırım “Eğer devşirecekseniz tarlanıza erken gidin.”
Hasan Basri Çantay «Devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmiye) çıkın» diye.
Hayrat Neşriyat (21-22) Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken: 'Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!' diye birbirlerine seslendiler.
İbni Kesir Mahsullerinizi devşirecekseniz erkence çıkın, diye.
İskender Evrenosoğlu Eğer devşirecekseniz, tarlanıza sabah erken gidin!
Kadri Çelik “Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın çıkın.”
Mehmet Ali Eroğlu "Eğer ürün devşirecekseniz erkenden çıkın" derler.
Mehmet Okuyan “Hasat etmek istiyorsanız, erkenden arazinize (bahçenize) gidin!”
Muhammed Celal Şems (21-22) Sabah vakti birbirlerine seslenerek (dediler ki:) “Ekininizi biçmek istiyorsanız, erkenden (bahçeye) gidin.”
Muhammed Esed "Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin!"
Mustafa Çevik 17-25 Kendilerini bahçe sahibi yapıp da verdiğimiz nimetlere rağmen, bizi hiç hesaba katmayan kimseleri denediğimiz gibi, bu müşrikleri de deneyeceğiz. Hani bahçe sahibi yaptığımız o kimseler, kendilerinden çok emin bir vaziyette birbirleriyle ürünlerini toplamaya gitmek üzere sözleşmiş, Allah izin verirse demeye gerek duy- mamış, her şeyin gerçek sahibinin Allah olduğunu akıllarına bile getirmemişlerdi. Onlar uykuda iken, Rabbin de onların sahibi olduklarını sandıkları bahçelerini bir afetle kupkuru, kapkara çer çöpe çevirdi. Onlar da bundan habersiz sabah erkenden birbirlerine, “Haydin, hasat için erkenden bahçelerimize gitmeliyiz.” diyerek seslenip yola koyuldular, yol boyunca da fakir fukara başımıza üşüşmeden şu işimizi bitirelim diye konuşuyorlardı.
Mustafa İslamoğlu "Hasat yapmak istiyorsanız, erkenden arazinize gidin!"
Ömer Nasuhi Bilmen (22-23) «Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.» Artık aralarında gizlice söyleşerek gidiverdiler.
Ömer Öngüt "Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsulünüzün başına gidin!"
Şaban Piriş (22-23) -Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
Sadık Türkmen “Haydi, eğer mahsulünüzü toplayacaksanız erkenden gidin”.
Seyyid Kutub Haydi ürünleri toplayacaksanız erkenden ekininize gidin diye.
Suat Yıldırım (21-22) Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: "Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına!"
Süleyman Ateş "Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
Süleymaniye Vakfı Eğer devşirecekseniz ürünlerinizin başına erkenden varın!” dediler.
Tefhim-ul Kuran «Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın, çıkın.»
Ümit Şimşek 'Devşirecekseniz, erkenden ürününüzün başına geçin.'
Yaşar Nuri Öztürk "Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.