| Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki çekinenler, cennetlerdedir ve nîmetler içinde.
|
| Abdullah Parlıyan |
Yollarını Allah'ın kitabıyla bulmaya çalışanlar, cennetlerde ve nimetler içindedirler.
|
| Adem Uğur |
Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.
|
| Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki korunmuşlar, cennetler ve nimetler içindedirler.
|
| Ahmet Tekin |
Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler, Cennetlerde ve nimetler içindedirler.
|
| Ahmet Varol |
Şüphesiz takva sahipleri cennetlerde ve nimet içindedirler.
|
| Ali Bulaç |
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler;
|
| Ali Fikri Yavuz |
Muhakkak ki (küfür ve isyandan sakınan) takvâ sahipleri, cennetler ve nimetler içindedirler,
|
| Ali Ünal |
Allah’a gönülden saygı besleyen ve O’na karşı gelmekten, dolayısıyla O’nun azabından sakınanlar (müttakîler) ise, bahçelerde ve her türlü nimetler içindedirler;
|
| Bayraktar Bayraklı |
(17-18) Kendilerini Allah'ın emirlerine karşı gelmekten koruyanlar, Rablerinin kendilerine verdiklerinden yararlanarak cennetler ve nimetler içinde olacaklardır. Rableri onları cehennem azabından koruyacaktır.
|
| Bekir Sadak |
(17-18) Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, suphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler icindedirler. Rableri onlari cehennem azabindan korumustur.
|
| Celal Yıldırım |
Şüphesiz ki muttâkîler (Allah'tan saygı ile korkup kötülüklerden sakınan mü'minler) Cennetlerde nîmet içindedirler.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(17-18) Allah'a karşı gelmekten sakınanlar da cennetlerde, bol nimet içinde Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerler. Rableri onları (yaptıklarına karşılık), cehennem azabından korumuştur.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(17-18) Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur.
|
| Diyanet Vakfi |
(17-18) Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek cennetlerde ve nimet içindedirler. (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
|
| Edip Yüksel |
Erdemliler bahçeler ve nimetler içindedir.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Fakat korunan müttakıler Cennetler, ni'metler içinde
|
| Erhan Aktaş |
Takva1 sahipleri cennetlerde2 ve nimetler içindedirler;
1- Korunma; Allah’ın buyruklarına içtenlikle uyarak; o buyruklarla, kötü ve zararlı şeylere karşı kendisini korumaya, güvenceye almak. 2- Bahçelerde.
|
| Gültekin Onan |
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler
|
| Hakkı Yılmaz |
(17-20) Şüphesiz Allah'ın koruması altına girmiş kişiler, Rablerinin kendilerine verdiği ile sıra
sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak, zevk ü sefâ sürerek cennetlerdedirler, nimetler içindedirler. Ve
Rableri onları cehennem azabından korumuştur. Biz onları iri gözlülerle eşleştirdik de. –
“Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için!”–
|
| Harun Yıldırım |
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler.
|
| Hasan Basri Çantay |
Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar cennetler, ni'met (ler) içindedirler,
|
| Hayrat Neşriyat |
Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Cennetlerde ve ni'metler içindedirler.
|
| İbni Kesir |
Muhakkak ki muttakiler; cennetler ve nimetlerdedirler.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve ni'metler içindedir.
|
| Kadri Çelik |
Hiç şüphesiz takva sahipleri, cennetlerde ve nimet içindedirler.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Unutulmasın ki; muttaki olanlar ise, her daim cennetlerde nimet içindedirler.
|
| Mehmet Okuyan |
17-18 Şüphesiz ki muttakîler (duyarlı olanlar) Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefa sürerek cennetlerde ve nimet içinde olacaklardır. Rableri onları cehennem azabından korumuş olacaktır.
|
| Muhammed Celal Şems |
Şüphesiz takvayı benimseyenler, Cennetler ve nimetler içinde olacaklar.
|
| Muhammed Esed |
(Ama,) Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar kendilerini (o Gün) bahçelerde ve esenlik içinde bulacaklar,
|
| Mustafa Çevik |
17-28 Şirkten, küfürden, nankörlükten sakınarak Allah’ın daveti olan hayat nizamına sarılanlar ise cennetlerde çeşit çeşit nimetlere kavuşacak, ebedî saadet, zevk ve safa içinde yaşayacaklar. Rableri onları cehennem ateşinden uzak tutacak. Cennette sıra sıra dizilmiş tahtlarına oturacak, Allah’ın kendilerine lütfettiği tertemiz, saf ve güzel gözlü eşleri ile yaşayacaklar. Bu mü’minlerin kendileri gibi iman edip, imanlarının gereklerini yerine getiren, soylarından olanlarını da cennetlerde buluşturacağız. Böylece hiç kimsenin ameli karşılıksız kalmayacak ve Biz onlara cennetlerde canlarının çektiği etin, meyvenin tertemiz olan her çeşidini ikram edeceğiz. Cennete layık görülenler orada, kendilerine boş sözler söyletmeyen, dengesiz davranışlar yaptırmayan, içeni günaha sokmayan ve insanın içtikçe içesi gelen içeceklere kavuşacak, hiç yaşlanma endişesi ve emaresi olmayan, ölümsüz gençlikler yaşayacaklar, tıpkı kabuklarının içinde saklanmış inciler gibi pırıl pırıl ve tertemiz kimseler olarak birbirleriyle sohbet ederlerken, “Biz dünyada çoluk çocuğumuzla yaşarken, bir yandan da sonumuz ne olacak diye de korkar dururduk, şükürler olsun ki Rabbimiz bizi kavurucu ateşin azabından korudu. Biz dünya hayatımızda iyi ki Allah’tan başkasına dua edip yardım dilememişiz. Şüphesiz Rabbimiz kendisine böyle yönelenlere karşı çok şefkatli, merhametli ve lütufkârdır.” diyecekler.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, tanımsız cennetlerde ve tarifsiz nimetler içinde olacaklar.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(16-17) Oraya giriniz, artık sabredin veya sabretmeyin, size müsavîdir. Siz ancak yapar olduğunuz şey ile cezalandırılmış olacaksınız. Muttakîler ise şüphe yok ki, cennetler ve nîmetler içindedirler.
|
| Ömer Öngüt |
Muttakiler cennetlerde ve nimetler içindedirler.
|
| Şaban Piriş |
Korunanlar, cennetlerde ve nimetler içinde olacaklardır.
|
| Sadık Türkmen |
ŞÜPHESİZ korunup sakınanlar, cennetlerde ve nimetler içindedirler;
|
| Seyyid Kutub |
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar da cennetlerde, nimet içindedirler.
|
| Suat Yıldırım |
Müttakiler ise cennetlerde nimet içindedirler.
|
| Süleyman Ateş |
Korunanlar da cennetlerde, ni'met içindedirler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Kendini korumuş olanlar bahçelerde ve nimetler içinde...
|
| Tefhim-ul Kuran |
Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler;
|
| Ümit Şimşek |
Takvâ sahipleri ise Cennetlerde, nimetler içindedir.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir.
|