| Abdulbaki Gölpınarlı |
Yahut açlık, kıtlık gününde doyurmak.
|
| Abdullah Parlıyan |
Veya açlık, kıtlık zamanlarında açları doyurmaktır,
|
| Adem Uğur |
Veya açlık gününde yemek yedirmektir,
|
| Ahmed Hulusi |
Yahut aç olduğu hâlde elindekiyle başkasını doyurmak!
|
| Ahmet Tekin |
Kıtlığın yaygın olduğu bir günde, bir dönemde kendisi açken başkasını doyurmaktır.
|
| Ahmet Varol |
Yahut açlığın olduğu bir günde doyurmaktır:
|
| Ali Bulaç |
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
|
| Ali Fikri Yavuz |
Yahud şiddetli bir açlık gününde yemek yedirmektir.
|
| Ali Ünal |
Ya da kıtlık veya darlık zamanında doyurmaktır,
|
| Bayraktar Bayraklı |
(11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
|
| Bekir Sadak |
(14-16) Yahut, aclik gununde, yakini olan bir oksuzu, yahut topraga serilmis bir yoksulu doyurmaktir.
|
| Celal Yıldırım |
(14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(14-16) Yahut açlık gününde yakın olan bir yetimi veya hiçbir şeyi olmayan bir yoksulu doyurmaktır.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(14-16) Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır.
|
| Diyanet Vakfi |
(11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
|
| Edip Yüksel |
Kıtlık anında doyurmaktır:
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Veya salgın bir açlık gününde yemek yedirmek
|
| Erhan Aktaş |
Veya darlık ve yoklukta doyurmaktır;
|
| Gültekin Onan |
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
|
| Hakkı Yılmaz |
14-15 veya salgın bir kıtlık gününde yakında bulunan bir yetime
|
| Harun Yıldırım |
Yahut kıtlık gününde doyurmaktır.
|
| Hasan Basri Çantay |
yahud (salgın) bir açlık gününde yemek yedirmekdir,
|
| Hayrat Neşriyat |
(14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.
|
| İbni Kesir |
Yahut açlık gününde yemek yedirmektir,
|
| İskender Evrenosoğlu |
Veya yorgun ve aç olduğu günde doyurmaktır.
|
| Kadri Çelik |
Ya da açlık gününde doyurmaktır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Ender nimet anında, kıtlıkta yedirmektir yemeği
|
| Mehmet Okuyan |
14-16 Veya açlık gün(ün)de yakın(ı) olan bir yetimi veya (karnı) toprağa yapışmış (hiçbir şeyi olmayan) yoksulu doyurmaktır.
|
| Muhammed Celal Şems |
(13-16) O, (esir bir) boynu serbest kılmaktır veya açlık gününde akraba bir yetimi (yahut öksüzü) ya (da) yoksul ve düşkün birini doyurmaktır.
|
| Muhammed Esed |
yahut (kendi) aç iken (başkasını) doyurmaktır,
|
| Mustafa Çevik |
12-17 Sarp yokuşun ne olduğunu bildiren Allah’tır. O sarp yokuş, insanı kölelikten kurtarmak, muhtaç olanın karnını doyurmak, ihtiyaçlarını gidermektir. Yetime ve darda olan yakınına el uzatmak, onları sahiplenmek, insanları merhametli, sabırlı ve Allah yolunda gayretli olmaya davet etmektir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
veya açlık gününde (muhtaçları) doyurmaktır;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Yahut bir kıtlık gününde yemek yedirmektir.
|
| Ömer Öngüt |
Veya (kıtlık gibi) açlık duyulan bir günde yemek yedirmektir.
|
| Şaban Piriş |
Veya açlık gününde doyurmaktır.
|
| Sadık Türkmen |
ya da yokluk gününde yedirmektir;
|
| Seyyid Kutub |
Yahut açlık gününde doyurmaktır.
|
| Suat Yıldırım |
Kıtlık zamanında yemek yedirmektir.
|
| Süleyman Ateş |
Yahut açlık gününde doyurmaktır:
|
| Süleymaniye Vakfı |
veya kıtlık gününde yemek yedirmek,
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
|
| Ümit Şimşek |
Yahut kıtlık gününde yemek yedirmektir:
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o,
|