| Abdulbaki Gölpınarlı |
Yiyin ve için, âfiyetler olsun yaptıklarınıza karşılık.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ve onlara: “Hayatta iken yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin için” denilecek.
|
| Adem Uğur |
(Kendilerine:) "İşlediklerinizin karşılığı olarak şimdi âfiyetle yeyin için" (denir).
|
| Ahmed Hulusi |
"Yaptığınız çalışmalardan dolayı afiyetle yeyin ve için!"
|
| Ahmet Tekin |
'Yeyin, için, işlediğiniz devamlı, bilinçli amellere karşılık afiyet olsun.'
|
| Ahmet Varol |
'Yapmakta olduklarınıza karşılık afiyetle yiyin ve için.'
|
| Ali Bulaç |
Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Bu cennetliklere şöyle denilir): İşlediğiniz amellere karşılık, âfiyetle yeyin, için...
|
| Ali Ünal |
“Dünyada işlediklerinizden dolayı afiyetle yiyin için!”
|
| Bayraktar Bayraklı |
(43-44) Kendilerine, “Yaptıklarınızın karşılığı olarak şimdi âfiyetle yiyiniz, içiniz” denilecektir. İşte biz, güzel amel yapanları böyle ödüllendiririz.
|
| Bekir Sadak |
Onlara denir ki: «Islediklerinize karsilik afiyetle yiyiniz, iciniz.
|
| Celal Yıldırım |
(43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız..
|
| Cemal Külünkoğlu |
(43-44) (Onlara şöyle denir:) “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere afiyetle yiyin için.” Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Onlara denir ki: 'İşlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz, içiniz.'
|
| Diyanet Vakfi |
(Kendilerine:) «İşlediklerinizin karşılığı olarak şimdi âfiyetle yeyin için» (denir).
|
| Edip Yüksel |
Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyip için.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Yeyin, için âfiyet olsun işlediğiniz amellere mukabil
|
| Erhan Aktaş |
Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin ve için.
|
| Gültekin Onan |
Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
|
| Hakkı Yılmaz |
–“İşlemiş olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin, için!”–
|
| Harun Yıldırım |
Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için.
|
| Hasan Basri Çantay |
(Şöyle denilir): «İşlemiş olduğunuz (iyi) amel (ve hareketlere mukaabil afiyetle yeyin, için».
|
| Hayrat Neşriyat |
(Onlara şöyle denilir:) 'İşleyegeldiğiniz (sâlih) ameller sebebiyle (bir mükâfât olarak), âfiyetle yiyin, için!'
|
| İbni Kesir |
İşlediklerinize karşılık afiyetle yeyin, için.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Yaptıklarınız sebebiyle afiyetle yeyin ve için.
|
| Kadri Çelik |
Yapmakta olduklarınıza karşılık olmak üzere afiyetle yiyin ve için.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Eh, dünyadaki işlerin ödülleri yiyin, için! Bunlar sizindir.
|
| Mehmet Okuyan |
(Onlara) “Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyip için” (denecektir).
|
| Muhammed Celal Şems |
(Onlara,) “Yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin ve için,” (denilecek.)
|
| Muhammed Esed |
(ve onlara:) "(Hayatta iken) yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için!" denilecek.
|
| Mustafa Çevik |
41-45 Davet edildikleri yaratılış sebepleri olan Allah merkezli hayat nizamına
iman edip onu yaşamak üzere bütün güçleriyle gayret edenlere gelince, Allah onları cennetteki gölgeliklerde, pınar başlarında, canlarının çektiği her türlü nimetlerin içinde olacakları bir hayatla ödüllendirecek ve onlara, “Bunlar dünya hayatınızdaki amellerinize karşılık Rabbinizin ikramıdır.” denilecek. Biz iman edip, salih amel işleyen ihlâslı kullarımızı böyle mükâfatlandırırız. Bu gerçeklere inanmayıp yalan sayanların O Gün vay haline.
|
| Mustafa İslamoğlu |
(onlara) "Yaptıklarınıza karşılık olarak yiyin, için, afiyet olsun!" (deriz).
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Yeyiniz ve içiniz, afiyet olsun yapar olduğunuz şey sebebiyle.
|
| Ömer Öngüt |
Yaptıklarınıza karşılık olarak afiyetle yiyin için!
|
| Şaban Piriş |
-Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için.
|
| Sadık Türkmen |
(Kendilerine): “Yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin ve için” (denir).
|
| Seyyid Kutub |
Yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak şimdi afiyetle yiyiniz ve içiniz.
|
| Suat Yıldırım |
Dünyada yaptıklarınızdan ötürü âfiyetle yiyin, için!
|
| Süleyman Ateş |
"Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin, için!"
|
| Süleymaniye Vakfı |
“Yaptıklarınıza karşılık, gönül rahatlığıyla yiyip için.” (denir)
|
| Tefhim-ul Kuran |
Yapmakta olduklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için.
|
| Ümit Şimşek |
Âfiyetle yiyin, yaptıklarınıza karşılık.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
"Yapıp ürettiklerinize karşılık olarak afiyetle yiyip için."
|