| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve soyunu, yeryüzünde kalan bir soy haline getirdik.
|
| Abdullah Parlıyan |
Kavmini tufanla helak ettikten sonra, Nuh'un soyunu, yeryüzünde kalan ve O'ndan türeyip çoğalan bir toplum kıldık.
|
| Adem Uğur |
Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık.
|
| Ahmed Hulusi |
Onun zürriyetini de devam ettirdik.
|
| Ahmet Tekin |
Biz onun neslini, işte onları payidar kıldık.
|
| Ahmet Varol |
Yalnız onun soyunu sürekli kıldık.
|
| Ali Bulaç |
Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Hem (Nûh’un kıyamete kadar) zürriyetini, bakî kalanlar kıldık.
|
| Ali Ünal |
Ve soyunu yeryüzünde payidar kıldık.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Sâdece onun soyunu geriye bırakmıştık.
|
| Bekir Sadak |
Ancak onun soyunu surekli kildik.
|
| Celal Yıldırım |
Hem onun soyunu (yeryüzünde) baki kalanlar kıldık.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Onun) soyunu (yeryüzünde kıyamete kadar) kalıcı kıldık.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Ancak onun soyunu sürekli kıldık.
|
| Diyanet Vakfi |
Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık.
|
| Edip Yüksel |
Onun soyunu ise yaşattık.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Hem zürriyyetini bâkıy kalanlar kıldık
|
| Erhan Aktaş |
Onun soyunu kalıcı kıldık.
|
| Gültekin Onan |
Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve o'nun neslini baki kalanların ta kendisi yaptık.
|
| Harun Yıldırım |
Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık.
|
| Hasan Basri Çantay |
Zürriyyetini (yer yüzünde) devamlı kalanların ta kendileri kıldık.
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve (yeryüzünde) onun neslini gerçekten kalıcı kimseler kıldık.
|
| İbni Kesir |
Ve onun soyunu süreklilerin kendisi kıldık.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve O'nun (Nuh A.S'ın) zürriyetini (kıyâmete kadar) bâki kalanlardan kıldık.
|
| Kadri Çelik |
Hem onun neslini sürekli kalıcılar kıldık.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(76-77) Sıkıntının büyüğünden onu ve ailesini kurtardık. Ve onun neslini de baki kılmışızdır.
|
| Mehmet Okuyan |
Biz onun (Nuh’un) soyunu -işte onları- kalıcı kılmıştık.
|
| Muhammed Celal Şems |
Yalnız onun neslini kalıcı kıldık.
|
| Muhammed Esed |
soyunu (yeryüzünde) kalıcı yaptık;
|
| Mustafa Çevik |
75-79 Vaktiyle Nûh, şirk ve küfründen vazgeçmeyen kavminin helaki için dua etmişti. Biz de onun duasını kabul edip, Nûh ile birlikte davetine icabet eden ailesini kurtarıp, gerisini helak ettik. Nûh’un soyunu ise devam ettirdik, sonraki nesiller arasında Nûh’un övgüyle anılmasını, adının geçtiği yerde sevgi ve saygı ile hatırasından bahsedilmesini sağladık.
|
| Mustafa İslamoğlu |
onun (inanç) soyunu da baki kıldık:
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onun zürriyetini (evet onları) payidârlar kıldık.
|
| Ömer Öngüt |
Yalnız onun zürriyetini kalıcılar kıldık.
|
| Şaban Piriş |
Onun soyunu da devam ettirdik.
|
| Sadık Türkmen |
Ve onun soyunu da kalıcı kıldık.
|
| Seyyid Kutub |
Ancak O'nun soyunu sürekli kıldık.
|
| Suat Yıldırım |
Hayatta kalıp payidar olmayı da onun soyuna has kıldık.
|
| Süleyman Ateş |
Yalnız onun zürriyetini kalıcılar yaptık (onlardan başka hepsini helâk ettik).
|
| Süleymaniye Vakfı |
Soyunu devam ettirdiğimiz sadece onlar olmuştu.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ve onun soyunu, (dünyada) onları da baki kıldık.
|
| Ümit Şimşek |
Yalnız onun neslini sağ bıraktık.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onun zürriyetini, evet onları kalıcılar yaptık.
|