| Abdulbaki Gölpınarlı |
Mahzûn etmesin seni onların sözleri; şüphe yok ki biz, gizlediklerini de biliriz, açığa vurduklarını da.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ey peygamber! O gerçekleri inkâr edenlerin, düzensiz ve asılsız konuştuklarından dolayı, üzüntüye kapılma, şüphesiz biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.
|
| Adem Uğur |
(Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Ahmed Hulusi |
O hâlde onların lafı seni mahzun etmesin. . . Muhakkak ki biz onların gizlediklerini de açıkladıklarını da biliriz.
|
| Ahmet Tekin |
Rasulüm, onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizledikleri niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açıkça söylediklerini, alenen yaptıklarını da biliyoruz.
|
| Ahmet Varol |
Artık onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Ali Bulaç |
Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Ali Fikri Yavuz |
O halde (Ey Rasûlüm), o kâfirlerin sözü, (tekzibi) seni mahzun etmesin. Biz, onların (içlerinde) gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
|
| Ali Ünal |
O halde (ey Rasûlüm), onların sözleri seni üzmesin. Biz içlerinde neleri gizliyorlar, neleri dışa vuruyorlar hepsini biliyoruz.
|
| Bayraktar Bayraklı |
O halde, onların sözleri sakın seni üzmesin. Şüphesiz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Bekir Sadak |
Bunlarin sozu seni uzmesin. Biz onlarin gizlediklerini de, aciga vurduklarini da suphesiz biliriz.
|
| Celal Yıldırım |
Sakın onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki, biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Ey Resulüm!) Öyleyse onların sözü seni üzmesin! Çünkü biz, onların (içlerinde) gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bunların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da şüphesiz biliriz.
|
| Diyanet Vakfi |
(Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Edip Yüksel |
Sözleri seni üzmesin. Gizledikleri ve açıkladıkları her şeyi çok iyi biliriz.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
O halde onların lâkırdıları seni mahzûn etmesin, biz onların içlerini de biliriz dışlarını da
|
| Erhan Aktaş |
Artık onların1 sözleri seni üzmesin. Biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
1- Müşriklerin.
|
| Gültekin Onan |
Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Hakkı Yılmaz |
O hâlde onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki Biz, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Harun Yıldırım |
(Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Hasan Basri Çantay |
O halde (habîbim) onların lâfı seni gamnâk etmesin. Şübhe yok ki biz onların neler gizlemekde olduklarını, neler açıklaya geldiklerini biliyoruz.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Habîbim, yâ Muhammed!) Öyle ise onların sözü, seni üzmesin! Şübhesiz ki biz,(onlar) neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa biliriz.
|
| İbni Kesir |
Onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki Biz; onların gizlediklerini de, açıkladıklarını da biliriz.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Artık onların sözleri seni mahzun etmesin. Muhakkak ki Biz, sakladıklarını da açıkladıklarını da biliriz.
|
| Kadri Çelik |
Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz onların saklamakta olduklarını da açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Ne söyledikleri seni üzmesin. Elbette gizledikleri ve açıkladıkları tarafımızdan bilinir.
|
| Mehmet Okuyan |
Sözleri seni üzmesin! Gizlediklerini de açıkladıklarını da biliyoruz.
|
| Muhammed Celal Şems |
O halde, onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz Biz, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını biliriz.
|
| Muhammed Esed |
Ama o (hakikati inkar eden)lerin sözlerinden üzüntüye kapılma; şüphe yok ki Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
|
| Mustafa Çevik |
Artık bu nankör, azgın küstahların sözleri seni üzmesin. Biz onların niyetlerini de açığa vurduklarını da çok iyi biliyoruz.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Artık onların sözleri seni üzmesin: unutma ki Biz onların gizlediklerini de biliriz, açıkladıklarını da.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
İmdi onların lâkırdıları seni mahzun etmesin. Şüphe yok ki Biz, onların neleri gizlediklerini ve neleri ilan ettiklerini biliyoruz.
|
| Ömer Öngüt |
Sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ki biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliriz.
|
| Şaban Piriş |
Onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açıkladıklarını da elbette biliyoruz.
|
| Sadık Türkmen |
Onların sözü seni üzmesin. Biz gizledikleri ve açığa vurdukları şeyleri biliyoruz.
|
| Seyyid Kutub |
Onların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Suat Yıldırım |
O halde ey Resulüm, üzülme sen onların laflarına, onların gizlediklerini de iyi biliriz, açıkladıklarını da, sen hiç tasalanma!
|
| Süleyman Ateş |
Onların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onların sözleri seni üzmesin; biz neyi gizlediklerini ve neyi açığa vurduklarını iyi biliriz.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, onların saklamakta olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
|
| Ümit Şimşek |
Onların sözü seni tasalandırmasın. Biz onların sakladıklarını da biliriz, açığa vurduklarını da.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onların sır olarak tuttuklarını da açıkladıklarını da biliyoruz.
|