| Abdulbaki Gölpınarlı |
Arslandan kaçıyorlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
arslandan ürküp kaçan.
|
| Adem Uğur |
Âdeta arslandan ürkmüş.
|
| Ahmed Hulusi |
Aslandan ürküp kaçarcasına!
|
| Ahmet Tekin |
Arslandan-ok atan avcılardan-sürek avı yapanlardan kaçan eşeklere benziyorlar.
|
| Ahmet Varol |
Aslandan kaçmışlar.
|
| Ali Bulaç |
Arslandan korkup kaçmışlar.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Aslandan kaçmaktalar...
|
| Ali Ünal |
Ve kaçan arslandan?
|
| Bayraktar Bayraklı |
(49-52) Öyleyken, onlara ne oluyor ki âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi, öğütten yüz çeviriyorlar? Daha doğrusu onların her biri, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.
|
| Bekir Sadak |
(50-51) Arslandan urkerek kacan yabani merkeplere benzerler.
|
| Celal Yıldırım |
(50-51) Aslandan kaçan ürkek yaban eşekleri gibi..
|
| Cemal Külünkoğlu |
(49-51) Böyle iken onlara ne oluyor da, aslandan korkup kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi (Kur'an'daki) öğütten yüz çevirip kaçıyorlar?
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(50-51) Aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.
|
| Diyanet Vakfi |
(49-51) Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar?
|
| Edip Yüksel |
Aslandan kaçan…
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Arslandan kaçmaktalar
|
| Erhan Aktaş |
Aslandan kaçan.
|
| Gültekin Onan |
Arslandan korkup kaçmışlar.
|
| Hakkı Yılmaz |
50-51 Onlar, sanki sağa-sola kaçışan; aslandan ürkmüş yaban eşekleri gibidirler.
|
| Harun Yıldırım |
Arslandan kaçan,
|
| Hasan Basri Çantay |
(50-51) Sanki onlar arslandan ürküb kaçan vahşî eşeklerdir!
|
| Hayrat Neşriyat |
(50-51) Sanki onlar, aslandan ürküp kaçan yaban eşekleridir!
|
| İbni Kesir |
Ürkmüş olan, arslandan.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Arslandan (korkup) kaçmıştır.
|
| İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu |
Arslandan kaçan.
|
| Kadri Çelik |
Aslandan korkup kaçarlar.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(50-51) Resmen arslandan ürküp korkup kaçan yabani eşekler gibidirler.
|
| Mehmet Okuyan |
49-51 Onlara ne oluyor da aslandan kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi bu hatırlatmadan (Kur’an’dan) yüz çeviriyorlar?
|
| Muhammed Celal Şems |
(49-51) Onlara ne oldu ki, nasihatlerden yüz çevirdiler? Sanki arslandan kaçan ürkmüş eşekler gibidirler.
|
| Muhammed Esed |
aslanlardan ürküp kaçan.
|
| Mustafa Çevik |
49-51 Sonunda kaçınılmaz olan gerçek bu iken insanların çoğu, nasıl olup da
Allah’ın davetinden, yüz çevirip, aslandan kaçan yaban eşekleri gibi sırtlarını dönüp
kaçıyorlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
amansız avcıdan (kaçak eşeklere).
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(50-52) Sanki onlar, arslanlardan ürkerek firar etmiş yaban eşekleridir. Yok, onlardan her biri diler ki kendisine neşredilmiş sahifeler verilmiş olsun.
|
| Ömer Öngüt |
Arslandan kaçan.
|
| Şaban Piriş |
(50-51) Sanki onlar, aslandan kaçan yaban eşekleri gibidir.
|
| Sadık Türkmen |
aslandan kaçan!
|
| Seyyid Kutub |
Arslandan korkup kaçan.
|
| Suat Yıldırım |
(49-51) Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?
|
| Süleyman Ateş |
Aslandan ürkmüş.
|
| Süleymaniye Vakfı |
aslandan ürküp kaçan eşeklere benziyorlar.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Arslandan korkup kaçmışlar.
|
| Ümit Şimşek |
Aslandan kaçıyorlar!
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Arslandan ürkmüşlerdir.
|