| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve Sûr üfürülmüştür de o anda kabirlerinden çıkıp Rablerinin tapısına koşuyorlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Artık sonuncu sûr'a üfürülmüştür. Bir de bakarsın hepsi, kabirlerinden kalkmış, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
|
| Adem Uğur |
Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
|
| Ahmed Hulusi |
Sur'a nefholunmuştur! Bir de bakarsın ki onlar kabirleri hükmünde olan bedenlerinden çıkmış, Rablerine (hakikatlerini fark etme aşamasına) koşuyorlar!
|
| Ahmet Tekin |
Nihayet sûra üfürülecek. Bir de bakarsın ki, onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerinin huzuruna giderler.
|
| Ahmet Varol |
Sur'a üflenmiştir. Artık onlar kabirlerinden Rablerine doğru koşup giderler.
|
| Ali Bulaç |
Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp giderler.
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Bir de ikinci defa) Sûr’a üfürülmüştür. Ne baksınlar, kabirlerden Rablerine doğru akın ediyorlar!
|
| Ali Ünal |
Sûr’a üfürülür ve işte mezarlarından çıkmış, Rabbilerinin huzuruna doğru akın akın koşmaktadırlar.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Sûr'a üfürülünce bir de bakarsın ki onlar bulundukları yerden kalkıp, koşarak Rabblerine giderler.
|
| Bekir Sadak |
Sura uflenince, kabirlerinden Rablerine kosarak cikarlar.
|
| Celal Yıldırım |
Sûr'a üfrülünce bir de bakarsın kabirlerinden çıkıp Rablarına doğru akın akın koşarlar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(İkinci defa) Sur'a üflenince, kabirlerinden çıkıp koşarak Rablerine giderler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Sura üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar.
|
| Diyanet Vakfi |
Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
|
| Edip Yüksel |
Boruya üflenince, onlar mezarlarından kalkıp Rab’lerine koşacaklar.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bir de sur üfürülmüştür ne baksınlar kabirlerinden rablarına doğru akın ediyorlardır
|
| Erhan Aktaş |
Sur’a1 üflenmiştir! İşte o zaman onlar, kabirlerinden Rabb’lerine koşarlar.
1- Sur’a üflenme; toplanmayı veya tehlikeyi, bir şeyin başlamasını veya bitmesini haber vermek için bir borunun, düdüğün veya sirenin çalınmasına benzer bir şeyi çağrıştırmaktadır.
|
| Gültekin Onan |
Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp giderler.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve Sûr'a üflenmiştir. Bir de bakmışsın ki onlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.
|
| Harun Yıldırım |
Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
|
| Hasan Basri Çantay |
«Suur» a üfürülmüşdür. Artık bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp) Rablerine doğru koşup gidiyorlar.
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve sûra (ikinci def'a) üfürülmüştür de bakarsın ki onlar kabirlerinden (kalkıp)Rablerine koşuyorlar!
|
| İbni Kesir |
Sur'a üflendi. Bir de bakarsınız ki onlar kabirlerinden koşarak Rabblarına doğru çıkmaktadırlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve sur'a üfürülmüştür. İşte o zaman onlar, mezarlarından Rab'lerine koşarlar (uçarlar, yükselirler).
|
| Kadri Çelik |
Sur'a üflenince, hemen kabirlerinden rablerine doğru koşarak çıkarlar.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(Yoğun şekilde) sura üflendi. İşte mezardan kalkıp, Rablerinin huzuruna doğru koşarlar.
|
| Mehmet Okuyan |
Sûr’a üflendiğinde, bir de bakarsın ki (hemen) mezarlar(ın)dan (kalkarak) Rablerine koşacaklar.
|
| Muhammed Celal Şems |
Borazana üflenince onlar, hemen mezarlardan kalkıp Rablerine koşmaya başlayacaklar.
|
| Muhammed Esed |
Ve (sonra yeniden diriliş) suru üflenecek; işte o zaman tümü kabirlerinden çıkarak Rablerine doğru koşacaklar!
|
| Mustafa Çevik |
48-52 Ayrıca bir de dönüp mü’minlere derler ki: “Söyleyin bakalım şu vaat edilen Son Saat ve hesap zamanı ne zaman gerçekleşecek?” Onlar bunu tartışadursunlar, Rabbinin belirlediği vakit gelip de o belalı günün çığlığı duyulduğunda, ne geriye dönebilecek ne de vasiyette bulunabilecekler. O saatle aniden karşılaşacaklar. Derken arkasından Sûr’a üfürüldüğünde hepsi birden kabirlerinden çıkarılıp Rablerine doğru koşacaklar, bir yandan da “Eyvah, bizi yattığımız yerden kim, niçin kaldırdı?” diyecek ve sorduklarına da kendileri cevap vererek, “Rahmanın vaat ettiği işte bu olsa gerek, demek ki peygamberlerin söyledikleri doğruymuş.” diyecekler.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Derken sura üflenmiştir, ve işte o zaman hemen mevzilerinden çıkıp Rablerine koşacaklar.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Sûr'a üfürülmüş (olacak)dır. Artık onlar o zaman kabirlerinden (kalkıp) Rablerine doğru sür'atle yürümekte bulunurlar.
|
| Ömer Öngüt |
Sur'a üflenince, kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru akın ederler.
|
| Şaban Piriş |
Sur’a üflenince, kabirlerinden kaldırılıp, Rab’lerinin huzurunda sıralanacaklardır.
|
| Sadık Türkmen |
SUR’A üflenmiştir; bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkmış, Rablerine doğru dalga dalga süzülüp koşuyorlar.
|
| Seyyid Kutub |
Sur'a üflenince, kâbirlerinden Rabb'lerine koşarak çıkarlar.
|
| Suat Yıldırım |
Sura üflendi, "Kalk!" borusu çaldı!.. İşte mezarlarından kalkıp, Rab’lerinin huzurunda duruşmaya koşuyorlar...
|
| Süleyman Ateş |
Sûr'a üflendi. İşte onlar kabirlerden Rablerine koşuyorlar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sura üflenince bunlar; derhal kabirlerinden kalkar ve hızla Rablerine (hesap verecekleri yere) doğru akın ederler.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Sûr'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp giderler.
|
| Ümit Şimşek |
Ve sûra üfürülür. O anda onlar kabirlerinden çıkmış, Rablerine doğru koşmaktadırlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
|