| Abdulbaki Gölpınarlı |
Firavun'a gidin, çünkü o, gerçekten de azdı.
|
| Abdullah Parlıyan |
Firavun'a gidin. Çünkü O, gerçekten azdı.
|
| Adem Uğur |
Firavun'a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı.
|
| Ahmed Hulusi |
"İkiniz gidin Firavun'a! Muhakkak ki o taşkınlık etmiştir. "
|
| Ahmet Tekin |
'İkiniz Firavun’a gidin, o çok azdı.'
|
| Ahmet Varol |
Firavun'a gidin. Çünkü o gerçekten azdı.
|
| Ali Bulaç |
"İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor."
|
| Ali Fikri Yavuz |
Firavun’a gidin, çünkü o hakikaten azdı (ben Rabbim, dedi).
|
| Ali Ünal |
“Firavun’a gidin, çünkü o gerçekten çok azgınlaştı.
|
| Bayraktar Bayraklı |
“Firavun'a gidin! Doğrusu o azmıştır.”
|
| Bekir Sadak |
Firavun'a gidin, dogrusu o azmistir.
|
| Celal Yıldırım |
Fir'avn'a gidin; çünkü gerçekten o azmıştır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(41-44) Ben seni kendim için seçip yetiştirdim. (Şimdi) sen ve kardeşin, artık benim mesajlarımla yola çıkın ve sakın beni anmakta gevşeklik göstermeyin! Firavun'a gidin. Çünkü o azmıştır. Onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki öğüt alır yahut ürperir.”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Firavun'a gidin, doğrusu o azmıştır.
|
| Diyanet Vakfi |
Firavun'a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı.
|
| Edip Yüksel |
“İkiniz Firavuna gidin; çünkü o azdı.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Fir'avna gidin çünkü o pek azdı
|
| Erhan Aktaş |
İkiniz de Firavun’a gidin. Kuşkusuz o azgınlaştı.
|
| Gültekin Onan |
"İkiniz Firavuna gidin, çünkü o azmış bulunuyor."
|
| Hakkı Yılmaz |
Her ikiniz gidin Firavun'a. Şüphesiz o azdı.
|
| Harun Yıldırım |
Firavun'a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı.
|
| Hasan Basri Çantay |
Fir'avna gidin. Çünkü o, hakıykaten azdı.
|
| Hayrat Neşriyat |
'Fir'avun’a gidin; şübhesiz o (ilâhlık iddiâsıyla) iyice azdı.'
|
| İbni Kesir |
Firavun'a gidin, doğrusu o, azmıştır.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Firavuna ikiniz gidin. Muhakkak ki o, azdı.
|
| Kadri Çelik |
“İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunmaktadır.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(43-44) Artık Firavun'a gidin. O gerçekten azdı. Yumuşak tarzda söyleyin. Belki öğüt alır, korkar.
|
| Mehmet Okuyan |
Firavun’a gidin; şüphesiz ki o iyice azdı.
|
| Muhammed Celal Şems |
“İkiniz Firavun’a gidin, çünkü o haddi aşmıştır.”
|
| Muhammed Esed |
İkiniz birlikte doğruca Firavun'a gidin; çünkü o gerçekten her türlü ölçüyü aşmış bulunuyor!
|
| Mustafa Çevik |
36-44 Allah Musa’ya, “Ey Musa! Dileğin kabul edildi. Harun da sana yardımcı olarak görevlendirildi. Bir zamanlar annene de yardım etmiş, ona ilham ederek,
“Bebeğini bir sandığa koyarak nehrin akıntısına bırak, akıntı onu kıyıya ulaştıracak, kıyıdan da onu alıp hem bana hem de ona düşman olan birinin evinde, ona evlatlık olarak sahip çıkartacağız.” diye bildirmiştik. İşte ey Musa! Seni ta o zamandan beri şefkat ve merhametle gözetimim altında yetiştirip olgunlaşmanı sağladım. Kız kardeşinin de seni kıyıdan alan Firavun’un ailesine gidip, “O bebeğe bakacak birini size önerebilirim.” dediği zamanda, onun böyle olmasını Biz takdir edip, oraya yönlendirmiştik. Böylece seni annene yeniden kavuşturduk ki onun da yüzü gülsün ve üzülmesin. Derken erişkin bir yaşa gelince de, kazaen bir cana kıyıp birini öldürmüştün ve Biz seni bu tasadan da kurtarmıştık. Ey Musa! Seni birtakım sınavlardan geçirip olgunlaştırdık ve sonra da yıllarca doğup büyüdüğün yerden uzakta, Medyen halkının arasında kaldın, sonunda yine Bizim takdirimiz gereği tekrar buraya geldin. Ey Musa! Seni kendime elçi olarak seçip, hazırladım. Şimdi sen ve kardeşin Harun, sana bağışladığım mucize belgelerle Firavun’a gidin ve sakın onu ve beraberindekileri, yalnız Benim Rabliğime ve ilahlığıma davet konusunda gevşeklik, ürkeklik göstermeyin. İkiniz birden o nankör, azgın, küstahın karşısına çıkın ve ona erdemli, nezaketli bir üslupla hitap ederek, insanların yaratıcısı Allah’ın onların gerçek Rabbi ve ilahı olduğunu dolayısıyla insanlar üzerinde nizam kurmak, ahlak kuralları belirlemek yetkisinin yalnızca Allah’a ait olduğunu tebliğ edin. Belki bu gerçeği anlayıp da aklını başına alıp, düşünmeye başlar yahut yüreğine Allah korkusu düşer de gerçeğe yönelir.”
|
| Mustafa İslamoğlu |
Siz ikiniz doğruca Firavun'a gidin, çünkü o pek azdı!
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
«Fir'avun'a gidiniz. Şüphe yok ki, o haddi tecavüz etmiştir.»
|
| Ömer Öngüt |
Firavun'a gidin, dogrusu o azmistir.
|
| Şaban Piriş |
Firavuna gidin, çünkü o azdı.
|
| Sadık Türkmen |
İkiniz Firavun’a gidin. Çünkü o, iyice azmıştır.
|
| Seyyid Kutub |
Firavun'a gidiniz. Çünkü o gerçekten azıttı.
|
| Suat Yıldırım |
Gidin. Firavun’a, zira o iyice azdı.
|
| Süleyman Ateş |
"Fir'avn'e gidin, çünkü o azdı."
|
| Süleymaniye Vakfı |
Firavun’a gidin; o haddini aştı.
|
| Tefhim-ul Kuran |
«İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunmaktadır.»
|
| Ümit Şimşek |
'Firavun'a gidin; çünkü o iyice azıttı.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
"Firavun'a gidin, çünkü o azdı."
|