| Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki çekinenler, gölgeliklerdedir ve pınar başlarında,
|
| Abdullah Parlıyan |
Yollarını Allah'ın kitabıyla bulanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
|
| Adem Uğur |
Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında,
|
| Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki müttekîler (korunmuşlar), gölgelerin ve kaynakların içindedirler.
|
| Ahmet Tekin |
Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minler gölgeliklerde, akarsu kıyılarında ve pınar başlarındadır.
|
| Ahmet Varol |
Şüphesiz takva sahipleri gölgelerde ve pınar başlarındadırlar.
|
| Ali Bulaç |
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadır;
|
| Ali Fikri Yavuz |
Doğrusu takva sahibleri, gölgelerle kaynaklarda;
|
| Ali Ünal |
Allah’a gönülden saygı duyan ve O’na karşı gelmekten sakınanlar ise gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(41-42) Şüphesiz o gün, takvâ sahipleri, gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.
|
| Bekir Sadak |
Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlar, elbette golgeliklerde ve pinar baslarindadirlar.
|
| Celal Yıldırım |
Şüphesiz ki muttakîler (Allah'tan saygı ile korkup hile, yalan ve düzenbazlıktan sakınanlar) gölgelikte pınarlar başında, canlarının çektiği meyveler arasındadırlar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(41-42) Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, (serin) gölgeler altında ve pınarlar arasında hem de canlarının istediği meyveler içindedirler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlar, elbette gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
|
| Diyanet Vakfi |
(41-42) Şüphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pınar başlarında, canlarının çektiğinden çeşit çeşit meyveler arasında olacaklardır.
|
| Edip Yüksel |
Erdemliler gölgeliklerde ve pınarlar arasında…
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde, kaynaklarda
|
| Erhan Aktaş |
Takva sahipleri1 gölgelerde ve pınar başlarındadırlar.
1- Allah’ın buyruklarına içtenlikle uyarak, o buyruklarla kendisini kötü ve zararlı şeylere karşı korumaya alan.
|
| Gültekin Onan |
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadır.
|
| Hakkı Yılmaz |
41-42 Kuşkusuz Allah'ın koruması altına girmiş kimseler gölgeler, pınarlar ve canlarının çektiği meyveler içindedirler.
|
| Harun Yıldırım |
Şüphesiz muttakiler, gölgelerde ve pınar başlarındadır.
|
| Hasan Basri Çantay |
(41-42) Hakıykat, takva saahibleri gölgeler, pınarlar ve canları ne isterse onlardan bir çok meyveler içindedirler.
|
| Hayrat Neşriyat |
(41-42) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri (ise, o gün) gölgelerde ve pınar başlarında, canlarının çekmekte olduğu meyveler arasındadırlar.
|
| İbni Kesir |
Muhakkak ki muttakiler, gölgeliklerde ve pınarlardadırlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Muhakkak ki takva sahipleri gölgelerde ve pınarbaşlarındadır.
|
| Kadri Çelik |
Şüphesiz takva sahipleri olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Rabbe muttaki olanlar, o gün pınar başı gölgeliktedir.
|
| Mehmet Okuyan |
41-42 Şüphesiz ki muttakîler (duyarlı olanlar), gölgelerde, (su) kaynaklarında ve canlarının çektiği her tür meyve(lik)lerde olacaklardır.
|
| Muhammed Celal Şems |
Şüphesiz (Allah’ın) takvasını benimseyenler, (Cennet’te) gölgeler içinde ve pınarların (başında) olacaklar.
|
| Muhammed Esed |
(Ama,) Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlar, (serin) gölgeler altında ve pınarlar arasında oturacaklar,
|
| Mustafa Çevik |
41-45 Davet edildikleri yaratılış sebepleri olan Allah merkezli hayat nizamına
iman edip onu yaşamak üzere bütün güçleriyle gayret edenlere gelince, Allah onları cennetteki gölgeliklerde, pınar başlarında, canlarının çektiği her türlü nimetlerin içinde olacakları bir hayatla ödüllendirecek ve onlara, “Bunlar dünya hayatınızdaki amellerinize karşılık Rabbinizin ikramıdır.” denilecek. Biz iman edip, salih amel işleyen ihlâslı kullarımızı böyle mükâfatlandırırız. Bu gerçeklere inanmayıp yalan sayanların O Gün vay haline.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Şüphe yok ki muttakiler (huzur veren) gölgeler altında ve (ebedi saadetin) kaynağında bulunacaklar;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Şüphe yok ki, muttakîler ise gölgelerde ve çeşmelerdedirler.
|
| Ömer Öngüt |
Muttakiler ise gölgeler altında ve pınar başlarındadırlar.
|
| Şaban Piriş |
Allah’tan sakınanlar ise gölgeler ve pınar başlarındadır.
|
| Sadık Türkmen |
ŞÜPHESİZ kötülüklerden sakınanlar gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar.
|
| Seyyid Kutub |
Kötülüklerden sakınanlara gelince anlar ağaç gölgeleri altında ve pınar başlarındadırlar.
|
| Suat Yıldırım |
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise o gün gölgeliklerde, pınar başlarındadırlar.
|
| Süleyman Ateş |
Korunanlar ise gölgeler altında, çeşme başındadırlar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Kendini koruyanlar[*] gölgeliklere, pınar başlarına gidecekler.
[*] Takva sahibi olanlar, kendini koruyanlar, doğal yapıyı bozmayanlar, Allah’tan çekinerek korunanlar. Bkz. Bakara 2/2 ve dipnotu
|
| Tefhim-ul Kuran |
Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar başlarındadırlar;
|
| Ümit Şimşek |
Takvâ sahipleri ise gölgelerde, pınar başlarındadır.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır.
|