| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve görmediğinize.
|
| Abdullah Parlıyan |
ve göremediğiniz şeylere ki;
|
| Adem Uğur |
Ve göremediklerinize ki,
|
| Ahmed Hulusi |
Ve görmediklerinize!
|
| Ahmet Tekin |
Andolsun görmediklerinize, kavrayamadıklarınıza!
|
| Ahmet Varol |
Ve görmediğinize ki,
|
| Ali Bulaç |
Görmediklerinize de.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Ve görmediklerinize...
|
| Ali Ünal |
Ve göremediğiniz her şeye,
|
| Bayraktar Bayraklı |
(38-39) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine andolsun.
|
| Bekir Sadak |
(38-40) Gorebildikleriniz ve goremedikleriniz uzerine yemin ederim ki, Kuran serefli bir elcinin getirdigi sozdur.
|
| Celal Yıldırım |
(38-39) Hayır, gördüklerinize ve görmediklerinize and içerim ki,
|
| Cemal Külünkoğlu |
(38-39) Hayır, (sandıkları gibi değil), gördüklerinize de görmediklerinizde de yemin ederim ki,
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(38-40) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği sözdür.
|
| Diyanet Vakfi |
(38-39) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki,
|
| Edip Yüksel |
Ve görmediklerinize,
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve görmediklerinize
|
| Erhan Aktaş |
Ve görmediklerinize.
|
| Gültekin Onan |
Görmediklerinize de.
|
| Hakkı Yılmaz |
(38-43) Artık gördüklerinize ve görmediklerinize kasem olsun ki şüphesiz Kur’ân, şerefli bir Elçi sözüdür. Ve o, bir şair sözü değildir. –Siz ne az inanıyorsunuz!– Bir kâhin sözü de değildir. –Siz ne az düşünüyorsunuz/öğütleniyorsunuz!– Kur’ân, âlemlerin Rabbinden indirilmedir.
|
| Harun Yıldırım |
Ve görmediğiniz şeylere.
|
| Hasan Basri Çantay |
(38-39) (Demek ki iş müşriklerin sandığı gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki,
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve göremiyor olduklarınıza!
|
| İbni Kesir |
Ve göremediklerinize de;
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve görmediğiniz şeylere de (yemin ederim).
|
| Kadri Çelik |
Görmediklerinize de.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(37-38-39) Kafirler yer onu ancak. Gördükleriniz ve görmediklerinize olsun yeminler.
|
| Mehmet Okuyan |
38-39 Hayır! Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki
|
| Muhammed Celal Şems |
(38-39) (Onun için dikkat! Sakın aldanmayın!) Biz, gördüklerinizi ve görmediklerinizi şahit olarak gösteriyoruz.
|
| Muhammed Esed |
ve bütün göremediklerinizi!
|
| Mustafa Çevik |
38-47 Gördüklerinize ve göremediklerinize andolsun ki: Bu Kur’an çok şerefli bir elçinin Allah adına size ilettiği ilahi bir davet kitabıdır. O, ne bir şairin ne de bir kâhinin sözüdür. O, âlemlerin Rabbi ve ilahı olan Allah tarafından gönderilmiştir. Şayet Peygamber Bizim adımıza birtakım sözler uydurup da söylemiş olsaydı, onu kıskıvrak yakalar, sonra da şahdamarını koparırdık ve hiç kimse de buna engel olamazdı.
|
| Mustafa İslamoğlu |
göremediklerinize de.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve göremez olduğunuza da yemin ederim.
|
| Ömer Öngüt |
Ve göremedikleriniz üzerine de.
|
| Şaban Piriş |
(38-39) Hayır, görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki...
|
| Sadık Türkmen |
ve görmediklerinize!
|
| Seyyid Kutub |
Ve görmediklerinize ki,
|
| Suat Yıldırım |
(38-39) Yok, yok! Gördüğünüz ve göremediğiniz âlemlere yemin olsun ki!
|
| Süleyman Ateş |
Ve görmediklerinize,
|
| Süleymaniye Vakfı |
Görmedikleriniz de.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Görmediklerinize de.
|
| Ümit Şimşek |
Ve görmediklerinize:
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Ve görmediklerinize!
|