| Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken kitap geldi de inanmadılar ona, yakında ne olacaklarını bilecekler.
|
| Abdullah Parlıyan |
Fakat onlara kitap gelince, O'nu inkâr edip, gerçekleri örtbas etmiş oldular. Yakında bu hareketlerinin sonunun nasıl olacağını bileceklerdir.
|
| Adem Uğur |
İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!
|
| Ahmed Hulusi |
Şimdiyse hakikat bilgisini inkâr ettiler. . . Yakında anlayacaklar!
|
| Ahmet Tekin |
İşte şimdi onu inkâr ettiler, kâfir oldular. Yakında başlarına gelecekleri öğrenecekler.
|
| Ahmet Varol |
Şimdi ise onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler.
|
| Ali Bulaç |
Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp küfrettiler; yakında bileceklerdir.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Fakat şimdi onu, (Peygamber’i ve Kur’an’ı) inkâr ettiler. Artık ileride (başlarına gelecek azabı) bileceklerdir.
|
| Ali Ünal |
Ama şimdi o Kitabı ret ve inkâr ediyorlar. Elbette bilecek onlar!
|
| Bayraktar Bayraklı |
Buna rağmen Kur'ân'ı inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir.
|
| Bekir Sadak |
Boyleyken O'nu inkar ettiler. Ama bileceklerdir.
|
| Celal Yıldırım |
(Kitap indirilince) onu red ve inkâr ettiler. İleride (bu dönekliğin sonunun nereye varacağını) bileceklerdir.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Fakat (kitap gelince) onu inkâr ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Böyleyken O'nu inkar ettiler. Ama bileceklerdir.
|
| Diyanet Vakfi |
İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!
|
| Edip Yüksel |
Böylece onu inkâr ettiler; ileride bilecekler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler
|
| Erhan Aktaş |
Fakat onu1 yalanladılar. Artık yakında bilecekler.
1- Kendilerine gelen Kitap’ı.
|
| Gültekin Onan |
Fakat (kitap gelince) ona küfrettiler; yakında bileceklerdir.
|
| Hakkı Yılmaz |
Şimdi de o öğütü/ kitabı örtbas ettiler. Artık yakında bileceklerdir.
|
| Harun Yıldırım |
İşte şimdi onu inkâr ettiler. Ama ileride bileceklerdir!
|
| Hasan Basri Çantay |
Şimdi ise ona (inanmayıb) kâfir oldular, ileride (küfürlerinin akıbetini) bileceklerdir ya.
|
| Hayrat Neşriyat |
Buna rağmen (Kur’ân gelince) onu inkâr ettiler. Ama (inkârlarının âkıbetini)ileride bilecekler.
|
| İbni Kesir |
Sonunda O'na küfrettiler, ama ilerde bileceklerdir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Buna rağmen O'nu (Zikri: Kur'ân-ı Kerim'i) inkâr ettiler. Fakat yakında bilecekler.
|
| Kadri Çelik |
Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp inkâr ettiler; yakında (neyi inkâr ettiklerini) bileceklerdir.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(169-170) Allah'ın halis kulları olurduk." Fakat onu tanıyıp küfrettiler; yakında olacağı bilecekler.
|
| Mehmet Okuyan |
181 Gönderilen bütün elçilere selam olsun!
|
| Muhammed Celal Şems |
Onlar (Allah’ı) inkâr ettiler, ama (sonlarını yakında) öğrenecekler.
|
| Muhammed Esed |
Ama (işte bu ilahi kelam önlerine konulduğu halde,) onu kabul etmeye yanaşmıyorlar! Ama zamanla (reddettikleri şeyin ne olduğunu) öğreneceklerdir:
|
| Mustafa Çevik |
167-170 Kur’an gönderilmeden önce müşrikler, şöyle diyorlardı: “Önceki kavimlere gönderildiği gibi, bizlere de ilahi bir kitap gönderilerek Allah’ın mesajları ulaşmış olsaydı ya da atalarımızdan bize böyle bir kitap miras olarak kalmış olsaydı, biz de Allah’ın emirlerine uyan, yasaklarından sakınan, gönülden O’na bağlı, kalbi temiz kullarından olurduk.” Fakat şimdi kendilerini gerçeğe davet eden ilahi kitap gelince de, onu kabule yanaşmayıp reddettiler. Elbette bu tutumlarının yanlış olduğunu hak ettikleri ceza ile karşılaştıklarında anlayacaklar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Fakat (vahiy gelince de) onu inkar ettiler; ama zamanı gelince (ne fena yaptıklarını) bilecekler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(170-171) Fakat şimdi O'nu inkar ettiler. Artık ileride bileceklerdir. Celâlim hakkı için (peygamber) gönderilmiş kullarım için Bizim bir sözümüz geçmiştir.
|
| Ömer Öngüt |
Böyle iken onu inkâr ettiler. Amma ileride bileceklerdir.
|
| Şaban Piriş |
Şimdi ise O’nu inkar ettiler. Ama bilecek onlar.
|
| Sadık Türkmen |
Fakat, onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler!
|
| Seyyid Kutub |
Ancak o uyarıyı inkâr ettiler, yakında inkârlarının sonucunu bileceklerdir.
|
| Suat Yıldırım |
Ama şimdi onu red ve inkâr ettiler fakat yakında öğrenirler!
|
| Süleyman Ateş |
Ama o uyarıyı inkâr ettiler, yakında (inkâr etmelerinin sonunun nasıl olacağını) bileceklerdir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
(O bilgi gelince) onu görmezlikten geldiler; ama yakında her şeyi öğrenirler.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp küfrettiler; yakında bileceklerdir.
|
| Ümit Şimşek |
Oysa onlar o kitabı inkâr ettiler! Yakında görecekler.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Fakat ardından onu inkâr ettiler. Yakında bilecekler.
|