| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve ikisine de her şeyi apaçık gösteren kitabı verdik.
|
| Abdullah Parlıyan |
Onlara apaçık ifadeli kitap da verdik.
|
| Adem Uğur |
Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı (Tevrat'ı) verdik.
|
| Ahmed Hulusi |
İkisine (Musa ve Harun'a) bilinen bilgiyi verdik.
|
| Ahmet Tekin |
Her ikisine de, açık seçik, anlaşılan kitabı, Tevrat’ı verdik.
|
| Ahmet Varol |
Onlara açık anlatımlı Kitab'ı verdik.
|
| Ali Bulaç |
Ve ikisine anlatımı açık kitabı verdik.
|
| Ali Fikri Yavuz |
İkisine de (helal ve haramı) açıklayan Tevrat kitabını verdik.
|
| Ali Ünal |
İkisine, (İlâhî) gerçekleri ve dünyaÂhiret saadetinin yollarını apaçık gösteren Kitabı verdik.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Onlara apaçık kitabı verdik.
|
| Bekir Sadak |
Her ikisine de, apacik anlasilan bir Kitap vermistik.
|
| Celal Yıldırım |
İkisine (hükümleri rahatlıkla anlaşılır) çok açık kitap verdik.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(117-118) Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik. İkisini de dosdoğru yola ilettik.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Her ikisine de, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.
|
| Diyanet Vakfi |
Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı (Tevrat'ı) verdik.
|
| Edip Yüksel |
Ve o ikisine apaçık anlaşılan kitabı verdik.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Hem kendilerine o belli kitabı verdik
|
| Erhan Aktaş |
Onlara gerçekleri açıklayan kitap verdik.
|
| Gültekin Onan |
Ve ikisine anlatımı açık kitabı verdik.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve Biz, kendilerine o apaçık gösteren Kitab'ı verdik.
|
| Harun Yıldırım |
Her ikisine de apaçık anlaşılan bir kitabı verdik.
|
| Hasan Basri Çantay |
Onlara (her hakıykatı) apaçık gösteren o kitabı verdik.
|
| Hayrat Neşriyat |
İkisine de apaçık anlaşılan Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik.
|
| İbni Kesir |
Her ikisine de apaçık anlaşılan kitab vermiştik.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve ikisine (hakikati) açıklayan kitabı verdik.
|
| Kadri Çelik |
Ve ikisine anlatımı açık olan kitabı verdik.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(116-117) Artık galip oldular onlara yardım ettik. İkisine apaçık anlaşılan bir kitabı vermişizdir.
|
| Mehmet Okuyan |
181 Gönderilen bütün elçilere selam olsun!
|
| Muhammed Celal Şems |
Kendilerine aydınlatan bir Kitap verdik.
|
| Muhammed Esed |
Onlara (doğru ile eğriyi) ayırd eden ilahi kelamı verdik,
|
| Mustafa Çevik |
114-119 Biz Musa ile Harun’a da peygamberlik nimetimizi bahşettik ve onların ikisini de kavimleri ile birlikte büyük bir felaketten, Firavun’un zulmünden kurtardık. Bizim yardımımızla sonunda galip gelen onlar oldular. Onlara da doğru ile yanlışı birbirlerinden ayıran ilahi bir kitap verip, böylece doğru yola iletmiştik.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Onlara (hakkı batıldan seçip ayıran kitabı vermiş
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(117-118) Ve ikisine de o açıkça bildiren kitabı verdik. Ve ikisini de dosdoğru yola sevkettik.
|
| Ömer Öngüt |
Her ikisine de, apaçık anlaşılan bir kitap vermiştik.
|
| Şaban Piriş |
O ikisine açıkça anlaşılan kitabı vermiştik.
|
| Sadık Türkmen |
Onlara açık net ifadeli kitabı verdik.
|
| Seyyid Kutub |
Onlara, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.
|
| Suat Yıldırım |
Kendilerine gerçekleri apaçık gösteren o kitabı verdik.
|
| Süleyman Ateş |
Onlara açık ifâdeli Kitabı verdik.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onlara her şeyi açıklayan Kitap’ı da vermiştik.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ve ikisine anlatımı açık olan kitabı verdik.
|
| Ümit Şimşek |
Kendilerine, dinlerini açıklayan kitabı verdik.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Onlara, açık seçik bilgi sunun Kitap'ı verdik.
|