| Abdulbaki Gölpınarlı |
Derken kendisi bakıp görür ki o, cehennemin ta ortasında.
|
| Abdullah Parlıyan |
Bunun üzerine dönüp bakar ve o arkadaşını yanan ateşin ortasında görür.
|
| Adem Uğur |
İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
|
| Ahmed Hulusi |
İşte şimdi onu yaşadılar; üstelik onu cehennemin tam ortasında gördü.
|
| Ahmet Tekin |
Derken, arkadaşı bakınır, onu kaynayıp köpüren Cehennem’in ta ortasında görür.
|
| Ahmet Varol |
Bakar ve onu cehennemin ortasında görür.
|
| Ali Bulaç |
Derken, bakıverdi, onu 'çılgınca yanan ateşin' tam ortasında gördü.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Derken (bizzat kendisi) bakmış, onu tâ cehennemin ortasında görmüştür.
|
| Ali Ünal |
Şöyle bir bakar ve onu Kızgın, Alevli Ateş’in tam ortasında bulur.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Etrafına bakınıp, birden onu cehennemin ortasında görecek.
|
| Bekir Sadak |
Bir bakar onu cehennemin ortasinda gorur.
|
| Celal Yıldırım |
(54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem'in ortasında görür.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(54-55) Yanındakilere: “Siz onu bilir misiniz?” diye sorar. Bakar ve onu cehennemin ortasında görür.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bir bakar onu cehennemin ortasında görür.
|
| Diyanet Vakfi |
(54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
|
| Edip Yüksel |
Baktığında, onu cehennemin ortasında bulur.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Derken bakmış onu tâ Cehennemin ortasında görmüştür
|
| Erhan Aktaş |
Derken yakından tanık oldu. Onu Cehennem’in ortasında gördü.
|
| Gültekin Onan |
Derken, bakıverdi, onu 'çılgınca yanan ateşin' tam ortasında gördü.
|
| Hakkı Yılmaz |
Derken kendisi onu tanıdı da onu cehennemin ta ortasında gördü.
|
| Harun Yıldırım |
(İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
|
| Hasan Basri Çantay |
Derken o (bizzat) bakıb bunu o çılgın ateşin ta ortasında gördü.
|
| Hayrat Neşriyat |
Derken baktı da onu Cehennemin ortasında gördü.
|
| İbni Kesir |
Bir bakar ve onu cehennemin ortasında görmüştür.
|
| İskender Evrenosoğlu |
O zaman (onun haline) muttali oldu. Ve böylece onu ateşin ortasında gördü.
|
| Kadri Çelik |
Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Tam arkadaşını ararken, bir an arkadaşına bakar ve onu cehennemin ortasında görür.
|
| Mehmet Okuyan |
(Ardından) bakıp arkadaşını cehennemin ortasında görecektir.
|
| Muhammed Celal Şems |
Sonra (da bir) bakar ve o (arkadaşını) Cehennem’in ortasında görür.
|
| Muhammed Esed |
Bunun üzerine dönüp bakar ve o (arkadaşı)nı yanan ateşin ortasında görür;
|
| Mustafa Çevik |
50-61 Cennette birbirleriyle sohbet ederken, içlerinden biri der ki: “Bir zamanlar dünyada iken benim bir arkadaşım vardı ve bana hep derdi ki, sen âhiret hayatına gerçekten inanıyor musun? Şimdi biz öldükten, kemik yığını ve toprak haline geldikten sonra yeniden diriltilip hesaba mı çekileceğiz, buna mı inanıyorsun? Şimdi bana böyle diyenin durumunu görmek için cehenneme bir bakalım.” Cehenneme baktıklarında onu ateşinin ortasında görürler, cennetteki mü’min ona seslenerek, “Vallahi eğer senin aklına uysaydım beni de mahvedecektin. Ben Rabbimin davetine iman edip yönelmeseydim, şimdi o ateşin içinde feryat edenlerden olacaktım.” dedikten sonra da, cennette ki arkadaşlarına dönüp, “Biz bir daha ölmeyeceğiz ve cehennem azabı da görmeyeceğiz, işte gerçek zafer ve mutluluk budur, çalışıp çabalamak isteyenler bunun için çalışsınlar.” diyecek.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Bunun üzerine bakar ve onu dehşet verici bir ateşin göbeğinde görür.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Derken kendisi bakar, onu (O arkadaşını) cehennemin ortasında görür.
|
| Ömer Öngüt |
Baktı ve onu cehennemin ortasında gördü.
|
| Şaban Piriş |
Bir de bakar ki onun ateşin ortasında olduğunu görür.
|
| Sadık Türkmen |
Derken baktı ve onu cehennemin tam ortasında gördü.
|
| Seyyid Kutub |
Bir bakar, onu cehennemin ortasında görür.
|
| Suat Yıldırım |
(54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"
|
| Süleyman Ateş |
Baktı onu cehennemin ortasında gördü.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Yukarıdan bakar ve onu cehennemin tam ortasında görür.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Derken, bakıverdi, onu 'çılgınca yanan ateşin' tam ortasında gördü.
|
| Ümit Şimşek |
Bakar ve onu Cehennemin ortasında görür.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Araştırdı, nihayet onu cehennemin ta ortasında gördü.
|