| Abdulbaki Gölpınarlı |
Hiç şüphe yok ki o elemli azâbı tadacaksınız elbet.
|
| Abdullah Parlıyan |
Bakın, siz öteki dünyada acıklı azabı tadacaksınız.
|
| Adem Uğur |
Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.
|
| Ahmed Hulusi |
Muhakkak ki siz o feci azabı tadıcılarsınız!
|
| Ahmet Tekin |
Elbette siz can yakıp inleten müthiş azâbı tadacaksınız.
|
| Ahmet Varol |
Şüphesiz siz acıklı azabı tadacaksınız.
|
| Ali Bulaç |
Şüphesiz, siz, acı azabı tadıcılarsınız."
|
| Ali Fikri Yavuz |
Elbette siz (ey Mekke halkı, tekzib etmekle) o acıklı azabı tadacaksınız.
|
| Ali Ünal |
Ama açık ki siz, o acı azabı tatmaya mahkûm bulunuyorsunuz; (bulunuyorsunuz ki, böyle davranıyorsunuz).
|
| Bayraktar Bayraklı |
Şüphesiz siz acı azabı tadacaksınız.
|
| Bekir Sadak |
suphesiz siz can yakici azabi tadacaksiniz.
|
| Celal Yıldırım |
Ve sizler, elbette elem verici azabı tadacaksınız.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(38-39) Muhakkak ki siz elem dolu azabı tadacaksınız. Aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.
|
| Diyanet Vakfi |
Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.
|
| Edip Yüksel |
Siz elbette acı azabı tadacaksınız.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız
|
| Erhan Aktaş |
Siz, kesinlikle elim azabı tadacak olanlarsınız.
|
| Gültekin Onan |
Şüphesiz, siz, acı azabı tadıcılarsınız.
|
| Hakkı Yılmaz |
(38,39) Şüphesiz siz, o acı azabı tadacaksınız ve sadece yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
|
| Harun Yıldırım |
Kuşkusuz siz acı azabı tadacaksınız.
|
| Hasan Basri Çantay |
Elbette siz o acıklı azâbı tadıcısınız.
|
| Hayrat Neşriyat |
Muhakkak ki siz, o elemli azâbı gerçekten tadıcılarsınız.
|
| İbni Kesir |
Elbette siz, elim azabı tadacaksınız.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Muhakkak ki siz, elîm azabı mutlaka tadacak olanlarsınız.
|
| Kadri Çelik |
Hiç tartışmasız, siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(38-39) Faili gibi yarın o acı azabı ahirette tadacaksınız. Aslında sizin yaptıklarınızın karşılığıdır.
|
| Mehmet Okuyan |
Şüphesiz ki siz elem verici azabı tadacaksınız.
|
| Muhammed Celal Şems |
Siz, mutlaka acı bir azabı tadacak olanlarsınız.
|
| Muhammed Esed |
Bakın siz, (öteki dünyada) acıklı azabı tadacaksınız,
|
| Mustafa Çevik |
38-39 Ey müşrikler! Bütün bu inkâr, isyan ve nankörlüğünüzün karşılığı olarak azapla karşılaşacak ve böylece cezanızı çekeceksiniz.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Şu kesin ki siz, acıklı bir azabı hak ettiniz;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(38-39) Şüphe yok ki, siz elbette o pek acıklı azabı tadıcılarsınız. Ve siz, başka şeyle değil, ancak yapar olduğunuz şeyler ile (cezalandırılacaksınız).
|
| Ömer Öngüt |
Şüphesiz ki siz o pek acıklı azabı tadacaksınız.
|
| Şaban Piriş |
Siz ise, o acı veren azabı tadacaksınız.
|
| Sadık Türkmen |
Şüphesiz siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.
|
| Seyyid Kutub |
Şüphesiz siz can yakıcı azabı tadacaksınız.
|
| Suat Yıldırım |
(38-39) Siz yarın âhirette elbette o acı azabı tadacaksınız. Ama aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz (yoksa size bundan fazla bir azap verilmeyecek).
|
| Süleyman Ateş |
"Siz acı azâbı tadacaksınız!"
|
| Süleymaniye Vakfı |
Siz, o acıklı azabı elbette tadacaksınız.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Hiç tartışmasız, siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.»
|
| Ümit Şimşek |
O acı azabı mutlaka tadacaksınız.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Yemin olsun, siz o acıklı azabı mutlaka tadacaksınız!
|