| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve öyle kişilerdir onlar ki ırzlarını korurlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
İffetlerine karşı duyarlı olup, mahrem yerlerini korurlar.
|
| Adem Uğur |
Irzlarını koruyanlar
|
| Ahmed Hulusi |
Onlar ki, cinsel organlarını aşırılıktan korurlar.
|
| Ahmet Tekin |
Onlar ırzlarını, namuslarını koruyanlardır, bellerine sahip olanlardır.
|
| Ahmet Varol |
Onlar ırzlarını korurlar.
|
| Ali Bulaç |
Ve onlar, ırzlarını (ferç) korurlar;
|
| Ali Fikri Yavuz |
Onlar ki, avret yerlerini korurlar,
|
| Ali Ünal |
Onlar, (harama karşı) ırzlarını ve mahrem yerlerini titizlikle korurlar;
|
| Bayraktar Bayraklı |
(29-31) İffetlerini korurlar. Ancak, eşlerine ya da ellerinin altında bulunanlara karşı onlar kınanmazlar. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.
|
| Bekir Sadak |
(29-30) Esleri ve cariyeleri disinda, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, dogrusu bunlar yerilmezler.
|
| Celal Yıldırım |
(29-30) Eşlerine ve ellerinin sahip bulunduğu cariyelere karşı müstesna —ki bunlara karşı kınanmazlar—, iffetlerini koruyanlar,
|
| Cemal Külünkoğlu |
(29-30) Ve onlar, edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(29-30) Eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, doğrusu bunlar yerilmezler.
|
| Diyanet Vakfi |
(29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-;
|
| Edip Yüksel |
Onlar cinsel ilişkiden sakınırlar;
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve onlar ki apışlarını korurlar
|
| Erhan Aktaş |
Onlar, ırzlarını korurlar.
|
| Gültekin Onan |
Ve onlar, ırzlarını (ferç) korurlar.
|
| Hakkı Yılmaz |
(29-31) Ve salâtçılar, ırzlarını koruyanlardır. –Ancak eşleri ve sözleşmelerinin sahip oldukları hariçtir. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. Artık ötesini isteyenler; işte onlar sınırı aşanların ta kendileridir.–
|
| Harun Yıldırım |
Onlar ki ırzlarını korurlar.
|
| Hasan Basri Çantay |
(29-30) Şunlar da (öyle): Karılarından, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarından başkasına karşı utanacak yerlerini saklayanlar. Çünkü onlar (bunlar Hakkında) kınanmış değildirler.
|
| Hayrat Neşriyat |
O kimseler ki, onlar, ırzlarını koruyanlardır.
|
| İbni Kesir |
Ve onlar ki; mahrem yerlerini korurlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onlar, ırzlarını muhafaza edenlerdir.
|
| Kadri Çelik |
Onlar, ırzlarını korurlar.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(28-29) Ancak onlar Rabbin azabından emin olunmazlar. Irzlarını korurlar.
|
| Mehmet Okuyan |
Onlar namuslarını koruyanlardır.
|
| Muhammed Celal Şems |
Onlar, edep yerlerini (de) koruyanlardır.
|
| Muhammed Esed |
Ve iffetlerine karşı duyarlı olanlar,
|
| Mustafa Çevik |
22-31 İman edenler ise namazlarını bilinçle ve titizlikle kılar, Allah’ın bahşettiği nimetleri yine O’nun yolunda kullanır, malından ihtiyacı olanlara istemeden verirler. Hesap Günü’ne yürükten inanır, Allah’a şirk koşmaktan, O’nun şefkat ve merhametinden mahrum kalıp, azabına uğramaktan korkarlar, Allah’ın azabını hak edeni kimsenin kurtaramayacağını bilirler. Bu mü’minler iffetlerini de titizlikle korur, meşru olarak nikâh yoluyla evlendikleri eşleri dışındakilerle gayrimeşru ilişkilere girmez, eşleriyle evlilik ilişkileri sebebiyle de kınanmazlar. Allah’ın belirlediği bu sınırları tanımayanlar ise haddi aşmış olurlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Yine onlar ki, iffetlerini korurlar;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onlar ki, kendi tenâsül uzuvlarını muhafaza ederler.
|
| Ömer Öngüt |
Onlar ki, mahrem yerlerini herkesten korurlar.
|
| Şaban Piriş |
Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir.
|
| Sadık Türkmen |
Onlar edep yerlerini/iffetlerini koruyanlardır.
|
| Seyyid Kutub |
Irzlarını korurlar.
|
| Suat Yıldırım |
(29-30) Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar.
|
| Süleyman Ateş |
Irzlarını korurlar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onlar ferçlerini[1*] koruyanlardır[2*].
[1*] Buradaki furuc kelimesi kolların arasında kalan organlarla dizkapağından göbeğe kadar olan iki bacağın bulunduğu yerdir. Arapçada ferc, kollar ve bacaklar arasında olan organlar anlamınadır. (Lisan'ul-arab)
[2*] Burada cinsel ilişki kast edilemez çünkü o manadaki ayetler, ”fuhuş çeşitlerinden uzak duranlar” şeklinde ifade edilir. Buradaki anlam, edep yerlerinin örtülmesinden başka bir şey değildir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Ve onlar, ırzlarını (ferç) korurlar:
|
| Ümit Şimşek |
Onlar iffetlerini korurlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Bunlar, cinsiyet organlarını titizlikle korurlar.
|