70 - Me’âric suresi 30. âyet meali

إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum fe innehum gayru melûmîn(melûmîne).
  
illâ ancak, sadece
alâ üzere, üzerinde, ... e
ezvâci-him onların zevceleri, hanımları
ev veya
mâ meleket sahip olduğu şey
eymânu-hum onların elleri
fe o zaman, böylece
inne-hum muhakkak ki onlar, gerçekten onlar
gayru başka, dışında, olmaksızın
melûmîne levmedilmiş, kınanmış
   
Abdulbaki Gölpınarlı Ancak eşleri ve temellük ettikleri müstesnâ ve artık bu hususta da kınanmazlar onlar.
Abdullah Parlıyan Ancak eşleri yani nikah yoluyla ve meşru şekilde sahip olduğu ayrı… O zaman onlar kınanmazlar.
Adem Uğur Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz;
Ahmed Hulusi Eşleri veyahut tasarrufları altındakiler müstesna! Çünkü onlar (bundan dolayı) kınanmazlar!
Ahmet Tekin Ancak hanımları ve meşrû şekilde sahip oldukları, üzerlerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan câriyeleriyle ilişkileri helâldir. Bundan dolayı onlar kınanamazlar.
Ahmet Varol Ancak kendi eşleri ve ellerinin altındaki (cariyeleri) hariç. Şüphesiz onlar (bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar.
Ali Bulaç Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.
Ali Fikri Yavuz Ancak zevcelerine ve cariyelerine müstesna... Çünkü onlar (bunlarda) kınanmazlar.
Ali Ünal Ancak, eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri müstesna. Bunlarla olan münasebetlerinden dolayı kınanmazlar.
Bayraktar Bayraklı (29-31) İffetlerini korurlar. Ancak, eşlerine ya da ellerinin altında bulunanlara karşı onlar kınanmazlar. Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.
Bekir Sadak (29-30) Esleri ve cariyeleri disinda, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, dogrusu bunlar yerilmezler.
Celal Yıldırım (29-30) Eşlerine ve ellerinin sahip bulunduğu cariyelere karşı müstesna —ki bunlara karşı kınanmazlar—, iffetlerini koruyanlar,
Cemal Külünkoğlu (29-30) Ve onlar, edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar.
Diyanet İşleri (eski) (29-30) Eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten koruyanlar, doğrusu bunlar yerilmezler.
Diyanet Vakfi (29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-;
Edip Yüksel Ancak eşleri, yani yeminlerinin/anlaşmalarının hak sahibi oldukları hariç; onlardan dolayı yerilmezler
Elmalılı Hamdi Yazır Ancak zevcelerine veya milki yemînlerine başka. Çünkü bunda levm olunmazlar
Erhan Aktaş Ancak eşleri veya sağ ellerinin sahip olduğu1 hariç. Bundan dolayı kınanmazlar.

1- Ma meleket eymanu: “Sağ elinin sahip olduğu”, “antlaşma yoluyla sahip olunan” anlamında bir deyimdir. El, “güç” demektir. Bu deyim; “güç yolu ile üzerinde tasarruf etme hakkına sahip olduğunuz” anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla; antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, üzerlerinde hak sahibi olunanlar gibi anlamlara gelmektedir. Bu deyimle, esas olarak kast edilen şey, bakımları ve sorumlulukları üstlenilerek sahip olunan savaş esirleri ve o günün cahiliye döneminin bakayası/kalıntısı olarak kalan cariyeler ile ancak nikâh yapılarak birlikte olunabileceğidir. Kur’an; kim olursa olsun, nikâh yapmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır. Diğer bir ifade ile “nikâhsız her birliktelik ” zinadır. “Ellerinin sahip olduğu” veya “antlaşma yoluyla sahip olunan” deyimi ile ifade edilen şey, elinde nikâh sözleşmesini bulundurmak, nikâh sözleşmesine sahip olmak demektir. Bu deyimle vurgusu yapılan husus, ilişkide nikâhın şart görülmesidir. Dikkat edilirse birlikte olunması uygun görülen kimse “hem eşi hem de sağ elinin sahip olduğu kimse” değil; öncelikle nikâhlı eşi şayet o yoksa sağ elinin sahip olduğu nikâhlısı. Lakin ikisi ile aynı anda değil; ya eşi ya da “sağ elinin sahip olduğu kimse. Zira ayette eşiniz ve sağ elinizin sahip olduğu denmiyor “ve” edatı yerine “veya” edatı kullanılarak “ya eşiniz ya da Sağ elinin sahip olduğu” deniliyor. Toplumsal gerçekliğin verili kalıntısı olan kölelik ve cariyelik olgusu, İslam’ın kabul ettiği veya ön gördüğü bir durum değildir. İslam, kölelik ve cariyeliği; cariye ve köle edinme yollarını ortadan kaldırarak kesinlikle yasaklamıştır. Aslında mevcudun tasfiye edilmesi süreci olan uygulamaları ileri sürerek cariyelik ve kölelik kalıntısını İslam’a yamamak, İslam’a atılan en büyük iftira ve hakarettir. Saltanat ideolojisi erkek egemen sapıklığın bir tezahürüdür.
Gültekin Onan Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.
Hakkı Yılmaz (29-31) Ve salâtçılar, ırzlarını koruyanlardır. –Ancak eşleri ve sözleşmelerinin sahip oldukları hariçtir. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. Artık ötesini isteyenler; işte onlar sınırı aşanların ta kendileridir.–
Harun Yıldırım Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar kınanmazlar.
Hasan Basri Çantay (29-30) Şunlar da (öyle): Karılarından, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarından başkasına karşı utanacak yerlerini saklayanlar. Çünkü onlar (bunlar Hakkında) kınanmış değildirler.
Hayrat Neşriyat Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri)müstesnâ; çünki şübhesiz ki onlar, (bundan dolayı) kınanacak kimseler değildirler.
İbni Kesir Ancak eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları müstesna. Doğrusu onlar, bunun için kınanacak değildirler.
İskender Evrenosoğlu Zevcelerine ve ellerinin arasında sahip olduklarına (cariyelerine karşı durumları) hariç. Çünkü muhakkak ki onlar, kınanmış değildir.
Kadri Çelik Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.
Mehmet Ali Eroğlu Refiki olan eşleri ve cariyeleri bundan müstesnadır. Onlar kınanmazlar.
Mehmet Okuyan Ancak eşleri yani (evlilik yoluyla) meşru olarak sahip oldukları kişiler hariç. Şüphesiz ki onlar, (eşleriyle ilişkilerinde) kınanmazlar.
Muhammed Celal Şems Ancak hanımları ve sağ ellerinin sahip oldukları bundan müstesnadır. Şüphesiz onlar kesinlikle ayıplanmazlar.
Muhammed Esed eşleri; yani (nikah yoluyla) meşru şekilde sahip oldukları dışında (isteklerini frenleyenler,) çünkü ancak o zaman hiçbir kınamaya uğramazlar,
Mustafa Çevik 22-31 İman edenler ise namazlarını bilinçle ve titizlikle kılar, Allah’ın bahşettiği nimetleri yine O’nun yolunda kullanır, malından ihtiyacı olanlara istemeden verirler. Hesap Günü’ne yürükten inanır, Allah’a şirk koşmaktan, O’nun şefkat ve merhametinden mahrum kalıp, azabına uğramaktan korkarlar, Allah’ın azabını hak edeni kimsenin kurtaramayacağını bilirler. Bu mü’minler iffetlerini de titizlikle korur, meşru olarak nikâh yoluyla evlendikleri eşleri dışındakilerle gayrimeşru ilişkilere girmez, eşleriyle evlilik ilişkileri sebebiyle de kınanmazlar. Allah’ın belirlediği bu sınırları tanımayanlar ise haddi aşmış olurlar.
Mustafa İslamoğlu ancak eşleri, yani meşru şekilde hakkını vererek sahip oldukları kimseler müstesna: zaten onlar (meşru eşleriyle paylaştıkları cinsellikden dolayı) kınanamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen Zevcelerine veya mâlik bulundukları cariyelerine karşı müstesna, çünkü onlar kınanmış değildirler.
Ömer Öngüt Ancak eşleri ve câriyeleri hariç. Doğrusu bunlar kınanamazlar.
Şaban Piriş Eşleri veya meşru şekilde sahip oldukları hariç. Çünkü onlar, bu hususta kınanmazlar.
Sadık Türkmen Ancak eşleri ya da suç (haram) olmayan birliktelikler başka! Çünkü onlar, bundan dolayı kınanmazlar.
Seyyid Kutub Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan cariyelere karşı korumazlar. Bundan ötürü de onlar kınanmazlar.
Suat Yıldırım (29-30) Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar.
Süleyman Ateş Yalnız eşlerine ya da ellerinin altında bulunan (câriyelerin)e karşı (korumazlar. Bundan ötürü de) onlar kınanmazlar.
Süleymaniye Vakfı Sadece eşlerine veya hâkimiyetleri altındaki esirler karşı korumaları gerekmez[*].

[*] Esir erkek ve kadınlar, evin içinde sürekli bulunacakları için büluğa ermemiş çocuklar gibi sayılmışlardır. İlgili âyetler şöyledir:

Müminler! Elinizin altındaki esirler ile henüz erginlik çağına girmemiş çocuklarınız üç vakitte; sabah namazından önce, öğlen dinlenmesinde elbisenizi çıkarınca, bir de yatsı namazından sonra yanınıza girerken sizden izin istesinler. Bunlar, çıplak olabileceğiniz üç vaktidir. Bunların dışında size de onlara da bir günah yoktur. Onlar sizin, siz onların çevresinde dönüp dolaşırsınız. Allah size ayetlerini böyle açıklar. Allah bilir, doğru kararlar verir.

Çocuklarınız erginlik çağına varınca kendilerinden öncekiler nasıl (her zaman) izin istiyorlarsa onlarda izin istesinler. Allah size ayetlerini böyle açıklar. Allah bilir, doğru kararlar verir. Nur 24/58-59

Tefhim-ul Kuran Ancak kendi eşleri ya da sağ ellerinin malik olduğu başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar.
Ümit Şimşek Ancak eşlerine ve ellerinin altındakilere karşı müstesna-bunlar kınanmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk Ancak onlar, eşleriyle, imkânlarının sahip olduğu şeyler konusunda kınanamazlar.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.