| Abdulbaki Gölpınarlı |
Dedi ki: Elinden bırak onu ey Mûsâ.
|
| Abdullah Parlıyan |
Allah: “Onu bırak, ya Musa!” buyurdu.
|
| Adem Uğur |
Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi.
|
| Ahmed Hulusi |
"Onu bırak, yâ Musa!" dedi.
|
| Ahmet Tekin |
'Yere at onu, Ey Mûsâ!' dedi.
|
| Ahmet Varol |
(Allah) dedi ki: 'Onu at, ey Musa!'
|
| Ali Bulaç |
Dedi ki: "Onu at, ey Musa."
|
| Ali Fikri Yavuz |
Allah buyurdu ki: Onu yere bırak.
|
| Ali Ünal |
Allah, “Bırak onu yere Musa!” buyurdu.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Allah, “Yere at onu, ey Mûsâ!” dedi.
|
| Bekir Sadak |
Allah: «Ey Musa! Birak onu» dedi.
|
| Celal Yıldırım |
Allah, «onu yere bırak ya Mu sâ !» buyurdu.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(19-20) Allah, “Onu yere at ey Musa!” dedi. Musa da onu attı. O bir anda koşan bir yılan oluverdi.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Allah: 'Ey Musa! Bırak onu' dedi.
|
| Diyanet Vakfi |
Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi.
|
| Edip Yüksel |
“At onu Musa!“ dedi.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Buyurdu ki bırak onu ya Musâ!
|
| Erhan Aktaş |
“Ey Musa, onu yere at.” dedi.
|
| Gültekin Onan |
Dedi ki: "Onu at, ey Musa."
|
| Hakkı Yılmaz |
Allah: “Ey Mûsâ! Onu bırak/çobanlığı bırakıp yerleşik hayata geç!
|
| Harun Yıldırım |
Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi.
|
| Hasan Basri Çantay |
Buyurdu: «Musa, onu (elinden) bırak».
|
| Hayrat Neşriyat |
(Allah:) 'Onu (yere) bırak, ey Mûsâ!' buyurdu.
|
| İbni Kesir |
Buyurdu: Ey Musa bırak onu.
|
| İskender Evrenosoğlu |
(Allahû Tealâ): “Ey Musa, onu at!” dedi.
|
| Kadri Çelik |
Dedi ki: “Onu at, ey Musa!”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(19-20) (Allah): Ey Musa onu at!" dedi. O da onu attı birde ne görsün hızlı hareket eden yılandır.
|
| Mehmet Okuyan |
(Allah) “Onu (yere) at ey Musa!” demişti.
|
| Muhammed Celal Şems |
(Bunun üzerine Yüce Allah,) “Ey Musa, bu (değneği yere) at,” dedi.
|
| Muhammed Esed |
"Şimdi onu yere at, ey Musa!" dedi.
|
| Mustafa Çevik |
11-20 Musa ateşe yaklaşınca ona şöyle seslenildi: “Ey Musa! Ben senin Rabbinim, ayakkabılarını çıkar, çünkü kutsal kılınmış Tuva Vadisi’nde bulunuyorsun. Seni peygamber olarak seçtim. Şimdi sana vahyedilecek olanları dikkatlice dinle. Kâinatı ve içindekileri yaratan, nizamlarını kurup yasalarını oluşturan gerçek İlah Benim, o itibarla sen de Bana itaat et, bu gerçeğe uygun yaşamak için de namaz kıl. Gerçek şu ki Son Saat gelip kâinat yok edilecek ve ardından da insanlar yeniden diriltilip, dünya hayatlarını kime ve neye göre yaşamış olduklarından hesaba çekilecek, hak ettiklerinin karşılığını görecekler. Son Saat’in vaktini kimseye bildirmedim. Onun geleceğine inanmayan, kendi boş arzu ve isteklerinin peşinden koşanlar, sakın seni bu konuda yanıltıp, aldatmasın. Yoksa sen de hüsrana uğrayanlardan olursun.” dedikten sonra da Allah sözlerine şöyle devam etti. “Ey Musa! O sağ elindeki nedir?” Musa da “O benim asamdır. Yorulunca buna dayanırım, onunla hayvanlarım için ağaçlardan yaprak çırpar ve yine onunla başka işler de yaparım.” dedi. Sonra da Allah Musa’ya, “Şimdi onu yere bırak, ey Musa!” dedi. Musa da elindeki asasını yere bırakınca, asa hızla hareket eden bir yılana dönüştü.
|
| Mustafa İslamoğlu |
(O ses) "Onu yere bırak ey Musa!" dedi.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Buyurdu ki: «Ey Mûsa! Onu (elinden) bırakıver.»
|
| Ömer Öngüt |
“Bırak onu ey Musa!” buyurdu.
|
| Şaban Piriş |
- Onu at, Ey Musa, dedi.
|
| Sadık Türkmen |
Allah dedi ki: “Onu yere at, Ey Musa!”
|
| Seyyid Kutub |
Allah «onu yere at!» dedi.
|
| Suat Yıldırım |
"Bırak onu Mûsâ!" buyurdu.
|
| Süleyman Ateş |
(Allâh) buyurdu; "(Yere) at onu ey Mûsâ!"
|
| Süleymaniye Vakfı |
“Onu at, Musa!” dedi.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Dedi ki: «Onu at, ey Musa.»
|
| Ümit Şimşek |
Allah 'Onu at, ey Musa' buyurdu.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Buyurdu: "Yere at onu ey Mûsa!"
|