| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ben de onu, rahat ve huzur yüzü görmeyeceği bir azâba uğratacağım.
|
| Abdullah Parlıyan |
Böylece onu güç yetirilemeyen zor bir azaba mecbur edip yokuşa süreceğim.
|
| Adem Uğur |
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!
|
| Ahmed Hulusi |
Onu saud'a (sarp bir yokuş) mecbur edeceğim.
|
| Ahmet Tekin |
Ben onu sarp yokuşa, dikine azâba sardıracağım.
|
| Ahmet Varol |
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Ali Bulaç |
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Muhakkak ben, onu, meşakkatli bir azaba sardıracağım.
|
| Ali Ünal |
Onu yakında sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Ben onu dik bir yokuşa süreceğim.
|
| Bekir Sadak |
Onu sarp bir yokusa sardiracagim.
|
| Celal Yıldırım |
Onu elbette sarpa sardıracağım.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Diyanet Vakfi |
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!
|
| Edip Yüksel |
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ben onu dimdik sarpa sardıracağım
|
| Erhan Aktaş |
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Gültekin Onan |
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Harun Yıldırım |
Onu sarp bir yokuşa sürükleyeceğim.
|
| Hasan Basri Çantay |
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Hayrat Neşriyat |
Onu yakında sarp bir yokuşa sardıracağım!
|
| İbni Kesir |
Ben; onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Yakında onu sarp bir yokuşa (ateşten bir dağa) süreceğim.
|
| Kadri Çelik |
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa zorlayıp süreceğim.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(17-18) Riskli, sarp, çetin bir yokuşa süreceğim, Çünkü o düşündü, ölçtü; hesabı var.
|
| Mehmet Okuyan |
Onu ileride sarp bir yokuşa sardıracağım!
|
| Muhammed Celal Şems |
Ben onu, mutlaka gittikçe artan azaba uğratacağım.
|
| Muhammed Esed |
(bu nedenle) onu acı veren çetin bir yokuşa süreceğim!
|
| Mustafa Çevik |
16-29 Gerçeğe davetten inatla yüz çevirip muttakilere karşı büyüklük taslayıp
düşmanca davranan, Kur’an âyetlerine büyücü bir insanın sözleri diyerek itibar etmeyen, kendine göre ölçüp biçen kahrolası kimseleri çok sarp ve azap veren bir yokuşa süreceğim. Onları âhirette de çetin bir cehennem ateşine sokacağım, cehennem
ateşinin şiddetini bunlar hiç düşünüp hayal bile edemezler. O kavurucu ateş, insanı
ne öldürür ne de diri bırakır, bitip tükenmeyen bir azap verir, dünyada iken Allah’a
nankörlük etmesinin, başkaldırmasının bedelini ödetir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Ben de onu sarp yokuşa süreceğim.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(16-17) Hayır. Şüphe yok ki o Bizim âyetlerimiz için bir muannid oldu. Onu yüklenmesi pek meşakkatli bir şey ile mükellef kılacağım.
|
| Ömer Öngüt |
Ben onu dik bir yokuşa süreceğim.
|
| Şaban Piriş |
Onu sarp bir yokuşa süreceğim.
|
| Sadık Türkmen |
Onu sarp (çok dik) bir yokuşa sardıracağım.
|
| Seyyid Kutub |
Onu sarp bir yokuşa saracağım.
|
| Suat Yıldırım |
Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.
|
| Süleyman Ateş |
Onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onu dik yokuşa süreceğim.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa sardırıp süreceğim.
|
| Ümit Şimşek |
Ben de onu zorlu bir yokuşa süreceğim.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Ben onu dik bir yola süreceğim.
|