| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve bir delil gördüler mi alay etmeye kalkarlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ve bir delil gördüler mi, onunla alay etmeye kalkarlar.
|
| Adem Uğur |
Bir mucize görseler alay ederler.
|
| Ahmed Hulusi |
Bir işaret gördüklerinde, alaya alırlar.
|
| Ahmet Tekin |
Muhammed’in hak peygamber olduğu ile ilgili bir mûcize delili, Kur’ân’ı gördükleri zaman da alaya alırlar.
|
| Ahmet Varol |
Bir ayet (mucize) gördüklerinde alaya alırlar.
|
| Ali Bulaç |
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Bir mucize gördükleri vakit de eğlenceye alıyorlar.
|
| Ali Ünal |
Olağanüstü bir delil, bir mucize ile karşılaştıklarında ise, kendileri onunla alay ettikleri gibi, başkalarını da alay etmeye çağırırlar;
|
| Bayraktar Bayraklı |
Bir âyet görseler, alay ediyorlar.
|
| Bekir Sadak |
Bir mucize gorduklerinde onu eglenceye alirlar.
|
| Celal Yıldırım |
Bir acık belge (delil veya mu'cize) görseler, onunla alay ederler.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(14-15) Bir mucize görseler onunla alay ederler. Ve “Bu apaçık büyüdür” derler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bir mucize gördüklerinde onu eğlenceye alırlar.
|
| Diyanet Vakfi |
Bir mucize görseler alay ederler.
|
| Edip Yüksel |
Bir delil gördüklerinde onu aşağılıyorlar.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Bir mu'cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar
|
| Erhan Aktaş |
Ve bir ayet1 gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar.
1- Belirti, gösterge, kanıt.
|
| Gültekin Onan |
Bir ayet gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve bir âyet gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar.
|
| Harun Yıldırım |
Bir mucize görseler alay ederler.
|
| Hasan Basri Çantay |
Bir mu'cize gördükleri vakit (onu) eğlenceye tutarlar.
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve bir mu'cize gördükleri zaman, (onunla) alay etmek istiyorlar.
|
| İbni Kesir |
Bir ayet gördüklerinde, onu eğlenceye alırlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve bir âyet (mucize) gördükleri zaman alay ederler.
|
| Kadri Çelik |
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de alay konusu edinip eğleniyorlar.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(13-14) Aşikar öğüt verildiğinde öğüt almıyorlar. Bir delil gördüler mi alay etmeye kalkarlar.
|
| Mehmet Okuyan |
Bir ayet gördüklerinde alay ederler.
|
| Muhammed Celal Şems |
Bir mucizeyi gördüklerinde (de,) alay ederler.
|
| Muhammed Esed |
ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu küçümserler
|
| Mustafa Çevik |
14-21 Müşrikler, Allah’ın âyetleri tebliğ edilerek doğru olan hayat tarzını yaşamaya davet edildiklerinde, alay ederek “Bunlar bizleri büyülemek için söylenmekte olan sözlerden başka bir şey değil.” derler. Bu da yetmezmiş gibi, ardından da şöyle demeye başlarlar: “Ne yani, şimdi biz öldükten, kemik yığını haline geldikten, toza toprağa karıştıktan sonra tekrar mı diriltileceğiz, bizden önce ölmüş olan atalarımızda mı diriltilecekler?” Sen onlara de ki: “Evet, hepiniz müşrik ve kâfir olarak ölmeniz sebebi ile hor, hakir, zelil ve aşağılanmış olarak diriltileceksiniz.” Diriliş Günü geldiğinde, üflenen Sûr’un o müthiş sarsıcı sesi ile diriltilip, gerçeklerle yüz yüze gelecekler ve o zaman da birbirlerine, “Eyvah! Demek ki bize bildirilen Hesap Günü gerçekmiş.” diyecekler.
|
| Mustafa İslamoğlu |
ve bir ayet gördüklerinde küçümsemeye kalkarlar;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.
|
| Ömer Öngüt |
Bir âyet (mucize) gördüklerinde alaya kalkışırlar.
|
| Şaban Piriş |
Bir ayet gördükleri zaman onunla alay ediyorlar.
|
| Sadık Türkmen |
Bir mucize/ayet/delil gördükleri zaman, eğleniyor/alaya alıyorlar.
|
| Seyyid Kutub |
Bir mucize görseler onunla alay ederler.
|
| Suat Yıldırım |
(14-17) Gerçeği gösteren bir delil veya bir mûcize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve "Bu, derler, besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecek mişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!"
|
| Süleyman Ateş |
Bir mu'cize görseler, alay ediyorlar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bir âyet gördüklerinde hafife almaya çalışıyorlar.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
|
| Ümit Şimşek |
Bir âyet gördüklerinde de alaya alıyorlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Bir ayetle yüzyüze geldiklerinde, dudak büküp eğleniyorlar.
|