6 - En’âm suresi 125. âyet meali

فَمَن يُرِدِ اللّهُ أَن يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلإِسْلاَمِ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَاء كَذَلِكَ يَجْعَلُ اللّهُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ
Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrahu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrahu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
  
fe men o zaman kim
yuridi allâhu Allah diler
en yehdiye-hu onu hidayete erdirmek, kendisine ulaştırmak
yeşrah yarar, açar
sadra-hu onun göğsünü
li el islâmi İslâm'a, (Allah’a) teslime
ve men ve kim
yurid ister, diler, murad eder
en yudılle-hu onu dalâlette bırakmak
yec'al kılar, yapar
sadra-hu onun göğsünü
dayyikan dar, daralmış
haracen darlık, sıkıntı
ke ennemâ sanki, gibi
yassa'adu (nefesi daralır bir şekilde) yükselir
fî es semâi semaya
kezâlike işte böylece, bunun gibi
yec'alû allâhu Allah kılar, yapar
er ricse azap, ceza
alâ ellezîne onların üzerine
lâ yu'minûne âmenû olmazlar (Allah'a ulaşmayı dilemezler)
   
Abdulbaki Gölpınarlı Allah, kimi doğru yola götürmek isterse Müslümanlığı kabûl etmesi için gönlünü açar ve kimi sapıtmak isterse gönlünü öyle bir daraltır, sıkar ki sanki göğe ağacakmış da imkân bulamıyor sanır kendisini. İşte Allah, inanmayanlara böyle azap verir.
Abdullah Parlıyan Allah, kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini O'na teslim olma arzusuyla genişletir. Kimin de sapmasına izin verirse, onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, adeta göklere tırmanıyormuş gibi. İşte Allah iman etmeyenlerin üzerine, böyle sıkıntı, musibet ve pislik çökertir de, dehşete düşürür.
Adem Uğur Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.
Ahmed Hulusi Allâh kimin için hidâyet murat ederse, onun sadrını (içini - anlayışını) İslâm'a (teslim olmuşluğunun farkındalığına) açar! Kimi de saptırmayı dilerse; onun da sadrını (içini) daraltır, sanki zorlukla semâya yükseliyormuş gibi! Böylece Allâh, iman etmeyenleri aşağılar!
Ahmet Tekin Allah kimi hidâyete erdirmek isterse, gönlünü İslâm’a açarak ferahlık verir. Kimin de, hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti tercihine özgürlük tanımak isterse, sanki güçlükle göğe yükselirken nefes almakta zorlandığı gibi, artan oranda o kimsenin göğsünü sıkmaya, bunaltmaya devam eder. Allah inanmayacakların boyunlarına, pis, kâfir, lânetli ve ceza mahkûmu yaftasını takarak işte böyle sıkıntıya sokar.
Ahmet Varol Allah kimi doğru yola eriştirmek isterse onun gönlünü de İslam'a açar. Kimi de sapıklığa düşürmek isterse onun da gönlünü adeta göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı eyler. İşte Allah iman etmeyenlerin üstüne böyle murdarlık bırakır. [13]
Ali Bulaç Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.
Ali Fikri Yavuz Allah, kime hidayet etmeği dilerse, İslâma onun göğsünü açar, gönlüne genişlik verir. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse, onun kalbini öyle daraltır sıkıştırır ki, iman teklifi karşısında göğe çıkacakmış gibi (zorlukta) olur. Allah, iman etmiyenler üzerine, böyle azab bırakır.
Ali Ünal Buna karşılık, Allah kimi dilerse onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak dilerse, onun göğsünü ise göğe yükseliyormuşçasına sıkar ve daraltır. İşte Allah, (her türlü âyet ve delil karşısında bile) iman etmeyenleri böyle içinden çıkılmaz bir hale sokar.
Bayraktar Bayraklı Allah kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse, göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah, inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.
Bekir Sadak Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyet'e acar, kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi, kalbini dar ve sikintili kilar. Allah Boylece, inanmayanlari kufur batakliginda birakir.
Celal Yıldırım Allah kimi doğru yola eriştirmeyi dilerse, onun kalbini İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltıp sıkıştırır. İşte böylece Allah imân etmiyenler üzerine murdarlık ve rüsvaylık, azâb ve ıztırab getirir.
Cemal Külünkoğlu Allah, her kimi (iyi niyetinden dolayı) doğruya erdirmek isterse, onun kalbini İslâm'a açar. Kimi de (kötü niyetinden dolayı) sapıklıkta bırakmak isterse, onun da kalbini göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah iman etmeyenlerin üstüne, işte böylece pislik/azap bırakır.
Diyanet İşleri (eski) Allah kimi doğru yola koymak isterse onun kalbini İslamiyet'e açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi, kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah böylece, inanmayanları küfür bataklığında bırakır.
Diyanet Vakfi Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.
Edip Yüksel ALLAH kimi doğru yola ulaştırmak dilerse onun gönlünü barış içinde teslim olmaya (İslam) açar. Kimi de saptırmak dilerse göğsünü, göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. ALLAH onaylamayanları işte böyle kötü duruma sokar.
Elmalılı Hamdi Yazır Hasılı Allah her kimi hidayetine irdirmek isterse, islâma sinesini açar, gönlüne genişlik verir, her kimi de dalalete bırakmak isterse onun da kalbini daraltır öyle sıkıştırır ki sanırsın öfkesinden göke çıkacak, iymana gelmezleri Allâh o murdarlık içinde hep böyle bırakır
Erhan Aktaş Allah, kime hidayet1 dilerse2 onun kalbini İslam’a açar; kime de sapkınlık dilerse3 göğe çıkmaya çalışıyormuşçasına kalbini daraltır, sıkar. Allah, inanmayanları işte böyle sıkıntı içinde bırakır.

1- Gerçeğe yönelmek, gerçeği kavramak, gerçeği bulmak. Doğru yolu bulmak, gerçeği seçmek demektir. Örneğin Neml, 41. ayet: “Onun tahtının şeklini değiştirin. Bakalım gerçeği bilecek mi, yoksa gerçeği anlamayacak mı?” dedi. 2- Kimi uygun görürse: Kim hidayete iletilme koşullarına uygunsa. Kim doğru yola iletilmek istiyorsa onu doğru yola iletir. 3- Kimi uygun görürse. Hidayet için çaba harcayanın kalbini İslam’a açar, sapkınlıkta kalmayı tercih edenin kalbini ise İslam’a kapatır.
Gültekin Onan Tanrı kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü islama açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Tanrı, inanmayanların üstüne işte böyle pislik çökertir.
Hakkı Yılmaz Ve sonra, Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, İslâm için onun göğsünü açar. Kimi de saptırmak isterse göğsünü öyle sıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. İşte böyle, Allah, pisliği [zarar, azap veren şeyleri] iman etmeyenlerin üzerine bırakır/atar.
Harun Yıldırım Allah kimi hidayete erdirmek isterse onun sinesini İslam’a açar; kimi de saptırmak isterse onun sinesini göğe çıkıyormuşcasına daraltır. Allah iman etmeyenlerin üzerine işte böyle rics çökertir.
Hasan Basri Çantay Allah kime doğru yolu gösterir, îmana muvaffak ederse onun göksünü islâm için açar (genişletir). Kimi de sapıklıkda bırakmak dilerse onun da kalbini son derece daraltır, sıkar. O, (İslâmı kabul hususunda) gûyâ zorla göğe çıkacakmış gibi (kendinde bir imkânsızlık ve) zahmet (görür). Allah îman etmeyeceklerin üstüne işte böyle murdarlık çökertir.
Hayrat Neşriyat Artık kim ki, Allah onu (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Ve kim ki, (küfründeki inâdı sebebiyle, Allah) onu dalâlete atmak isterse, sanki göğe tırmanıyormuş gibi göğsünü iyice daralmış sıkıntılı hâle sokar. Allah, îmân etmeyenlerin üzerinde böyle kötülük (rezillik ve azab) bırakır.
İbni Kesir Allah, kimi hidayete erdirmek isterse; onun kalbini İslam'a açar. Kimi de saptırmak isterse; onu da göğe doğru yükseliyormuş gibi kalbini daraltır, sıkar. Allah; iman etmeyenlerin üstüne, işte böylece murdarlık çökertir.
İskender Evrenosoğlu Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah'a) teslime (İslâm'a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü'min olmayanların üzerine azap verir.
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu Saptırmayı dilediğinin de göğsünü öylesine dar ve sıkıntılı kılar ki, o göğe yükseliyormuş gibi olur.

(Bu ayette, bazı ruhsal durumlardan dolayı göğsünde darlık ve sıkıntı oluşan kişi, gökyüzüne doğru yükselmekte olduğu için göğsünde darlık ve sıkıntı hisseden kişiye benzetilir. Gerçekten de gökyüzüne doğru yükseldikçe, atmosfer basıncı azalmakta ve kan, basınçla damarları ve kalbi zorlamaktadır. Ayrıca yukarı çıkıldıkça azalan oksijen nefes alma güçlüğü doğurur ve göğsümüzün içindeki akciğerlerde sıkıntı ve daralma hissedilir. Bu darlık ve sıkıntı gökyüzüne yükseldikçe artar ve sonunda yaşamın mümkün olmadığı noktaya gelinir.)
Kadri Çelik O halde Allah kimi hidayete eriştirmek isterse onun kalbini İslam'a açar, kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah iman etmeyenlerin üstüne pisliği, işte böyle karar kılar.
Mehmet Ali Eroğlu Nitekim Allah kimi doğru yola sevk etmeyi dilerse yüreğini islama açar. Artık kimi de saptırmak isterse onun da gönlünü daralttıkça daraltır. (Mahsusen) adeta göklere tırmanıyormuş gibi sıkıntılı hale sokar Elbette Allah, iman etmeyenleri böyle sıkıntılara, pisliklere düşürür.
Mehmet Okuyan Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse onun göğsünü İslam’a açar. Kimi de saptırmak isterse (sapkınlıkta bıraktığı o kişinin) göğsünü sanki göğe çıkıyormuş gibi iyice daraltıp sıkıştırır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle pislik verir.
Muhammed Celal Şems Allah, hidayet vermek istediği kimsenin gönlünü İslâm’a açar. Ama sapık olduğunu göstermek istediği kimsenin göğsünü, yükseklere çıkıyormuşçasına sıkıştırıp daraltır. Böylece Allah, inanmayanlara rezil edici azabı indirir.
Muhammed Esed Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini (Ona) teslim olma arzusuyla genişletir; kimin de sapmasına izin verirse onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, adeta göklere tırmanıyormuş gibi: böylece Allah, inanmayanları dehşete düşürür.
Mustafa Çevik Allah, layık gördüğü kimsenin kalbini doğru yol olan İslam’a yöneltir. Sapmak isteyeni de sapıklığında bırakır. Böyle kimsenin kalbi de göğe yükseliyormuş gibi daralıp, iç sıkıntısı ile bunalır. Allah davetine sırtını dönen nankörleri, sıkıntılar ve pislikler içinde bırakır.
Mustafa İslamoğlu Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse, onun kalbini teslimiyet için genişletir; kimin de sapmasına izin verirse, onun kalbini de adeta göğe tırmanıyormuş gibi daraltıp sıkıştırır: İşte böylece Allah, inanmamakta direnen kimseleri dehşet bir ıstıraba sürükler.
Ömer Nasuhi Bilmen İmdi Allah Teâlâ her kime hidâyet etmek isterse onun göğsünü İslâm için genişletir. Ve her kimi dalâlete düşürmek dilerse onun göğsünü daraltır, sıkışmış bir hale getirir, sanki zorla göğe yükselecek imiş gibi (bulunur). İşte Allah Teâlâ imân etmeyenlerin üzerine böylece pisliği (havale) kılar.
Ömer Öngüt Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe yükseliyormuş gibi iyice daraltır. Allah inanmayanların üzerine işte böyle murdarlık indirir.
Şaban Piriş Allah kimi doğru yola eriştirmek isterse, onun gönlünü İslam’a açar. Kimi de dalalette bırakmak isterse, zorla göğe çıkıyormuş gibi onun göğsünü daraltır. Allah, iman etmeyenlere, işte böyle rüsvaylık verir.
Sadık Türkmen Allah kim doğru yola gitmek/gelmek isterse; onun gönlünü Müslümanlığa/İslam’a/teslimiyete açar. Kim de sapıklığı dilerse/isterse/tercih ederse, onun gönlünü tıkanık, dar kılar; sanki gökyüzüne yükseliyormuş gibi!.. Allah işte böylece, gerçeklere inanmayan kimselerin üzerine pisliği çökertir!
Seyyid Kutub Allah kimi doğru yola iletmek isterse göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse göğsünü, sanki göğe çıkıyormuş gibi, dar ve tıkanık yapar. Bunun yanısıra Allah, inanmayanları iğrençliğe mahkum eder.
Suat Yıldırım Hasılı Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü sanki o kişi gökte yükseliyormuşcasına dar ve tıkanık yapar. İşte Allah böylece, imana gelmeyenlere rüsvaylık verir.
Süleyman Ateş Allâh kimi doğru yola iletmek isterse onun göğsünü İslâm'a açar, kimi de saptırmak isterse onun göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allâh, inanmayanların üstüne işte böyle pislik (sıkıntı) çökertir.
Süleymaniye Vakfı Allah, kimin yola geldiğini onaylamak isters gönlünü İslam’a açar. Kimin de sapttığını onaylamak isterse[*1] onun da içini daraltır[*2]; sanki göğe yükseliyor gibi olur. Allah kendine güvenmeyenleri o zararlı işin içine işte böyle sokar.

[1*] Allah’ın iki türlü iradesi vardır; birincisi isteğini diğeri kararını gösterir. Şu âyetlere göre O, her insanın yola gelmesini ve yanlışlardan dönmesini ister: 

“Allah, her şeyi size açık açık göstermek; sizi, sizden öncekilerin doğru yollarına yönlendirmek ve tevbenizi kabul etmek ister. Allah bilir, doğru kararlar verir. Allah tevbenizi kabul etmek ister; arzularının peşine takılanlar da büyük bir sapıklığa düşmenizi isterler.” (Nisa 4/26-27)

İstek anlamındaki irade yerine gelmeyebilir. Allah bütün insanların tevbe etmesini ister ama etmezler. Arzularının peşinde olanlar da istedikleri halde bütün insanları saptıramazlar.

Allah’ın karar anlamındaki iradesi kesin olarak yerine gelir ve verdiği "ol" emriyle birlikte o şey oluşmaya başlar. Şu âyet onu gösterir: Allah bir işe karar verdi mi, ona sadece “ol!” der, o da oluşur. (Bakara 2/117)

İnsanın kararı anlamındaki iradesi, ancak gereğini yapmasıyla meydana gelebilir. İlgili âyet şöyledir: İnsanın kendi çalışmasıyla olandan başkası kendine ait değildir. (Necm 53/39) Çaba gösterilen şeyin oluşması da  Allah'ın gerekli şartları yaratmasına bağlıdır. Kul kasib yani çalışan Allah da yaratandır. Bu, şu ayetlerin hükmüdür. Yaptığınız tercih ve gösterdiğiniz çaba, ancak bütün varlıkların Sahibi olan Allah’ın yaratması ile gerçekleşir. (Tekvir 81/29) Allah’ın onayı olmadan hiç bir olay meydana gelmez. Kim Allah’a inanıp güvenirse O, onun kalbini doğruya yöneltir. Her şeyi bilen Allah’tır. (Teğabun 64/11)

Sonuç olarak Allah’ın bir şeyi var etmesi onun iradesi ve emriyle olur. Kulun var etmesi de irade etmesi ve çalışmasıyla meydana gelir.

[2*] Sapmakta olan kişiyi Allah çeşitli, yollarla uyarır. İçinin bu şekilde daralması ondandır. İlgili ayetlerin bir kısmı şöyledir: "Allah, bir topluluğu yoluna kabul ettikten sonra sakınmaları gereken şeyi onlara açıkça göstermeden yoldan çıkışlarını onaylamaz. Her şeyi bilen Allah’tır." (Tevbe 9/115) "O, kişinin içine davranışlarının yanlışlığını da doğruluğunu da fısıldar. Kim kendini geliştirirse umduğuna kavuşur. Kim de kendini pis işlere sokarsa kaybeder." (Şems 91/8-10)

Tefhim-ul Kuran Allah, kimi hidayete eriştirmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar; kimi de saptırmak isterse, onun göğsünü, -sanki göğe yükseliyormuş gibi- dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.
Ümit Şimşek Allah kime hidayet vermeyi dilerse, onun gönlünü İslâma açar. Kimi saptırmayı dilerse, sanki gökyüzünde yükseliyormuşçasına onun göğsünü sıkar ve tıkar. İman etmeyenlerin üzerine pisliği Allah işte böyle çökertir.
Yaşar Nuri Öztürk Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.