| Abdulbaki Gölpınarlı |
Sizden önceki çağlarda, halkı, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrâk ve ibâdet ehli bir bölük halk bulunsaydı ne olurdu; halbuki içlerinden kurtardıklarımız pek azdı ve zulmedenler, yalnız kendilerine verilmiş olan devlete uydular ve suçlu oldular.
|
| Abdullah Parlıyan |
Sizden önceki nesillerden, akıl ve idrak sahibi kimselerin, yeryüzünde insanları bozgunculuk yapmaktan engellemeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Varoluş gayesine aykırı davrananlar ise, kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar da, günaha gömülüp gittiler.
|
| Adem Uğur |
Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.
|
| Ahmed Hulusi |
Sizden önceki kuşaklardan geri kalanlar, arzda bozgunculuktan vazgeçirmeliydi onları değil mi? Onlardan kurtarmış olduklarımızdan az bir kısmı hariç (bunu yapan olmadı). . . Zâlim olanlar ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler. . . Suçlu oldular!
|
| Ahmet Tekin |
Sizden önceki asırlarda yaşayan nesiller içinden, akıllı, ileri görüşlü, dindar fazilet sahipleri, yeryüzünde insanları bozgunculuktan, yozlaşmaktan, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yapmaktan vazgeçirmeye çalışsalardı, ne iyi olurdu. Ancak, onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. İsyan ile, inkâr ile, baskı zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, haksızlık eden zâlimler ise, kendilerine verilen servetin, eğlencenin, şımartıldıkları refahın peşine düştüler. Onlar zaten İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu, günahkâr idiler.
|
| Ahmet Varol |
Sizden önceki nesillerden, yeryüzünde fesattan alıkoyan fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan kendilerini kurtardığımız çok azı dışında bunu yapan olmadı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine takıldılar ve suçlu kimseler oldular.
|
| Ali Bulaç |
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu günahkarlardı.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Şimdi, sizden önceki devirlerden geri kalan akıl sahipleri, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) alıkoysalardı ya! Fakat onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz kimseler pek azdır. Zulüm yapanlar ise, kendilerine verilen refahın (lüks saltanatının) ardına düştüler ve hep mücrim, günahkâr oldular.
|
| Ali Ünal |
Ne olurdu, sizden önce (helâk edilen) nesiller içinde (iman, ilim, ahlâk ve salih davranışlar gibi) kalıcı faziletler sahibi ve Allah yanında kalıcılığı olan değerleri gaye edinmiş bazı insanlar bulunsaydı da, yeryüzünde bozgunculuk çıkmaması için çalışsalardı. Ne yazık ki, onların içinde bu vazifeyi yapıp da kurtardığımız pek az kişi vardı. En büyük zulüm (olan Allah’a şirk koşma) suçunu işledikleri gibi, insanların haklarına da tecavüz edip neticede kendilerine yazık edenlere gelince: onlar, içine dalıp gittikleri zevk ve safa peşinde koştular hep ve sürekli günah hasadıyla meşgul oldular.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Fakat ne yazık ki, sizden önceki kuşaklar arasından yeryüzünde bozgunculuktan alıkoyacak akıl ve iz‘ân sahibi erdemli insanlar çıkmadı. Fakat onlardan az bir kısmını kurtardık. Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.
|
| Bekir Sadak |
Sizden onceki nesillerin ileri gelenleri, yeryuzunde bozgunculuga engel olmali degil miydiler? Onlardan kurtardiklarimiz pek azdir. Kendilerine verilen nimete karsi haksizlik edenlere uyanlar ise suclu oldular.
|
| Celal Yıldırım |
Sizden önceki nesillerden akıl ve idrâk sahiplerinin yeryüzünde fitne ve fesadı yasaklamaları gerekmiyor muydu ? Onlardan kurtardığımızın pek azı ancak (bu fazileti gösterip mücâdele etmişti). O zulmedenler ise kendilerine sunulan refahın peşine düştüler, zaten onlar suçlu günahkârlar idi.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Sizden önceki nesillerde yeryüzünde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler bulunmalı değil miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise kendilerini şımartan ihtiraslarına kapılarak ağır suçlara daldılar.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Sizden önceki nesillerin ileri gelenleri, yeryüzünde bozgunculuğa engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardıklarımız pek azdır. Kendilerine verilen nimete karşı haksızlık edenlere uyanlar ise suçlu oldular.
|
| Diyanet Vakfi |
Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.
|
| Edip Yüksel |
Sizden önceki nesillerin erdem sahibi olanları, yeryüzünde kötülüklere engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardığımız az kişi hariç… Zalimler ise, kendilerine verilen refaha dalıp şımardılar; böylece suçlulara katıldılar.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Şimdi sizden evvelki karnlardan bakıyye sahipleri Yer yüzünde fesaddan nehyeder olsalardı; lâkin onlardan necata irdirdiğimiz pek az kimselerden başka yok, o zulmetmekte bulunanlar ise şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve hep mücrim oldular
|
| Erhan Aktaş |
Keşke sizden önceki nesiller de, yeryüzünde fesatlığa karşı çıkan faziletli kimseler olmuş olsaydı. Onlardan ancak çok azını kurtuluşa erdirdik. Zulmedenler ise içinde bulundukları refaha dalıp böylece suçlu kimseler oldular.
|
| Gültekin Onan |
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu günahkarlardı.
|
| Hakkı Yılmaz |
İşte sizden önceki devirlerden “bakıyye” [söz, eser, erdem] sahipleri; akıllı insanlar, Kitap Ehli, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışsalardı! Fakat onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. Allah'ın ortağı olduğunu kabullenerek, Allah'ın ilahlığını ve rabliğini bilerek reddederek yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kişiler ise, şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve suçlular oldular.
|
| Harun Yıldırım |
Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde fesadı engelleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar zaten suçlugünahkârlar idi.
|
| Hasan Basri Çantay |
Sizden önceki devirlerde (insanları) yer yüzünde fesâd (çıkarmak) dan vaz geçirmiye çalışacak (bu suretle onları helâkden kurtaracak) fazilet saahibleri bulunmalı değil miydi? (O devirlerin insanları) içinden (vazifelerini yapdıkları için) kurtardığımız (kimseler) ancak (pek) azdır. Zaalim olanlar ise yalınız kendilerine verilen (dünyevî) refahın ardına düşdüler, günahkâr insanlardı onlar.
|
| Hayrat Neşriyat |
Hâlbuki sizden önceki (helâk ettiğimiz) nesiller içinde, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) men' eden fazîletli kimseler bulunmalı değil miydi? Onlardan, kurtardığımız pek az kimse müstesnâ (içlerinde fazîletli insanlar yoktu). Zulmedenler ise, içinde şımartıldıklarının (o sayısız ni'metlerin) peşine düştü ve günahkâr kimseler oldular.
|
| İbni Kesir |
Sizden önceki nesillerin ileri gelenleri yeryüzünde bozgunculuğa engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardıklarımız pek azdır. Zalim olanlar ise yalnız kendilerine verilen refahın ardına düştüler. Suçlu kimselerdi onlar.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Bu durumda, sizden önceki nesillerden bakiye sahiplerinden (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma'rufla emredenler) onlardan kurtardıklarımızdan pek azı dışındakilerden de bir kısmı, yeryüzünde fesattan nehyetseler (men) olmaz mıydı? Zalim olanlar, onları şımartan şeylere (mal, mülk) tâbî oldular. Ve mücrimler (suçlular) oldular.
|
| Kadri Çelik |
Sizden önceki kuşaklardan, (iyiliği emrettikleri ve kötülükten sakındırdıkları için) kendilerinden kurtardığımız pek az kimse dışında, yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde refaha erdikleri şeyin peşine düştüler ve onlar zaten hep suçlu kimseler idiler.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Hakikaten sizden önceki nesiller arasında akıllı ve söz sahibi kimseler Uygun şekilde, yeryüzünde fesat çıkaranları alıkoyan kimse olsaydılar. Doğrusu içlerinden kurtardığımız çok az kısmı dışında bunu yapmamıştır. Haliyle zalimler daldıkları refahın peşine düştüler ve suçlu kimseler oldular
|
| Mehmet Okuyan |
Sizden önceki nesillerden yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak değerli (bilge) kişiler bulunsaydı ya! Fakat onlardan görevlerini yapan, kurtardığımız az bir kısmı hariç (diğerleri görevlerini yapmamışlardı). Haksızlık edenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşmüşlerdi; zaten onlar suça dalan kişilerdi.
|
| Muhammed Celal Şems |
Sizden önceki zamanlarda, Bizim necat verdiğimiz birkaçı dışında, yeryüzünde (insanları) fesat (çıkarmaktan) alıkoyan akıl sahibi kimseler, neden çıkmadı? Zulmedenler ise, kendilerine bahşedilen bolluğun zevkine kapıldılar. Onlar (zaten) suçlu (kimselerdi.)
|
| Muhammed Esed |
Fakat, ne yazık ki, (yok ettiğimiz) sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan -(doğru yolu izledikleri için) kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl / iz'an ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp günaha gömülüp gittiler.
|
| Mustafa Çevik |
Sizden önceki nesiller içinde kendilerini kurtardığımız çok az mü’min dışında, yaşadıkları toplumların içinde fesadın, yozlaşmanın ortadan kaldırılması için gayret eden kimse çıkmadı. Şirke batmış müşrik ve kâfir çoğunluk ise kendilerini yozlaştıran refah ve hazların peşine düşüp helak olmayı hak ettiler.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Keşke çıksaydı, ama ne yazık ki sizden önceki nesiller arasından, kendilerini kurtardığımız bir azınlık dışında, yeryüzünde toplumsal çürümeye karşı direnen akıllı ve erdemli kimseler çıkmadı. Zulme eğilimli çoğunluksa, ayartıcı dünyevi zevklerin peşine takıldılar ve günaha gömülüp gittiler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Sizden evvelki asırlarda yeryüzünde fesattan nehyeder bir kısım fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Ancak onlardan necâta erdirdiğimiz bir azı müstesna, ve o zulmedenler ise kendilerinin içinde bulundukları refaha (dünya varlığına) uydular ve günahkâr kimseler oldular.
|
| Ömer Öngüt |
Sizden önceki asırlarda faziletli kimselerin yeryüzünde bozgunculuğu önlemeye çalışmaları gerekmez miydi? Ancak onlar arasından kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten onlar günahkâr idiler.
|
| Şaban Piriş |
Sizden önceki devirlerde yeryüzünde fesattan vazgeçirmeye çalışacak fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan sadece çok azını kurtardık. Fakat zalimler kendilerine verilen nimetlerle azdılar. Günahkar oldular.
|
| Sadık Türkmen |
FAKAT, NE YAZIK Kİ; sizden önceki nesillerden arta kalan akıllı/erdemli kimselerin, yeryüzünde zulmü/terörü engellemeleri gerekmez miydi? Onlardan kurtardığımız bazı kimseler bunu yaptı. Ve o zulmeden kimseler ise; kendilerine verilen nimetin/refahın peşine düşüp azdılar, suç işlemeye devam ettiler.
|
| Seyyid Kutub |
Sizden önceki kuşaklardan, yeryüzünde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler çıksaydı ya! Sadece toplu felaketlerden kurtardığımız az sayıda kimse bu görevi yerine getirdi. Zalimler ise kendilerini şımartan ihtiraslarına kapılarak ağır suçlara daldılar.
|
| Suat Yıldırım |
Sizden önceki nesillerde, dünyada fesat ve düzensizliği menedecek, böylece onları helâk olmaktan koruyacak idrâk ve fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onların içinden görevlerini yaptıklarından ötürü kurtardığımız az kimse var. Zalimler ise içinde bulundukları refahın ardına düştüler. Doğrusu onlar suçlu kimselerdi.
|
| Süleyman Ateş |
Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin, yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan men'etmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sizden önceki dönemlerde birikimi[*] olanlar o yerlerdeki bozulmaya karşı çıksalardı olmaz mıydı? Kendilerini kurtardığımız az kimse dışında bunu yapan olmadı. Yanlış yapanlar, şımartıldıkları şeyin arkasını bırakmadı ve günahkârlar haline geldiler.
[*] Önceki nebiler ve kitaplardan öğrendikleri bilgi birikimi
|
| Tefhim-ul Kuran |
Sizden önceki kuşaklardan onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu günahkârlardı.
|
| Ümit Şimşek |
Keşke sizden önceki nesillerden, yeryüzünde bozgunculuğun önüne geçecek söz sahibi insanlar olsaydı! Lâkin, onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz pek azı bunu yaptı. Zulmedenler ise daldıkları refahın peşine düştüler de mücrim olup çıktılar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Sizden önceki kuşakların söz ve eser sahibi olanları, yeryüzünde bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp suçlular haline geldiler.
|