| Abdulbaki Gölpınarlı |
Onlar, Allah'ın işine mi şaşıyorsun dediler, ey Ehli Beyt, Allah'ın rahmeti ve bereketleri size; şüphe yok ki o, övülmeye lâyık, kullara müstahak olmadan ihsânda bulunan bir Tanrıdır.
|
| Abdullah Parlıyan |
Melekler ona: “Allah'ın emrine mi şaşıyorsun” dediler. “Ey bu evin insanları! Allah'ın rahmet ve bereketi, sizin üzerinize olsun ve hatırlayın ki Allah her zaman, her türlü eksiksiz övgüye layık ve çok yüce olandır.”
|
| Adem Uğur |
(Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.
|
| Ahmed Hulusi |
Dediler ki: "Allâh'ın hükmüne mi şaşıyorsun? Allâh'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey hane halkı! Muhakkak ki O, Hamiyd'dir, Meciyd'dir. "
|
| Ahmet Tekin |
Onlar:'Sen, Allah’ın kudretine, hikmetine, planına mı şaşıyorsun? Ey peygamber evinin halkı, Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun. Çünkü o hamde, övgüye ve şükre lâyıktır. İyiliği boldur.' dediler.
|
| Ahmet Varol |
(Elçiler): 'Allah'ın işine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir ey ev halkı! Şüphesiz O, övgüye layık ve lütfu bol olandır' dediler.
|
| Ali Bulaç |
Dediler ki: "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid'tir."
|
| Ali Fikri Yavuz |
(Melekler ona) dediler ki: “- Sen Allah’ın emrine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun, ehl-i beyt... Şüphe yok ki Allah nimet vermesiyle hamde lâyıktır, lütuf ve ihsanıyla yücedir.”
|
| Ali Ünal |
“Sen” dediler, “Allah’ın işine mi şaşırıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun ey ev halkı! Şüphesiz Allah, çok büyük lütf u ihsan sahibi olarak her türlü hamde ve yüceltilmeye lâyıktır.”
|
| Bayraktar Bayraklı |
Melekler dediler ki: “Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır; iyiliği boldur.”
|
| Bekir Sadak |
«Ey evin hanimi! Allah'in rahmeti ve bereketleri uzerinize olmusken, nasil Allah'in isine sasarsin? O, ovulmeye layiktir, yucelerin yucesidir» dediler.
|
| Celal Yıldırım |
(Elçi melekler) ona : «Allah'ın emrine mi şaşıyorsun ? Ey ev halkı, Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir. Şüphesiz ki Allah çok övülmeye lâyıktır ve O, çok yüce ve çok şanlıdır.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Elçiler: “Sen Allah'ın işine mi şaşıyorsun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketi var üzerinizde. Şüphe yok ki O, övülmeye layık ve lütfü çok olandır” dediler.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
'Ey evin hanımı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olmuşken, nasıl Allah'ın işine şaşarsın? O, övülmeye layıktır, yücelerin yücesidir' dediler.
|
| Diyanet Vakfi |
(Melekler) dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.
|
| Edip Yüksel |
“ALLAH’ın işine mi şaşıyorsun“ dediler, “ALLAH’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizedir ey ev halkı. O Övgüye En Layıktır, Yücelerin Yücesidir.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Sen, dediler: Allahın emrinden taacüb mü ediyorsun? Allahın rahmeti ve berekâtı var üzerinizde ey ehli beyt! Şübhe yok ki o bir hamîddir mecîddir
|
| Erhan Aktaş |
“Allah’ın takdirine hayret mi ediyorsun!” dediler. Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir ey ev halkı. O, Övgüye Değer Yegâne Varlık’tır, İyiliği Bol Olan’dır.
|
| Gültekin Onan |
Dediler ki: "Tanrı'nın buyruğuna mı şaşıyorsun? Tanrı'nın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev ehli şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecid'tir."
|
| Hakkı Yılmaz |
Elçiler: “Sen Allah'ın işinden dolayı mı şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bollukları üzerinizdedir. Ey ev halkı! Şüphesiz ki O, övülmeye lâyık olan, cömertliği bol olandır” dediler.
|
| Harun Yıldırım |
Dediler ki: “Allah’ın işine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmet ve bereketi sizin üzerinize olsun ey hane halkı! Şüphesiz O, Hamîd’dir, Mecîd’dir.”
|
| Hasan Basri Çantay |
(Elçi melekler): «Allahın emrine mi şaşıyorsun? Ey ehl-i beyt, Allahın rahmeti, bereketleri sizin üzerinizdedir. Şübhe yok ki, O, asıl hamde lâyık, hayr-u ihsanı çok olandır» dediler.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Melekler) dediler ki: 'Allah’ın işine mi şaşıyorsun? Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir ey ev halkı! Şübhesiz ki O, Hamîd (hamd edilmeye yegâne lâyık olan)dır, Mecîd (ihsânı bol olan)dır.'
|
| İbni Kesir |
Dediler ki: Allah'ın işine mi şaşarsın ey evin hanımı? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir. Muhakkak ki O, Hamid'dir, Mecid'dir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
(Melekler) dediler ki: “Allah'ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ev halkı, Allah'ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize!” Muhakkak ki O, Hamîd (çok övülen, çok hamdedilen)dir, Mecîd'dir (şanı, yüce olan).
|
| Kadri Çelik |
(Melekler) Dediler: “Allah'ın emrine mi şaşırıyorsun? Oysa Allah'ın rahmeti ve bereketleri siz ev halkının üzerinedir. Şüphesiz O, övülmeye layık ve azamet sahibi olandır”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
"Üzerinizedir Allah'ın rahmeti ve bereketi. Allah'ın emrine mi şaşarsınız?" dediler. Doğrusu övülmeye layık olan şüphesiz O'dur. Çünkü O Hamid'dir, Mecid'dir.
|
| Muhammed Celal Şems |
Onlar dediler ki: “Allah’ın hükmüne mi şaşıyorsun? Ey (bu) evdekiler, Allah’ın rahmeti (ve her türlü) bereketi üzerinize olsun. Şüphesiz O, çok övgüye lâyık olandır ve çok yüceliğe sahiptir.”
|
| Muhammed Esed |
"Allah'ın dilediğini gerçekleştirmesini mi yadırgıyorsun?" dediler, "Allah'ın rahmet ve bereketi sizin üzerinize olsun ey bu evin insanları, (hemen hatırlayın ki,) her zaman her övgüye layık olan O'dur; şanı çok yüce olan O!"
|
| Mustafa İslamoğlu |
Onlar "Sen Allah'ın emrini garip mi karşılıyorsun?" dediler; "Allah'ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun ey hane halkı, kuşku yok ki O'dur hamde en layık olan, O'dur yüceler yücesi!"
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Dediler ki: «Sen Allah'ın emrinden taaccüb eder misin? Ey ehl-i Beyt! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphe yok ki o hamîddir, mecîddir.»
|
| Ömer Öngüt |
Dediler ki: “Allah'ın işine mi şaşıyorsun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur. ”
|
| Şaban Piriş |
-Sen Allah’ın işine mi şaşırıyorsun? dediler, Ey evin halkı, Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizdedir. Şüphesiz, övgüye layık ve eşsiz cömert O’dur.
|
| Sadık Türkmen |
(melekler) dediler ki: “Allah’ın emrinden dolayı mı şaşırıyorsunuz? Allah’ın rahmeti ve bereketleri ey ev halkı sizin üzerinizedir. Şüphesiz O; övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.”
|
| Seyyid Kutub |
Konuklar, kadına «Allah'ın işine mi şaşıyorsun? Ey hane halkı, Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinizdedir. Hiç kuşkusuz O, övgüye ve yüceltilmeye lâyıktır» dediler.
|
| Suat Yıldırım |
Elçi melekler: "Sen, dediler, Allah’ın emrine mi şaşırıyorsun? Ey ehl-i beyt! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun. O gerçekten her türlü hamde lâyıktır, hayır ve ihsanı boldur."
|
| Süleyman Ateş |
Dediler ki: "Allâh'ın işine mi şaşıyorsun? Allâh'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı! O, övülmeğe lâyıktır, iyiliği boldur."
|
| Süleymaniye Vakfı |
Dediler ki “Allah’ın işine mi şaşıyorsun? Ey İbrahim ailesi! Allah’ın ikramı ve bereketi sizin üstünüzdedir. O, her şeyi güzel yapar, pek yücedir.”
|
| Tefhim-ul Kuran |
Dediler ki: «Allah'ın emrine mi şaşırıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halkı şüphesiz O, övülmeye layık olandır, Mecîd'tir.»
|
| Ümit Şimşek |
Onlar 'Allah'ın işine mi şaşıyorsun?' dediler. 'Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun, ey hane halkı. O hamd edilmeye lâyıktır ve şanı pek yücedir.'
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Dediler ki: "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey ev halkı! O Hamîd'dir, Mecîd'dir."
|