| Abdulbaki Gölpınarlı |
De ki: Gökleri ve yeryüzünü yaratan, gizliyi de, açıkta olanı da bilen Allah'ım, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.
|
| Abdullah Parlıyan |
De ki: “Ey Allah'ım, ey gökleri ve yeri yaratan, ey yaratılmış varlıkların kavramaktan aciz oldukları şeyleri de, akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen sensin. Farklı görüş ve iddialarda bulundukları şeyler hakkında, kulların arasında sen hüküm vereceksin.”
|
| Adem Uğur |
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.
|
| Ahmed Hulusi |
De ki: "Ey Allâh'ım, semâların ve arzın Fâtır'ı; gaybı ve şehâdeti bilen; tartıştıkları konuda kulların arasında sen hüküm verirsin!"
|
| Ahmet Tekin |
'Allahım, ey gökleri ve yeri yaratan! Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini ve görülen âlemi bilen! Kullarının ihtilâfa, ihtilâf çıkarmaya devam ettikleri konularda, aralarında, sen, yalnız sen hüküm vereceksin.' de.
|
| Ahmet Varol |
De ki: 'Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de görüneni de bilen Allah'ım! Aralarında ayrılığa düşmüş oldukları konularda, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.'
|
| Ali Bulaç |
De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edilebileni bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."
|
| Ali Fikri Yavuz |
De ki: “- Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen Allahım! Kularının arasında, o ayrılığa düştükleri (dine ait) şeyler hakkında sen hüküm vereceksin.”
|
| Ali Ünal |
De ki: “Allah’ım, ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratıp, onlara belli ve sabit bir sistem veren, gaybı ve şahadeti (duyu ötesini de, duyuların algı sahasına gireni de) bilen! Hakkında ihtilâf edegeldikleri bütün konularda kulların arasındaki hükmü verecek olan Sensin.”
|
| Bayraktar Bayraklı |
De ki: “Ey Allah'ım! Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı! Ey gizli ve açık her şeyi bilen! Kullarının, arasında ayrılığa düştükleri konularda hüküm verecek sensin.”
|
| Bekir Sadak |
De ki: «Ey goklerin, yerin yaratani, gorulmeyeni ve goruleni bilen Allah! Kullarinin ayriliga dustukleri seyler hakkinda aralarinda Sen hukmedeceksin.»
|
| Celal Yıldırım |
De ki: Ey gökleri ve yeri örneksiz, misalsiz yaratan, ortada olanı ve olmayanı, görüneni, görünmeyeni bilen Allahım ! Farklı görüş ve iddialarda bulundukları hususlar hakkında kulların arasında sen hüküm vereceksin.
|
| Cemal Külünkoğlu |
De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen Allah'ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
De ki: 'Ey göklerin, yerin yaratanı, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında Sen hükmedeceksin.'
|
| Diyanet Vakfi |
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.
|
| Edip Yüksel |
De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
De ki: ey Gökleri ve Yeri yaradan ve gayb-ü şehadeti bilen Allahım! Kullarının arasında o ıhtılâf edip durdukları şeyler hakkında sen huküm vereceksin
|
| Erhan Aktaş |
De ki: “Göklere ve yere işleyiş yasalarını koyan, gaybı1 ve görüneni bilen Allah’ım! Kullarının aralarında çekiştikleri şeyler hakkında hüküm verecek olan Sen’sin.”
1- Görünemez ve bilinemez olanı.
|
| Gültekin Onan |
De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan (fatır), gaybı ve müşahede edilebileni bilen Tanrım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."
|
| Hakkı Yılmaz |
De ki: “Ey göklerin ve yerin yoktan yaratıcısı/parçalayıcısı, görülmeyeni, duyulmayanı, sezilmeyeni, geçmişi, geleceği ve varlıkların akıl ve duyularla gözlenenlerini bilen Allah'ım! Kulların arasında, çekişip durdukları o şeyler hakkında Sen hüküm vereceksin.”
|
| Harun Yıldırım |
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.
|
| Hasan Basri Çantay |
De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de, aşikârı da bilen Allah, kullarının arasında ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkındaki hükmü sen vereceksin».
|
| Hayrat Neşriyat |
De ki: 'Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah’ım! Hakkında ihtilâfa düşegeldikleri şeyler husûsunda kullarının arasında ancak sen hüküm vereceksin!'
|
| İbni Kesir |
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'ım; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kulların arasında Sen hükmedersin.
|
| İskender Evrenosoğlu |
De ki: "Allah'ım! Gökleri ve yeri yaratan, gaybı (görünmeyeni) ve görüneni bilen Sensin. Kullarının arasında, ihtilâf etmiş oldukları şeyler hakkında hüküm verecek olan Sensin."
|
| Kadri Çelik |
De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edileni bilen Allah'ım! Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde kullarının arasında sen hüküm vereceksin.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Münacat et ve de ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan Allah'ım! Ey görünen ve görünmeyenleri En ince ayrıntısına kadar bilen, İhtilaf ettikleri her meselede kulların arasında hükmeder Rızayı sen verirsin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum. (Hüküm sendedir.)"
|
| Mehmet Okuyan |
De ki: “Ey gökleri ve yeri yoktan yaratan, görünmeyeni de görüneni de bilen Allah’ım! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.”
|
| Muhammed Celal Şems |
De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratan, görünmeyeni ve görüneni bilen Allah! Kullarının kendi aralarında ihtilâfa düştükleri hakkında, ancak Sen karar vereceksin.”
|
| Muhammed Esed |
De ki: "Ey Allahım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey yaratılmış varlıkların kavrayış alanı dışındaki şeyleri de, yaratılmışların akıl ve duyularıyla görüp gözleyebildiklerini de bilen! Kullarının ayrılığa düştükleri her konuda (Kıyamet Günü) aralarında hüküm verecek olan Sensin!"
|
| Mustafa Çevik |
De ki: “Ey gökleri ve yeri yaratıp, yaşatan; gizli, açık ne varsa hepsini bilen Allah’ım! Senin Rabliğini ve ilahlığını tartışanlarla ilgili hükmü verecek, hak ettikleri ile karşılaştıracak olan Sensin.”
|
| Mustafa İslamoğlu |
De ki: "Allah'ım! Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey idraki aşan hakiketleri de, idrak edilenleri de bilen! Kullarının tartıştıkları konularda, aralarında son sözü söyleyecek olan yalnızca Sensin, Sen!
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan ve gizli ve âşikâre olanı bilen Allah'ım! Sen kullarının arasında kendisinde ihtilâf eder oldukları şeyler hakkında hükmedersin.»
|
| Ömer Öngüt |
De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de âşikârı da bilen Allah'ım! Kullarının arasında ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen verirsin. "
|
| Şaban Piriş |
De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, görülmeyeni ve görüleni bilen Allahım, hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm verecek sensin.
|
| Sadık Türkmen |
De ki: “Ey gökleri ve yeryüzünü yaratan, görülmeyeni/gaybı ve görülebileni/şehadeti bilen Allah’ım! Sensin Sen, kullarının arasında; ihtilâf ederek ayrılığa düştükleri şeyler hakkında doğru hüküm/karar verecek olan!”
|
| Seyyid Kutub |
De ki: «Ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım! Kullarının ayrılığa düştükleri konularda sen hükmedersin.»
|
| Suat Yıldırım |
Sen şöyle dua et!: "Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her meselede kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum."
|
| Süleyman Ateş |
De ki: "Allâh'ım, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, görülmeyeni ve görüleni bilen! Ancak Sen, ayrılığa düştükleri şeylerde kullarının arasında hükmedersin."
|
| Süleymaniye Vakfı |
De ki “Göklerin ve yerin yaratıcısı, görüneni de görünmeyeni de bilen Allah’ım! Kullarının tartıştığı her konuda, aralarında hüküm verecek olan sensin.”
|
| Tefhim-ul Kuran |
De ki: «Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahade edilebileni de bilen Allah'ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin.»
|
| Ümit Şimşek |
De ki: Ey gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan, görünür ve görünmez herşeyi bilen Allahım! Anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında, kulların arasında hükmü Sen verirsin.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
De ki: "Ey Allah'ım! Ey gökleri ve yeri yaratan, ey görülemeyeni ve görüleni bilen! Sen hüküm vereceksin kulların arasında, ihtilaf ettikleri şeyler hakkında."
|