39 - Zümer suresi 57. âyet meali

أَوْ تَقُولَ لَوْ أَنَّ اللَّهَ هَدَانِي لَكُنتُ مِنَ الْمُتَّقِينَ
Ev tekûle lev ennallâhe hedânî le kuntu minel muttekîn(muttekîne).
  
ev veya
tekûle der, söyler
lev eğer, ise
enne olduğunu
allâhe Allah
hedâ-ni beni hidayete erdirdi, hidayet etti
le kuntu mutlaka ben olurdum
min den
el muttekîne takva sahipleri
   
Abdulbaki Gölpınarlı Yahut Allah beni doğru yola sevketseydi elbette çekinenlerden olurdum dediği.
Abdullah Parlıyan Veya gerçekten Allah beni doğru yola iletseydi, O'na karşı sorumluluk bilinci duyanlardan biri olurdum” diyeceği,
Adem Uğur Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum".
Ahmed Hulusi Yahut şöyle der: "Eğer Allâh bana hidâyet etseydi, elbette korunanlardan olurdum. "
Ahmet Tekin Yahut:'Allah bana doğru yolu gösterme lütfunda bulunsaydı, Allah’a sığınanlardan, emirlerine yapışanlardan, günahlardan arınıp azaptan korunanlardan, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerden olurdum.' diyeceği günden önce Kur’ân’a tâbi olun.
Ahmet Varol Yahut: 'Eğer Allah beni hidayete erdirseydi mutlaka takva sahiplerinden olurdum' demesinden.
Ali Bulaç Veya: "Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği,
Ali Fikri Yavuz Yahud şöyle demesi var: “- Eğer Allah bana hidayet vereydi, muhakkak ben, Allah’dan korkanlardan (şirkten sakınanlardan) olurdum.”
Ali Ünal Yahut, “Ne olurdu, Allah beni hidayet edeydi de, O’na gönülden saygı besleyen, O’na karşı gelmekten sakınıp, O’nun azabından sakınanlardan olaydım!” diyerek, (boş bir mazeret ileri sürme mecburiyeti duymasın).
Bayraktar Bayraklı Yahut, “Eğer Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O'na karşı saygı duyanlardan olurdum” demesin diye.
Bekir Sadak (57-58) Veya, «Allah beni dogru yola eristirseydi sakinanlardan olurdum» diyecegi, yahut, azabi gordugunde: «Keski benim icin donus imkani bulunsa da iyilerden olsam» diyecegi gunden sakinin.
Celal Yıldırım Veya «eğer Allah beni doğru yola eriştirseydi, elbette (O'ndan) korkup (fenalıklardan) sakınanlardan olurdum,» diyeceği,
Cemal Külünkoğlu Yahut: “Allah beni doğru yola iletseydi mutlaka sakınanlardan olurdum!” diyeceği (günden de sakının)!
Diyanet İşleri (eski) (57-58) Veya, 'Allah beni doğru yola eriştirseydi sakınanlardan olurdum' diyeceği, yahut, azabı gördüğünde: 'Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam' diyeceği günden sakının.
Diyanet Vakfi (57-58) Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının.
Edip Yüksel Veya “ALLAH beni doğruya iletseydi kesinlikle erdemlilerden biri olacaktım“ demesin.
Elmalılı Hamdi Yazır Yâhud diyeceği: Allah bana yolunu gösterse idi her halde ben müttekılerden olurdum
Erhan Aktaş Veya “Allah bana doğru yolu gösterseydi, takva sahibi olurdum.” denmemesi için.
Gültekin Onan Veya: "Gerçekten Tanrı bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği,
Hakkı Yılmaz (55-58) Ve ansızın azap gelmeden, kişinin, “Allah'ın yanında, yaptığım ölçüsüzlüklerden dolayı yazık bana! Doğrusu ben alay edenlerdendim” demesinden yahut “Allah, bana doğru yolu gösterseydi, her hâlde ben Allah'ın koruması altına girmiş kimselerden olurdum” demesinden veya azabı gördüğü zaman, “Bana bir geri dönüş olsaydı da ben de o iyilik-güzellik üretenlerden olsaydım” demesinden önce Rabbinizden size indirilenin en güzelini izleyin.”
Harun Yıldırım Yahut şöyle diyecektir:" Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum".
Hasan Basri Çantay yahud «Hakıykaten Allah bana hidâyet verseydi her halde (şirkden günâhlardan) sakınanlardan olurdum» diyeceği,
Hayrat Neşriyat (57-58) Yâhut: 'Doğrusu Allah beni hidâyete erdirmiş olsaydı, elbette (ben de) takvâ sâhiblerinden olurdum' demesi(nden) yâhut azâbı gördüğü zaman: 'Keşke benim için gerçekten bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iyilik edenlerden olsaydım!' demesi(nden evvel Kur’ân’a tâbi' olun)!
İbni Kesir Veya: Allah beni hidayete erdirseydi, ben de muttakilerden olurdum, diyeceği gün.
İskender Evrenosoğlu Veya: "Muhakkak ki eğer Allah beni hidayete erdirseydi, ben mutlaka takva sahiplerinden olurdum." diyenlerden (olmayın).
Kadri Çelik Veya “Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum” diyeceği (günden sakının).
Mehmet Ali Eroğlu Üzerine gelince yahut: "Allah bana hidayet verseydi, Ben de muttakilerden olurdum" der.
Mehmet Okuyan Veya ‘Allah beni doğru yola ulaştırsaydı, elbette muttakîlerden (duyarlı olanlardan) olurdum!’ demesi(nden önce Kur’an’a uyun)!
Muhammed Celal Şems “Yahut Allah bana (zorla) hidayet verseydi, ben mutlaka (Allah’ın) takvasını benimseyenlerden olurdum, demesin.”
Muhammed Esed yahut, "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi mutlaka O'na karşı sorumluluk bilinci duyanlardan biri olurdum!" demesin diye,
Mustafa Çevik 53-59 Ey Peygamber! Allah adına de ki: “Ey bu uyarılardan ders almayan, günahkâr ve kendilerine zulmeden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Allah günahlarından tevbe edip kendisine yönelerek davetine icabet edenlerin günahlarını bağışlar.” O halde sizler de azap gelip çatmadan tevbe ederek Rabbinizin daveti olan hayat nizamı ile yaşayın. Aksi halde sizi azaptan koruyup kurtaracak hiç kimseyi bulamazsınız. Allah’ın azabı birdenbire karşınıza çıkmadan Rabbinizden indirilen Kur’an ile yapılan çağrıya kulak verip O’na tabi olun ki, sonra Kıymet Günü “Rabbimin davetine uymayıp dünya hayatımı zayi ettiğim için yazıklar olsun bana.” demek zorunda kalmayasınız. Yahut azapla karşılaşınca, “Bana dünyaya tekrar dönme fırsatı verilse de, Rabbimin rızasını kazanmak uğrunda canla başla gayret edenlerden olsam.” diye pişmanlıkla kıvrananlardan olmayasınız. O zaman da Allah böylelerine: “Hayır, artık iş işten çoktan geçti. Dünya hayatlarınızda âyetlerim size apaçık ulaşmışken onları yalan saydınız, büyüklük taslayıp, kibirlenerek sırtınızı döndünüz.” diyecek.
Mustafa İslamoğlu Veya "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi, elbet ben de sorumlu davrananlar arasında olurdum" demesin!
Ömer Nasuhi Bilmen Veya (her nefsin) şüphe yok ki, «Eğer Allah bana hidâyet etse idi elbette ben muttakîlerden olurdum,» demesinden evvel (uyanması lâzımdır).
Ömer Öngüt Veya: "Allah bana hidayet etseydi, elbette takvâ sahiplerinden olurdum. " demesin.
Şaban Piriş Veya keşke Allah bana doğru yolu gösterseydi de korunanlardan olsaydım demesi...
Sadık Türkmen Veya şöyle demesinden: “Eğer Allah bana hidayet etseydi, elbette, ben de korunup sakınanlardan olurdum.”
Seyyid Kutub Veya şöyle demesinden: «Allah beni doğru yola ulaştırsaydı sakınanlardan olurdum.»
Suat Yıldırım Yahut: "Allah bana hidâyet verseydi, ben de Allah’a karşı gelmekten sakınanlardan olurdum."
Süleyman Ateş Yahut şöyle demesinden: "Allâh bana hidâyet etseydi, elbet ben de (Allâh'ın azâbından) korunanlardan olurdum."
Süleymaniye Vakfı Kalkıp şunu diyebilir: “Beni Allah yola getirseydi ben de çekinerek korunanlardan[*] olurdum.”

[*] Müttekiler: Allah’tan çekinerek korunan, kendini(fıtratını) bozmayan. Bakınız Bakara 2/2.

Tefhim-ul Kuran Veya: «Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum» diyeceği,
Ümit Şimşek Veya 'Allah bana hidayet verseydi ben de sakınanlardan olurdum' demesin.
Yaşar Nuri Öztürk Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuzluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurdum."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.