39 - Zümer suresi 44. âyet meali

قُل لِّلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَّهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Kul lillâhiş şefâatu cemîâ(cemîan), lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), summe ileyhi turceûn(turceûne).
  
kul de, söyle
li allâhi Allah'a ait, Allah için
eş şefâatu şefaat
cemîân topluca, hepiniz
lehu ona ait, onun
mulku mülk
es semâvâti semalar, gökler
ve el ardı ve arz, yeryüzü
summe sonra
ileyhi ona
turceûne döndürüleceksiniz
   
Abdulbaki Gölpınarlı De ki: Bütün şefâat, Allah'ın; onundur göklerin ve yeryüzünün saltanatı ve tedbîri, sonra da dönüp onun tapısına gideceksiniz.
Abdullah Parlıyan De ki: “Şefaat hakkını verme yetkisi, yalnız Allah'a aittir. Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet de yalnız O'nundur ve sonunda O'na döndürüleceksiniz.”
Adem Uğur De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Ahmed Hulusi De ki: "Şefaat tümüyle Allâh'ındır! (Çünkü) semâların ve arzın mülkü O'nundur! Sonra O'na rücu ettirileceksiniz. "
Ahmet Tekin 'Bütün kâinatı tek başına yardımcısız-eşşiz yaratmak, nizamını sağlamak ve ayakta tutmak Allah’a aittir. Göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı O’nundur. Üstelik O’nun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.' de.
Ahmet Varol De ki: 'Şefaatin tümü Allah'ındır. [2] Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürülürsünüz.
Ali Bulaç De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Ali Fikri Yavuz De ki: “- Bütün şefaat Allah’ın kudretindedir. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra (ahirette) hep döndürülüb O’na götürüleceksiniz.”
Ali Ünal De ki: “(Katında bazılarına şefaat izni versin vermesin,) mutlak kudret ve hakimiyet Allah’ındır. O’na aittir göklerin ve yerin mutlak mülkiyet ve hakimiyeti. Sonunda, hesap vermek üzere O’nun huzuruna çıkarılacaksınız.
Bayraktar Bayraklı De ki: “Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.”
Bekir Sadak De ki: «Butun sefaat Allah'in iznine baglidir. Goklerin ve yerin hukumranligi O'nundur. Sonra O'na doneceksiniz.»
Celal Yıldırım De ki: Şefaatin tamamı Allah'a aittir (O'nun iznine bağlıdır). Göklerin ve yerin mülkü (ve tasarrufu münhasıran) O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Cemal Külünkoğlu De ki: “Şefaat (yetkisi) yalnız Allah'a aittir. Gökler ve yer üzerindeki otorite (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz.”
Diyanet İşleri (eski) De ki: 'Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.'
Diyanet Vakfi De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Edip Yüksel De ki: “Tüm şefaat ALLAH’a aittir.” Göklerin ve yerin yönetimi O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır De ki Allahındır o şefaat bütün, onundur mülkü Göklerin ve Yerin, sonra hep döndürülüp ona götürüleceksiniz
Erhan Aktaş De ki: “Şefaat etme tamamıyla Allah’ın elindedir.1 Göklerin ve yerin egemenliği yalnızca O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz.

1- Kur’an, “şefaat” anlayışını ve inancını kesin olarak reddetmektedir. Nebiler de dâhil hiç kimsenin şefaat etme hakkı yoktur. Şefaatin varlığına inanan bir kimse müşrik olur.
Gültekin Onan De ki: "Şefaatin tümü Tanrı'nındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Hakkı Yılmaz De ki: “Bütün yardım, destek, kayırma Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü yalnızca O'nundur. Sonra yalnızca O'na döndürülürsünüz.”
Harun Yıldırım De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Hasan Basri Çantay De ki: «Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz».
Hayrat Neşriyat De ki: 'Şefâat tamâmen Allah’a âiddir. Göklerin ve yerin mülkü, O’nundur. Sonra ancak O’na döndürüleceksiniz.'
İbni Kesir De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
İskender Evrenosoğlu De ki: "Şefaatin hepsi Allah'a mahsustur. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Kadri Çelik De ki: “Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra da O'na döndürüleceksiniz.”
Mehmet Ali Eroğlu Elbet, söyle ki: "Şefaatin tamamı Allah'a aittir. Çünkü göklerin ve yerin hakimiyeti O'nundur. (Rab'nin) huzuruna eninde sonunda götürüleceksiniz. O'na hesap vereceksiniz sizler"
Mehmet Okuyan De ki: “Şefaat tamamen ve yalnızca Allah’a aittir. Göklerin ve yerin otoritesi yalnızca O’na aittir. Sonra da yalnızca O’na döndürüleceksiniz.”
Muhammed Celal Şems De ki: “Şefaat (konusu) tamamen Allah’ın yetkisindedir. Göklerin ve yerin hükümranlığı, yalnız O’nundur. Sonunda hepiniz O’na döndürüleceksiniz.”
Muhammed Esed De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah'a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz".
Mustafa Çevik 43-44 İnsanı yaratan, bunca nimetle donatıp yaşatan, dünyada ve âhirette tek şefaat edecek olan, öldükten sonra diriltip hesap soracak olan Allah’tır. De ki: “Ey müşrikler! Kesin olan gerçek bu olmasına rağmen hiçbir şeyi yaratma gücüne sahip olmayan, kendileri de yaratılmış olanlardan nasıl şefaat umabilirsiniz?” Yine onlara de ki: “Şefaat etme yetkisi tamamıyla Allah’a aittir. Gökler ve yer üzerinde hükümranlık da O’na aittir. Yardım, destek ve kayırma gücüne sahip olan da yalnız Allah’tır. Sonunda O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
Mustafa İslamoğlu De ki: "Şefaate (izin verme) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah'a aittir: Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O'na aittir: sonunda sadece O'na döndürüleceksiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen De ki: «Bütün şefaat, Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O'nun içindir. Sonra O'na döndürüleceksinizdir.»
Ömer Öngüt De ki: "Bütün şefaat (hakkı) Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz. "
Şaban Piriş De ki: Şefaatin hepsi Allah’ındır. Göklerin ve yerin hakimiyeti O’na aittir. Bir zaman sonra O’na döndürüleceksiniz.
Sadık Türkmen De ki: “Bütün şefaat (aracılara ihtiyacı olmayan) Allah’ındır. Göklerin ve yeryüzünün egemenliği/mülkü/krallığı O’nundur. Sonra O’nun katına döndürülürsünüz.”
Seyyid Kutub De ki: «Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.»
Suat Yıldırım De ki: "Şefaatin tamamı Allah’a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyeti de O’nundur. Sonunda da O’nun huzuruna götürülecek, O’na hesap vereceksiniz."
Süleyman Ateş De ki: "Şefâ'at tamamen Allâh'ındır (yardım ve destek yalnız O'ndandır). Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Süleymaniye Vakfı De ki “Şefaat yetkisi[*] tümüyle Allah’ın elindedir. Göklerin ve yerin hakimiyeti O’ndadır. Zaten sonunda tekrar yaratılıp O’nun huzuruna çıkarılacaksınız.”

[*] Şefaat kavramı için Bkz. Bakara 2/48 ve dipnotu

Tefhim-ul Kuran De ki: «Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra da O'na döndürüleceksiniz.»
Ümit Şimşek De ki: Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin egemenliği Onundur. Sonunda Onun huzuruna döneceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.