| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve toplayıp biriktireni.
|
| Abdullah Parlıyan |
mal biriktirip yığan, o maldan Allah'ın ve insanların hakkını ayırıp çıkarmayanları da.
|
| Adem Uğur |
(Servet) toplayıp yığan kimseyi!.
|
| Ahmed Hulusi |
Toplayıp da servet yığanı!
|
| Ahmet Tekin |
Mallar, servetler biriktirip kesenin ağzını açmayanları, hayra harcamayanları çağırır.
|
| Ahmet Varol |
(Mal) biriktirip kasada yığanı.
|
| Ali Bulaç |
(Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Bir de (mal ve para) biriktirip depoya, kasaya yığanı...
|
| Ali Ünal |
Malı yığıp, (Allah yolunda ve muhtaçlar için) harcamayanı.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(16-18) Kızaran derileri soyar; sırtını döneni, yüz çevireni ve biriktirip depo edeni çağırır.
|
| Bekir Sadak |
(15-18) Hayir, olmaz... Orada sirtini cevirip yuzgeri edeni, malini toplayip kimseye hakkini vermeden saklayani cagiran, deriyi soyup kavuran, alevli ates vardir.
|
| Celal Yıldırım |
(17-18) Arkasını döneni, yüzçevirip gideni, mal toplayıp yığanı davet eder.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(17-18) Çağırır o ateş, imandan yüz çevirip de (Hakka) arka döneni ve (servet) toplayıp biriktireni.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(15-18) Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.
|
| Diyanet Vakfi |
(17-18) Yüz çevirip geri dönen, (servet) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağırır.
|
| Edip Yüksel |
Toplayıp kasaya saklayanı.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı
|
| Erhan Aktaş |
Mal, mülk edinip, onu biriktireni.
|
| Gültekin Onan |
(Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.
|
| Hakkı Yılmaz |
(15-18) Kesinlikle o suçlunun düşündüğü gibi değil! O, sırtını dönen ve yüz çevireni, toplayıp da kasada yığanı çağıran, kavurup soyan, alevlenen bir ateştir.
|
| Harun Yıldırım |
Toplar ve yığar.
|
| Hasan Basri Çantay |
(mal) birikdirib de kab içinde saklayanı.
|
| Hayrat Neşriyat |
(17-18) (O ateş, Hakk’a) arkasını dönüp (itâatten) yüz çeviren ve (mal) toplayıp dasaklayan kimseyi (kendine) çağırır!
|
| İbni Kesir |
Malını toplayıp kap içinde saklayanı da.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve (mal, servet) toplayıp, sonra da onu biriktireni.
|
| Kadri Çelik |
(Servet) Toplayıp (üst üste) yığmakta olanı.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(18-19) Rahatı için toplayıp biriktireni de. Şüphesiz ki insan aç gözlü yaratılmıştır.
|
| Mehmet Okuyan |
17-18 Arkasını dönüp yüz çevireni ve (mal) toplayıp yığan kimseyi (kendine) çağıracaktır.
|
| Muhammed Celal Şems |
(17-18) O, sırtını dönüp kaçanı ve ömrü boyunca malı toplayıp biriktireni (bile kendisine çağıracaktır.)
|
| Muhammed Esed |
ve (servet) biriktirip, (onu öteki insanların elinden) alanları.
|
| Mustafa Çevik |
5-18 Ey Peygamber ve beraberindeki mü’minler! Siz müşrik ve kâfirlerin alaylı sözlerine, saldırılarına sabırla göğüs gerip, direnerek mücadelenize devam edin. Onların geleceğine inanmadıkları Kıyamet ve Hesap Günü, Bize göre yakındır. O Gün geldiğinde, gök erimiş maden gibi olacak, dağlar da atılmış yün misali uçuşup dağılacaklar ve hiçbir kimse bir yakınını, dostunu soracak durumda olmayacak, herkes kendi derdine düşecek, birbirlerini görmelerine rağmen, görmezden gelecekler. O Gün her müşrik ve kâfir kendi canını ateşin azabından kurtarmak için çocuğunu, eşini, kardeşini, dünyada iken sahiplendiği soyunu sopunu, herkesi ve neyi varsa hepsini fidye olarak vermeye çoktan razıdır, yeter ki kendini kurtarabilsin. İşte O Gün dünya hayatlarını hakikate sırt dönerek tamamlamış olanları hiç kimse, hiçbir güç derileri kavurup soyan o elemli ateş azabından kurtaramaz. O nankör ve zalimler, Allah’ın davetini umursamayıp, O’nun bahşettiği serveti biriktirip üstüne oturmuş, Rabbine şükredip rızasını kazanmak uğrunda infak etmekten uzak durmuşlardı. Cehennem onların hepsini kendine çağırıp içine çekecektir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
zira o (serveti) toplayıp (paylaşmayarak) biriktiriyordu.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(17-18) Çağırır, arkasını dönüp yüz çevireni. Ve (malı) toplayıp da, bir kap içinde saklayanı.
|
| Ömer Öngüt |
Mal toplayıp yığan kimseyi.
|
| Şaban Piriş |
Malını toplayıp yığanı...
|
| Sadık Türkmen |
Ve (servet) biriktirerek (ekonomiye kazandırmayıp) stok yapanları!
|
| Seyyid Kutub |
Mal toplayıp kasada yığanı.
|
| Suat Yıldırım |
(17-18) İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır.
|
| Süleyman Ateş |
(Mal) Toplayıp kasada yığanı!
|
| Süleymaniye Vakfı |
Mal biriktirip saklayanı da!
|
| Tefhim-ul Kuran |
(Durmaksızın mal ve servet) Toplayıp bir yerde (üstüste) yığmakta olanı.
|
| Ümit Şimşek |
Malı toplayıp yığanı da.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.
|