| Abdulbaki Gölpınarlı |
O zaman ki en bahtsızları atılmıştı da.
|
| Abdullah Parlıyan |
İçlerinden en yozlaşmış azgınları deveyi öldürmek üzere ayaklandığında,
|
| Adem Uğur |
Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında,
|
| Ahmed Hulusi |
Onların en şakîsi harekete geçtiğinde,
|
| Ahmet Tekin |
En azgınları, çete reisi ortaya atılıp çıktığı zaman Sâlih: 'Dokunmayın.'dedi.
|
| Ahmet Varol |
En bahtsızları ortaya atılınca.
|
| Ali Bulaç |
En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,
|
| Ali Fikri Yavuz |
O vakit (Semûd kavminin) en azılısı, (bir mucize olarak kayadan çıkarılan Allah’ın devesini öldürmek için) fırlayınca;
|
| Ali Ünal |
Nihayet, diğerlerinin kışkırtmasıyla içlerinde en azılı olanı öne atıldı.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(12-13) En azgınları ileri atıldığında, Allah'ın peygamberi onlara, “Allah'ın devesini bırakınız, onun su içmesine engel olmaktan sakınınız” demişti.
|
| Bekir Sadak |
(11-12) Semud milleti, iclerinden en azgini ileri atilinca, azginligi yuzunden peygamberleri yalanladi.
|
| Celal Yıldırım |
En haydut bedbahtları ileri atılınca, (yalanlama daha da hız kazanmıştı).
|
| Cemal Külünkoğlu |
Hani onların en azgın olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(11-12) Semud milleti, içlerinden en azgını ileri atılınca, azgınlığı yüzünden peygamberleri yalanladı.
|
| Diyanet Vakfi |
(11-15) Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!
|
| Edip Yüksel |
En azgınları ayaklanmıştı.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
O en yaramazları fırladığı zaman
|
| Erhan Aktaş |
Onların en azgını ayaklandığı zaman,
|
| Gültekin Onan |
En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,
|
| Hakkı Yılmaz |
âhirette en mutsuz olacak olanları/liderleri görevi kabul edip gittiği zaman,
|
| Harun Yıldırım |
Onların en sapkını ileri atıldığında,
|
| Hasan Basri Çantay |
(O kavmin) en şakıysi ayaklandığı zaman.
|
| Hayrat Neşriyat |
(12-13) Hani onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) ileri atılmıştı da Allah’ın peygamberi (Sâlih) onlara: 'Allah’ın devesi(ni kesmekten) ve onun su içmesi(ni engellemekten sakının)!' demişti.
|
| İbni Kesir |
En azgınları ileri tıldığında.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Onun (o beldenin) en şâkîsi (deveyi kesmek için) ortaya atılınca.
|
| Kadri Çelik |
İçinden en azgını ayaklandığında.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Semud'dan en azgınları ayaklanmıştır.
|
| Mehmet Okuyan |
Onların en azgını (deveyi kesmek için) ileri atılmıştı.
|
| Muhammed Celal Şems |
Hani onların en talihsizi, (peygambere karşı gelmek için) ortaya çıkmıştı.
|
| Muhammed Esed |
içlerinden en onulmaz azgınları, (zulüm yapmak için) ileri atılırken,
|
| Mustafa Çevik |
11-15 Peygamberleri Salih’in Allah adına yaptığı daveti reddeden azgın, müşrik
Semûd kavmi de bu tutumlarından vazgeçmemeleri halinde, Allah’ın azabına uğratılacakları konusunda uyarılmıştı. Fakat onlar uyarıları dikkate almaları için Salih’in
kendilerine bir mucize göstermesini istediler. Bunun üzerine Allah onlara, O Güne
kadar görmedikleri bir deve gönderip, ona zarar vermemeleri konusunda uyarıp,
kendi hayvanlarını suladıkları yerden bir gün bu devenin, bir gün de kendi hayvanlarının sıraya riayet ederek su içmelerini bildirdi. Allah’ın kendilerini bununla imtihan edeceğini bildirmesine rağmen, onlar âdeta kendileri Allah’ı imtihan edercesine devenin su içme hakkını kullandırtmadıkları
gibi, hayvanı vahşice öldürdüler. Bunun üzerine Allah da bu küstahlıkları, azgınlıkları ve kendisine başkaldırmaları sebebiyle onları yıkıma uğratıp, helak etti. Onlar
böyle bir akıbetle karşılaşacaklarına hiç inanmıyorlardı.
|
| Mustafa İslamoğlu |
hani kavmin en azgını kışkırtmayla zıvanadan çıktığında,
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(11-12) Semûd kavmi azgınlığı sebebiyle (Peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onların en şâkisi ayaklandığı zaman.
|
| Ömer Öngüt |
Onların en azgını (deveyi kesmek için) ayaklanınca,
|
| Şaban Piriş |
En azgınları ileri atılmıştı.
|
| Sadık Türkmen |
Onların en azılısı (deveyi boğazlamak için) ortaya atıldığı zaman,
|
| Seyyid Kutub |
İçinden azgını ileri atılınca
|
| Suat Yıldırım |
Bir ara onların en azılı olanları öne atıldığında, bu yalanlamaları iyice şiddetlendi.
|
| Süleyman Ateş |
En haydutları ayaklandığı zaman,
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bir gün onların en hayırsızı ileri atılmıştı.
|
| Tefhim-ul Kuran |
En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,
|
| Ümit Şimşek |
Hani onların en bedbahtı baş kaldırmıştı.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
En haydutları ortaya fırladığı zaman,
|