| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ancak zulmeden korkar; fakat kötülükten sonra onu iyiliğe döndürene gelince, hiç şüphe yok ki ben suçları örterim, rahîmim.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ancak yaratılış gayesi dışında hareket eden, benden korkar, ama o da yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, ona da korku yok. Çünkü ben çok acıyan ve çok bağışlayanım.
|
| Adem Uğur |
Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.
|
| Ahmed Hulusi |
"Ancak (nefsine) zulmeden müstesna! (Zulümden) sonra yaptığı kötü davranışı düzelten kişi için ise ben Ğafûr'um, Rahıym'im. "
|
| Ahmet Tekin |
'Ancak haksızlık edenler, zulmedenler, dinimin yükselişinin, dindar kullarımın ilerlemesinin önünü kesme planları yapıp uygulayanlar korkar. Zulümden, haksızlıktan sonra, kötülüğün peşinden, onun yerine iyilikler yapıp, tevbe etmiş olan da bilsin ki, ben çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibiyim.'
|
| Ahmet Varol |
Ancak haksızlık eden hariç. Eğer sonra kötülüğün ardından (onu) iyiliğe çevirirse şüphesiz ben bağışlayıcı, rahmet ediciyim.
|
| Ali Bulaç |
"Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim."
|
| Ali Fikri Yavuz |
Ancak zulmeden müstesna. Sonra da kötülüğün arkasından iyiliğe dönen (tevbe eden) için muhakkak ki ben Gafûr’um= bağışlayıcıyım, Rahîm’im= çok merhametliyim.
|
| Ali Ünal |
“Ancak kim zulme batmışsa, öylelerinin Ben’den korkması gerekir. Şu kadar ki, onlar da işledikleri fenalıklardan sonra o fenalıkları iyiliklerle değiştirir (tevbe ederek, artık iyilik işleyen kullar haline gelirlerse), bilmeliler ki Ben çok bağışlayanım; (bilhassa tevbe ve ıslahı hâl ile Bana yönelenlere karşı) hususî rahmet ve merhameti pek bol olanım.
|
| Bayraktar Bayraklı |
“Ancak, kim zulmeder, sonra işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım; çok merhamet sahibiyim.”
|
| Bekir Sadak |
(10-12) «egnegini at!» Musa, degneginin yilan gibi hareketler yaptigini gorunce, arkasina bakmadan donup kacti. «Ey Musa! Korkma; Benim katimda peygamberler korkmaz; yalniz haksizlik eden bunun disindadir. Kotu hali iyilige ceviren kimse bilsin ki Ben suphesiz bagslarim, merhamet ederim. Elini koynuna sok, Firavun ve milletine gnderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz ciksin. Gercekten onlar yoldan cikmis bir millettir.»
|
| Celal Yıldırım |
Ancak zulmeden müstesna. Sonra da kötülüğün ardından onu iyiliğe çevirirse, şüphe etmesin ki ben cok bağışlayan ve cok merhamet edenim.
|
| Cemal Külünkoğlu |
“Kim zulmeder de sonra (yaptığı) kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz ben çok bağışlayanım, çok merhamet edenim.”
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(10-12) 'Değneğini at!' Musa, değneğinin yılan gibi hareketler yaptığını görünce, arkasına bakmadan dönüp kaçtı. 'Ey Musa! Korkma; Benim katımda peygamberler korkmaz; yalnız haksızlık eden bunun dışındadır. Kötü hali iyiliğe çeviren kimse bilsin ki Ben şüphesiz bağışlarım, merhamet ederim. Elini koynuna sok, Firavun ve milletine gönderilen dokuz mucizeden biri olarak kusursuz, bembeyaz çıksın. Gerçekten onlar yoldan çıkmış bir millettir.'
|
| Diyanet Vakfi |
Ancak, kim haksızlık eder, sonra, işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.
|
| Edip Yüksel |
“Ancak kim zulmederse, sonra günahlarını bırakıp iyilik yaparsa ona karşı ben Bağışlayıcıyım, Rahimim.”
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ancak zulmeden sonra da kötülüğün arkasından güzelliğe tebdil eyliyen başka, ona da ben gafûr, rahîmim
|
| Erhan Aktaş |
“Kim haksızlık yapar, sonra da yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki Ben, Çok Bağışlayıcıyım ve Rahmeti Kesintisiz Olan’ım.”
|
| Gültekin Onan |
"Ancak zulmeden başka; sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz ben, bağışlayanım, esirgeyenim."
|
| Hakkı Yılmaz |
(8-12) Sonra oraya geldiği zaman seslenilmişti: “Ateşin içindeki ve yanı başındaki kişi bolluklu kılınmıştır! Ve âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden arınıktır! “Ey Mûsâ! Şüphesiz Ben, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkünolmayan/mutlak galip olan, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapan Allah'ım! “Ve birikimini ortaya koy!” –Onu sanki görünmeyen bir varlık gibi, hareket ettirir görüverince, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. -Ey Mûsâ korkma! Şüphesiz ki Ben; Benim yanımda elçiler korkmaz. Ancak, kim yanlış; kendi zararlarına iş yapar, sonra kötülüğün ardında iyiliğe çevirirse, şüphesiz Ben, çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim.– “Ve koynundaki gücünü devreye sok, dokuz âyet [alâmet/gösterge] içinde Firavun'a ve onun toplumuna hiç kusursuz, mükemmel çıkacaksın. Şüphesiz onlar yoldan çıkmış bir toplum olmuşlardır.”
|
| Harun Yıldırım |
Ancak, kim haksızlık eder, sonra işlediği kötülük yerine iyilik yaparsa, bilsin ki ben Ğafur’um, Rahim’im.
|
| Hasan Basri Çantay |
«Meğer ki zulmeden kimseler ola. Sonra bir kötülüğün ardından onu bir iyiliğe çevirirse şübhesiz ki ben (yine) hakkıyle yarlığayıcı, çok esirgeyiciyimdir».
|
| Hayrat Neşriyat |
Ancak, kim zulmeder, sonra (bu amelini) kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, o takdirde (bilsin ki) şübhesiz ben, Gafûr (çok bağışlayan)ım, Rahîm (çok merhamet eden)im.
|
| İbni Kesir |
Yalnız zulmeden bunun dışındadır. Sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse artık Ben, şüphesiz Gafur ve Rahim'im.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ancak zulmedenler hariç. Ama kim kötülüğü işledikten sonra iyiliğe (mürşidine tâbî olup günahlarını sevaba) çevirirse, o zaman muhakkak ki Ben, Gafûr'um (mağfiret eden, günahları sevaba çeviren) Rahîm'im (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
|
| Kadri Çelik |
“(Peygamber olmadığı halde) Sadece zulmedip sonra kötülüğün ardından (bu kötülüğü) iyiliğe çeviren kimse (de korkmamalıdır); şüphesiz ben bağışlayanım, esirgeyenim.”
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Nasıl ki zulmedenler, kötülüğünü iyiliğe çevirirse, asıl Ben merhametli ve bağışlayanımdır.
|
| Mehmet Okuyan |
Ancak haksızlık edip sonra da işlediği kötülüğün ardından güzel davranan kişi (bilsin ki) ben çok bağışlayanım; çok merhametliyim.
|
| Muhammed Celal Şems |
“Ancak zulmeden, sonra (da) kötülüğü iyilikle değiştireni, şüphesiz Ben çok bağışlayan ve (ona) çok rahmet edenim.”
|
| Muhammed Esed |
Bir haksızlık yapıp da sonra kötülüğü iyiliğe çeviren kimse için de (korku yok)! Çünkü, çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcı Benim, Ben!"
|
| Mustafa Çevik |
7-12 Hani Musa, Mısır’a dönüşü yolunda uzakta bir ateş görmüş ve ailesine şöyle demişti: “Uzakta bir ateş gördüm, siz bekleyin de ben gidip bir bakayım, belki oradan ısınmak için bir ateş koru ve yol ile ilgili de bir haber getirebilirim.” Oraya varınca Musa’ya şöyle seslenildi: “Bu ateşin ışığı ve onun aydınlattığı çevresi mübarek kılınmıştır. Âlemlerin Rabbi olan Allah Rahmandır, Rahimdir ve tek yüce olandır. Ey Musa! Kâinatı yaratan, sahibi olan, hüküm koyan ve hükmetme yetkisi olan Allah benim. Şimdi o elindeki asanı yere bırak.” Musa asasına yere bıraktı, asanın hızlı hareket eden bir yılana dönüştüğünü
görünce hemen arkasını dönüp kaçmaya başladı. Bunun üzerine Allah, “Ey Musa! Korkma, benim huzurumda Peygamber seçtiklerimin korkmalarına gerek yoktur. Ayrıca bir haksızlık yaparak kendisine ve başkalarına zulmedip sonra da tevbe edip doğruya yönelenlerin korkmaları gerekmez.” Ey Musa! Şimdi de elini koynuna sok, çıkarınca da onu kusursuz bembeyaz bir ışık kaynağı olarak göreceksin. Bunlarla birlikte Firavun ve kavmine dokuz mucize gösterteceğiz, sen de onları bu mucizelerle yaratılış sebepleri olan nizam ve ahlak ile yaşamaya davet et.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Ancak zulme bulaşanlar hariç. Fakat daha sonra, o kötülüğün ardından gidişatlarını iyi yönde değiştirirlerse, unutmasınlar ki Ben tarifsiz bir bağış, eşsiz bir rahmet kaynağıyım!"
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
«Ancak (sair nâstan olup da) zulmeden korkmalıdır. (fakat) Sonra kötülüğün arkasından güzelliğe tebdîl eyleyen (kimseler) başka. (Onlar da korkudan kurtulabilirler) Artık şüphe yok ki, Ben mağfiret, rahmet ediciyim.»
|
| Ömer Öngüt |
“Ancak kim zulmeder, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet ediciyim. ”
|
| Şaban Piriş |
Ancak zulmedenler korkar. Kötülükten sonra iyilik yolunu tutanı, ben bağışlarım, merhamet ederim.
|
| Sadık Türkmen |
Zulmeden kimseler hariç; kötülüğün ardından iyilik yapan olursa, şüphesiz Ben; çok bağışlayıcıyım, çok merhametliyim.
|
| Seyyid Kutub |
Yalnız zalimlerin durumu başka. Fakat eğer böyleleri kötülük yaptıktan sonra tutumlarını değiştirip iyilik yapmaya koyulurlarsa, hiç kuşkusuz ben affedici ve merhametliyim.
|
| Suat Yıldırım |
"Benden korkanlar, zulüm ve günah işleyenlerdir. Fakat onlar da o fenalıktan sonra güzel işler yaparlarsa, onlara karşı da Ben çok affedici, geniş merhamet ve ihsan sahibi olarak muamele ederim."
|
| Süleyman Ateş |
"Ancak zulmeden, sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yapan olursa ona karşı da ben bağışlayıcı, esirgeyiciyim."
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sadece yanlış yapanlar korkarlar. Onlar da daha sonra kötülüğün yerine iyilik yaparlarsa ben de bağışlar, ikram ederim.
|
| Tefhim-ul Kuran |
«Ancak zulmeden başka. Sonra kötülüğün ardından iyiliğe çevirirse, artık şüphesiz Ben, bağışlayanım, esirgeyenim.»
|
| Ümit Şimşek |
'Ancak zulmedenler Benden korkar. Onlar da bir kötülük işledikten sonra onun yerine bir iyilik yaparsa, muhakkak ki Ben çok bağışlayıcı, çok merhamet ediciyim.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
"Zulme bulaşan müstesna. O da bunu kötülüğün arkasından güzelliğe çevirirse hiç kuşkusuz ben Gafûr'um, Rahîm'im."
|