| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve hiçbir dost, dostunu sormaz.
|
| Abdullah Parlıyan |
O gün herkes kendi derdine düşeceği için dost dostun halinden durumundan hiçbir şey soramaz.
|
| Adem Uğur |
Dost, dostu sormaz.
|
| Ahmed Hulusi |
Dostların birbirini arayacak hâli kalmaz!
|
| Ahmet Tekin |
Dostun dostuna halini hatırını soramayacağı günde görüyoruz.
|
| Ahmet Varol |
Hiçbir yakın dost bir yakın dostu(n halini) sormaz.
|
| Ali Bulaç |
(Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Hiç bir yakın (akraba), bir yakına halini sormaz.
|
| Ali Ünal |
Ve hiçbir candan dost, dostu ne durumdadır diye sormaz,
|
| Bayraktar Bayraklı |
Dost dostun halini soramaz.
|
| Bekir Sadak |
Hic bir dost diger bir dostunu sormaz.
|
| Celal Yıldırım |
Candan hiçbir dost, candan bir dostunu sormaz.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(O gün) hiçbir dost, dostunu sormayacak.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Hiç bir dost diğer bir dostunu sormaz.
|
| Diyanet Vakfi |
Dost, dostu sormaz.
|
| Edip Yüksel |
Dost dostun durumunu sormaz.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve bir hısım bir hısıma halini sormaz
|
| Erhan Aktaş |
Ve hiçbir yakın dost, başka bir yakın dostu sormaz.
|
| Gültekin Onan |
(Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz.
|
| Hakkı Yılmaz |
(8-10) O gün gök erimiş bir maden gibi olur. Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur. Ve bir sıcak; yakın dost bir sıcak; yakın dosta sormaz.
|
| Harun Yıldırım |
Ve hiç bir dost, dostunu sormaz.
|
| Hasan Basri Çantay |
hiçbir hısım bir hısımı sormayacak.
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve (o günün dehşetinden) bir dost, bir dostu(n hâlini) sormaz!
|
| İbni Kesir |
Hiç bir yakın bir yakınını sormaz.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve (o gün) hiçbir dost, başka bir dostu sormaz.
|
| Kadri Çelik |
(Böyle bir günde) Hiç bir yakın dost, yakın bir dostu sormaz.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(9-10) İç içe atılmış yün gibi olur dağlar. Hiçbir dost dostunun halini sormaz olur.
|
| Mehmet Okuyan |
Hiçbir dost da dostu(nu) soramaz.
|
| Muhammed Celal Şems |
Hiçbir dost, dostunun (durumunu) sormayacak.
|
| Muhammed Esed |
ve hiç kimsenin arkadaşını(n durumunu) sormayacağı,
|
| Mustafa Çevik |
5-18 Ey Peygamber ve beraberindeki mü’minler! Siz müşrik ve kâfirlerin alaylı sözlerine, saldırılarına sabırla göğüs gerip, direnerek mücadelenize devam edin. Onların geleceğine inanmadıkları Kıyamet ve Hesap Günü, Bize göre yakındır. O Gün geldiğinde, gök erimiş maden gibi olacak, dağlar da atılmış yün misali uçuşup dağılacaklar ve hiçbir kimse bir yakınını, dostunu soracak durumda olmayacak, herkes kendi derdine düşecek, birbirlerini görmelerine rağmen, görmezden gelecekler. O Gün her müşrik ve kâfir kendi canını ateşin azabından kurtarmak için çocuğunu, eşini, kardeşini, dünyada iken sahiplendiği soyunu sopunu, herkesi ve neyi varsa hepsini fidye olarak vermeye çoktan razıdır, yeter ki kendini kurtarabilsin. İşte O Gün dünya hayatlarını hakikate sırt dönerek tamamlamış olanları hiç kimse, hiçbir güç derileri kavurup soyan o elemli ateş azabından kurtaramaz. O nankör ve zalimler, Allah’ın davetini umursamayıp, O’nun bahşettiği serveti biriktirip üstüne oturmuş, Rabbine şükredip rızasını kazanmak uğrunda infak etmekten uzak durmuşlardı. Cehennem onların hepsini kendine çağırıp içine çekecektir.
|
| Mustafa İslamoğlu |
bir dost başka bir dostu sormayacak.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(9-10) Dağlar da atılmış rengârenk yün gibi olacaktır. Hiçbir dost da bir dostu sormaz.
|
| Ömer Öngüt |
Hiçbir dost diğer dostunu soramaz.
|
| Şaban Piriş |
Hiçbir yakın bir yakınını soramaz.
|
| Sadık Türkmen |
Hiçbir yakın dost, bir yakın dosta hâlini soramaz.
|
| Seyyid Kutub |
Dost dostun halini sormaz.
|
| Suat Yıldırım |
(10-14) Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz. Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini, kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.
|
| Süleyman Ateş |
Dost dostun halini sormaz.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bir can yoldaşı, diğer can yoldaşını sormaz bile.
|
| Tefhim-ul Kuran |
(Böyle bir günde) Hiçbir yakın dost bir yakın dostu sormaz.
|
| Ümit Şimşek |
Dost dostun halini sormaz.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
En yakın dostlar birbirlerinin halini sormaz/bir dost bir dostundan bir şey isteyemez.
|