| Abdulbaki Gölpınarlı |
Fakat ihtiyacı olmayana gelince.
|
| Abdullah Parlıyan |
Konuşmakta olduğun Kureyş'in ileri gelenlerinden, kendilerini herşeye yeterli görenlere gelince;
|
| Adem Uğur |
Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,
|
| Ahmed Hulusi |
Kendini mustağni görene gelince. . .
|
| Ahmet Tekin |
Ama sen, güçleri, imkânları ve kabiliyetleriyle yeterli donanıma sahip olduklarını, vahyin, Kur’ân’ın rehberliğine ihtiyaçlarının olmadığını ileri sürenlerin üstüne düşüyorsun.
|
| Ahmet Varol |
Fakat kendini ihtiyaçtan uzak görene gelince,
|
| Ali Bulaç |
Fakat kendini müstağni gören (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
|
| Ali Fikri Yavuz |
Amma (malı ile Allah’a) ihtiyaç göstermiyene gelince;
|
| Ali Ünal |
Ama (servetine, mevkiine güvenen ve) kendini İlâhî irşaddan müstağnî görene gelince;
|
| Bayraktar Bayraklı |
(1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.
|
| Bekir Sadak |
(5-6) Ama sen, kendisini ogutten mustagni goren kimseyi karsina alip ilgileniyorsun.
|
| Celal Yıldırım |
(5-6) Ama öğüt almaya ihtiyaç duymayanı ise, sen ona yönelip ilgi duyuyorsun.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(5-7) Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince; sen, ona dönüp sözüne kulak veriyorsun. Oysa onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
(5-6) Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun.
|
| Diyanet Vakfi |
(5-7) Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, sen ona yöneliyorsun. Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.
|
| Edip Yüksel |
Kendisini zengin görüp önemsemeyene gelince;
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Amma istiğnâ edene gelince
|
| Erhan Aktaş |
Fakat öğüt almayı gereksiz gören o kimseye gelince de;
|
| Gültekin Onan |
Fakat kendini müstağni gören ise,
|
| Hakkı Yılmaz |
5-7 Kendini her türlü ihtiyacın üstünde gören o kişiye gelince de; onun arınmamasından sana bir sorumluluk olmadığı hâlde sen ona yöneliveriyorsun.
|
| Harun Yıldırım |
Kendini yeterli görene gelince;
|
| Hasan Basri Çantay |
Amma (zengin olduğu için) kendisini müstağnî gören adam (yok mu)?
|
| Hayrat Neşriyat |
(5-6) (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun!
|
| İbni Kesir |
Ama kendisini müstağni gören.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Fakat kendini müstağni gören (bir şeye muhtaç olmadığını sanan) kimse.
|
| İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu |
O kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince
|
| Kadri Çelik |
Ama kendini müstağni gören kimse olunca.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Eksiği kendinde görmeyen kişi ise, (ki o gelmişti)
|
| Mehmet Okuyan |
5-6 Kendini zengin (ihtiyaçsız) gören bu kişiye gelince, sen ona yöneliyorsun.
|
| Muhammed Celal Şems |
(5-6) Sen, (Hakka) hiç aldırmayana yöneliyorsun.
|
| Muhammed Esed |
Ama kendini her şeye yeterli görene gelince,
|
| Mustafa Çevik |
1-10 Ey Peygamber! Müşriklerin önderlerine Allah’ın davetini tebliğ etmekteyken, gözleri görmeyen âmânın gelip, sana soru sormasından “Şimdi sırası mıydı?” dercesine rahatsız olup suratını astın. Oysa o kimse büyük bir heyecanla öğrenmek ve arınmak için gönlünü açarak gelmişti. Öte yandan ilgini yoğunlaştırdığın müşrikler ise, kendilerini her bakımdan yeterli gördükleri için davetini inatla inkâr ediyorlardı. Sen onların arınmak istemeyişlerinden sorumlu değilsin, o yüzden öğüt almak isteyenden uzak durup da ona suratını ekşitme.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Fakat, kendi kendine yettiğini sanan kimseye gelince:
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun.
|
| Ömer Öngüt |
Kendini sana muhtaç görmeyene gelince,
|
| Şaban Piriş |
Ama, kendisini ihtiyaçsız görene..
|
| Sadık Türkmen |
Kendisini yeterli gören kimseye gelince;
|
| Seyyid Kutub |
Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince.
|
| Suat Yıldırım |
(5-6) Ama irşada ihtiyaç duymayana ise, ona dönüp itibar ediyorsun.
|
| Süleyman Ateş |
Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince;
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sana ihtiyaç duymayan adama gelince,
|
| Tefhim-ul Kuran |
Fakat kendini müstağni (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan) gören ise,
|
| Ümit Şimşek |
Öğüte ihtiyaç duymayan kimseye gelince:
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,
|