| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve öyle kişilerdir onlar ki namazlarını korurlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Namazlarını, kendilerini her türlü kötülükten alıkoyacak biçimde ve şartlarına riayet ederek kılıp, Allah'a isyan etmek suretiyle boşa götürmezler. Her türlü dünyevi ve şeytani engellerden korurlar.
|
| Adem Uğur |
Namazlarını koruyanlar;
|
| Ahmed Hulusi |
Onlar ki salâtlarını muhafaza ederler (Allâh'a yöneliş hâllerini sürekli korurlar).
|
| Ahmet Tekin |
Onlar, dünyevî gaile ve düşüncelerden sıyrılarak, namazlarını, rükûnlarına, şartlarına, vakitlerine riayet ederek kılanlardır.
|
| Ahmet Varol |
Onlar namazlarını da korurlar.
|
| Ali Bulaç |
Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Onlar ki, namazlarını gözetirler, (şartlarına riayet ederek gereği üzere devamlı olarak kılarlar),
|
| Ali Ünal |
Onlar, bütün şartları ve rükünleriyle birlikte namazlarını kusursuz yerine getirirler.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Namazlarını titizlikle kılarlar.
|
| Bekir Sadak |
Namazlarina riayet edenler,
|
| Celal Yıldırım |
Namazlarını (vakitlerinde) kılarak korurlar.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Onlar, namazlarını (bütün dünyevi endişelerden) uzak tutanlardır.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Namazlarına riayet edenler,
|
| Diyanet Vakfi |
Namazlarını koruyanlar;
|
| Edip Yüksel |
Namazlarına özen gösterirler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve onlar ki namazları üzerine muhafızlık ederler
|
| Erhan Aktaş |
Onlar, salatlarını1 korurlar.
1- Allah’ın dinine ve nebiye destek olmayı, Allah’ın yolunda kararlılıkla yürümeyi sürdürürler. Salatın türetildiği es-sala, bir şeyi dik tutan şey demektir. Salat sözcüğü bu ayette, “destek olmak, esas duruşunu korumak” anlamına gelmektedir.
|
| Gültekin Onan |
Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve salâtçılar, salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma ilkeleri] üzerine korumacıdırlar.
|
| Harun Yıldırım |
Onlar ki namazlarını korurlar.
|
| Hasan Basri Çantay |
Namazları (nın hakkını) muhaafaza edenler,
|
| Hayrat Neşriyat |
O kimseler ki onlar, namazlarını (şartlarına riâyet ve ona devâm ederek) muhâfaza ederler.
|
| İbni Kesir |
Ve onlar ki; namazlarını muhafaza ederler.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onlar, namazlarını muhafaza edenlerdir (devamlı kılanlardır).
|
| Kadri Çelik |
Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(33-34) Muhkem yaparlar şahitliklerini. Onlar ki; namazlarını titizlikle korurlar.
|
| Mehmet Okuyan |
Onlar bütün ibadetlerini koruyanlardır.
|
| Muhammed Celal Şems |
Namazlarını (da) korurlar.
|
| Muhammed Esed |
ve namazlarını (bütün dünyevi endişelerden) uzak tutanlar.
|
| Mustafa Çevik |
32-35 İman edenler, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir. Şahitliklerini dosdoğru yapar, ibadetlerinin hakkını verir ve aksatmazlar. İşte onlar, cennetlerde Allah’ın çok büyük ikramlarına nail olacaklar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
ve onlar ki, namazlarının (amacını) titizlikle gözetirler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve onlar ki, namazları üzerine muhafazada bulunurlar.
|
| Ömer Öngüt |
Namazlarına riâyet ederler.
|
| Şaban Piriş |
Onlar, namazlarını muhafaza ederler.
|
| Sadık Türkmen |
Onlar, (namaza zıt iş yapmayarak) namazlarını koruyanlardır.
|
| Seyyid Kutub |
Namazlarını korurlar.
|
| Suat Yıldırım |
Onlar namazlarına tam dikkat ederler.
|
| Süleyman Ateş |
Namazlarını korurlar.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onlar namazlarına özen gösterenlerdir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Namazlarını (titizlikle) koruyanlardır.
|
| Ümit Şimşek |
Onlar namazlarını gözetir ve korurlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Ve bunlar, namazlarını/dualarını korurlar.
|