| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve bir şey dileyeni boş çevirme, azarlama.
|
| Abdullah Parlıyan |
Yardım isteyeni de hangi çeşit olursa olsun boş çevirme.
|
| Adem Uğur |
El açıp isteyeni de sakın azarlama.
|
| Ahmed Hulusi |
İsteyeni, soru soranı sakın azarlama!
|
| Ahmet Tekin |
Yardım isteyenlere, medet umanlara lütuf ve ihsanın esirgenmesine rıza gösterme.
|
| Ahmet Varol |
Dileneni de azarlama.
|
| Ali Bulaç |
İsteyip dileneni azarlayıp çıkışma.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Dilenciyi de azarlama.
|
| Ali Ünal |
İsteyeni de azarlayarak kovma.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Dilenciyi de azarlama!
|
| Bekir Sadak |
Ve sakin bir sey isteyeni azarlama;
|
| Celal Yıldırım |
Ve bir şey isteyeni azarlama!
|
| Cemal Külünkoğlu |
Yardım isteyeni asla azarlama!
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Ve sakın bir şey isteyeni azarlama;
|
| Diyanet Vakfi |
El açıp isteyeni de sakın azarlama.
|
| Edip Yüksel |
Dilenciyi de azarlama.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
ve amma sâili azarlama
|
| Erhan Aktaş |
Sakın isteyeni1 geri çevirme.
1- İstenilen şey somut olarak belirtilmemiş olmakla birlikte, bağlama bakıldığında; istenilen şeyin “bilgi edinme,” “hakkı öğrenme,” “korunup gözetilme” olduğu anlaşılmaktadır. Bir sonraki ayetten de bu anlaşılmaktadır.
|
| Gültekin Onan |
İsteyip dileneni azarlayıp çıkışma.
|
| Hakkı Yılmaz |
9-10 O hâlde yetimi perişan etme/ daha da kötüleştirme! İsteyeni/ soranı azarlama.
|
| Harun Yıldırım |
İsteyeni sakın azarlama!
|
| Hasan Basri Çantay |
Sâile gelince: (Onu) da azarlayıb koğma.
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve dilenciye gelince, sakın (onu) azarlama!
|
| İbni Kesir |
Ve bir şey isteyeni azarlama.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve amma saili (bir şey isteyeni) bundan sonra azarlama.
|
| Kadri Çelik |
İsteyip dilenene de azarlayıp çıkışma.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Davranma, azarlama dilenen kimseye. O ki; isteyendir değil mi?
|
| Mehmet Okuyan |
Sorup (yardım) isteyeni sakın azarlama!
|
| Muhammed Celal Şems |
Dileneni (de) azarlama.
|
| Muhammed Esed |
yardım isteyeni asla geri çevirme,
|
| Mustafa Çevik |
6-10 Rabbin, yetimken senin barınmanı sağladı, muhtaç bir haldeyken ihtiyaçlarını giderecek imkânlara kavuşturdu ve nasıl yaşaman gerektiğini bilmez halde şaşırmışken doğru yola yöneltti. Sen de sakın yetimleri hor görüp onlara sert davranma! İhtiyaç sahibi olanı sahiplen, yardım isteyeni azarlama.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Her durumda yardım isteyeni azarlama!
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(10-11) Ve bir şey dileneni de sakın kovma. Fakat Rabbin nîmetini de yâd et.
|
| Ömer Öngüt |
Bir şey isteyeni reddetme!
|
| Şaban Piriş |
İsteyeni azarlama.
|
| Sadık Türkmen |
Dilenciyi azarlama.
|
| Seyyid Kutub |
Yoksula gelince sakın onu azarlama,
|
| Suat Yıldırım |
İsteyene de kaba davranma, onu azarlama!
|
| Süleyman Ateş |
Dilenciyi azarlama.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sana bir şey sorana da ilgisiz kalma[*].
[*] نهر, açma veya açılma anlamına gelir. (Mekayis’l-luğa) Bir nehrin iki yakasına benzer şekilde araya mesafe koymaktır. Nebimiz, İbn Ümmi Mektûm’a ilgisiz davrandığı için azarlanmıştı. Bkz. Abese 80/1
|
| Tefhim-ul Kuran |
İsteyip dileneni de azarlayıp çıkışma.
|
| Ümit Şimşek |
İsteyeni azarlama.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Yoksulu/dilenciyi azarlama!
|