ve ekseru - ve daha çok

  
Abdulbaki Gölpınarlı O, bu dedi, ancak bendeki bilgi sâyesinde bana verilmiştir. Bilmez miydi ki Allah, hiç şüphesiz ondan önce, kuvvet bakımından ondan daha üstün, topluluk bakımından ondan daha fazla nice nesilleri helâk etmiştir ve suçluların suçlarını bile sormaya hâcet yok zâten.
Abdullah Parlıyan Kârûn onlara: “Bu servet, bendeki bilgi sayesinde bana verildi” dedi. Oysa Allah'ın ondan önceki kuşaklardan, ondan daha güçlü ve ondan daha fazla servet toplamış nicelerini, kibirleri yüzünden yok ettiğini bilmiyor muydu sanki? Ama şu bir gerçektir ki; Allah her suçlunun günahını bilir. Böyle azgın suçlular, günahlarından dolayı sorguya çekilmezler, suçluların suçlarını bile sormaya hacet yoktur zaten.
Adem Uğur Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).
Ahmed Hulusi (Karun) dedi ki: "O (hazineler) bana bildiklerimin sonucu olarak verilmiştir!" Bilmedi ki Allâh, ondan önce, kuvvetçe ondan daha güçlü ve çok daha zengin nice nesiller helâk etmiştir! Suçlulara, suçları sorulmaz (yalnızca sonuçlarını yaşarlar)!
Ahmet Tekin Karun:'O servet bana, ancak bendeki ticarî bilgi ve maharet sayesinde verildi' demişti. Bilmiyor muydu ki, Allah kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerden, suçlulardan, günahkârlardan günahları sorulmaz. Allah onların hepsini bilir.
Ahmet Varol Dedi ki: 'Bu bana ancak bendeki bir ilim dolayısıyla verildi.' Allah'ın, kendinden önceki nesillerden ondan daha güçlü ve daha çok şey biriktirmiş [7] kimseleri helak ettiğini bilmedi mi? Suçlular günahlarından sorulmazlar.
Ali Bulaç Dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi ki gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu günahkarlardan kendi günahları sorulmaz.
Ali Fikri Yavuz Karûn dediki: “- Bana bu mal, ancak bendeki ilim sayesinde verildi.” Allah’ın, ondan evvel, geçmiş asırlar halkı içinden kuvvetçe ondan daha şiddetli, mal ve etrafça daha çok, nice kimseleri helâk etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Mücrimler günahlarından da sorulmaz. (Allah günahlarını bilir de cehenneme atılırlar).
Ali Ünal Karun, (“Niye ki?”) dedi: “Bu servet bana verilmişse, sahip olduğum bir bilgi sebebiyle verilmiştir.” Acaba bilmiyor muydu ki, Allah ondan önce yaşayıp gitmiş nesiller içinde (onun gibi düşünüp davranan, fakat) ondan çok daha güçlü ve çok daha büyük servet sahibi kimseleri helâk etmiştir? Hayatları günah hasadından ibaret suçlulara (helâk edilmeden önce) savunma hak ve imkânı da tanınmaz.
Bayraktar Bayraklı Kârûn, “Bu servet bana, ancak bendeki bir ilimden dolayı verilmiştir” demişti. Allah'ın ondan önce, ondan daha güçlü ve topladığı şey daha çok olan nice nesilleri yok ettiğini bilmez mi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.
Bekir Sadak Karun: «Bu servet ancak, bende mevcut bir ilimden oturu bana verilmistir» demisti. Allah'in, onceleri, ondan daha guclu ve topladigi sey daha fazla olan nice nesilleri yok ettigini bilmez mi? Suclularin suclari kendilerinden sorulmaz.
Celal Yıldırım Karun, «bu hazineler tendeki bir bilgi (ve beceri) sayesinde bana verilmiştir» dedi. Bilmez mi ki Allah ondan önceki nesillerden daha güçlü ve daha cok servet toplayan nicelerini yok etmiştir. Suçlu günahkârların suç ve günahı kendilerinden sorulmaz.
Cemal Külünkoğlu (Karun:) “Ben bu servete ilmim ve becerim sayesinde kavuştum.” dedi. Peki, şunu da bilmiyor muydu ki Allah, daha önce kendisinden daha güçlü ve serveti daha fazla olan kimseleri helâk etmişti? Artık suçlulara günahlarının ne olduğu sorulmaz (cezaları verilir).
Diyanet İşleri (eski) Karun: 'Bu servet ancak, bende mevcut bir ilimden ötürü bana verilmiştir' demişti. Allah'ın, önceleri, ondan daha güçlü ve topladığı şey daha fazla olan nice nesilleri yok ettiğini bilmez mi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.
Diyanet Vakfi Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).
Edip Yüksel Dedi ki, “Tüm bunlar bana, bilgi ve becerimden dolayı verildi.” Ondan önce, kendisinden daha büyük bir güce ve sayısal çoğunluğa sahip nice nesilleri ALLAH’ın yok ettiğini bilmez mi? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır Ben ona, sırf bendeki bir ılim sayesinde nâil oldum dedi, Allahın ondan evvel o kurûn içinden kuvvetçe ondan daha şiddetli ve cem'ıyyetce daha kesretli nice kimseleri helâk etmiş olduğunu bilmiyor muydu? Mücrimler günahlarından suâl de olunmaz
Erhan Aktaş Karun: “Bu serveti bilgili olmam sayesinde elde ettim.” dedi. Allah’ın daha önce ondan daha güçlü olan ve ondan daha çok taraftarı ve birikimi olan kimseleri yıkıma uğratmış olduğunu bilmiyor mu? Suçlulara suçlarından sorulmaz.1

1- Bu denli büyük suçu olanlara azap etmek için başka bir şeye gerek kalmaz.
Gültekin Onan Dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi ki gerçekten Tanrı, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu günahkarlardan kendi günahları sorulmaz.
Hakkı Yılmaz Karun, “Bu servet, bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi” dedi. Bilmez miydi ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı, birikimi olan kimseleri kesinlikle değişime/yıkıma uğratmıştı. –Ve bu günahkârlar, diğerlerinin günahlarından sorumlu tutulmaz.–
Harun Yıldırım Karun ise: O (servet) bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi, demişti. Bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helâk etmişti. Günahkârlardan günahları sorulmaz (Allah onların hepsini bilir).
Hasan Basri Çantay (Kaarun) dedi ki: «Bu (servet) bana ancak bende olan ilimle (ilim sayesinde) verilmişdir». (O, madem ki aalimdi) kendisinden evvelki nesillerden kuvvetçe ondan daha üstün, Cem'iyyetce daha kesretli kimseleri Allahın hakıykaten helak etmiş olduğunu bilmedi mi? Mücrimlerden günâhları sorulmaz.
Hayrat Neşriyat (Karun:) 'Bu (servet) bana ancak, bende bulunan bir bilgi sâyesinde verildi' dedi. Ama (o) bilmedi mi ki şübhesiz Allah, kendisinden önceki nesillerden, ondan kuvvetçe daha güçlü ve (mal) toplama cihetiyle daha çok (varlıklı) olan kimseleri gerçekten helâk etmiştir. (Allah, onların ne yaptığını bildiği için) o günahkârlara, (azarlayarak sorgulanmalarının dışında öğrenmek üzere) günahlarından sorulmaz.
İbni Kesir Dedi ki: Bu, bana; ancak bende olan bilgiden ötürü verilmiştir. Bilmez mi ki; Allah, önceleri ondan daha güçlü ve topladığı daha fazla olan nice nesilleri yok etmiştir. Suçlulardan günahları sorulmaz.
İskender Evrenosoğlu (Karun): "O (servet) ancak bendeki ilim sebebiyle bana verildi." dedi. Ondan önce, "Allah'ın ondan daha kuvvetli (güçlü) olan ve ondan daha çok şey toplayan nesilleri (zenginleri) helâk etmiş olduğunu" bilmiyor mu? Ve mücrimlere günahlarından sorulmaz.
Kadri Çelik Dedi ki: “Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir.” Gerçekten Allah'ın, kendisinden önceki kuşaklardan kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan sayısı bakımından daha çok olan kimseleri bile yıkıma uğrattığını bilmez mi? (Azap geldiği gün) Suçlu günahkârlardan kendi günahları sorulmaz.
Mehmet Ali Eroğlu "Ancak bu servet bana bendeki ilim sayesinde verildi." dedi. O bilmedi mi ki, önceki nesiller Sayıca daha çok, ondan daha kuvvetli ve daha güçlüydüler, Allah onları bile helak etmiştir. Kesin olan şey şudur ki, suçlu ve günahkarlardan günahları sorulmaz. Allah hepsini bilir.
Mehmet Okuyan (Karun ise) “O (servet), bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi!” demişti. Bilmiyor muydu ki Allah kendinden önceki nesillerden, ondan daha güçlü ve (maddi) birikimi çok daha fazla olan kişileri elbette helak etmişti. Suçlulardan günahları(nın ne olduğu) sorulmaz.
Muhammed Celal Şems (Kârûn) dedi ki: “Bu (yüce mertebe) bana, ancak bendeki bilgiden dolayı verilmiştir.” O, Allah’ın daha önce kendisinden daha güçlü ve topluluk bakımından (da) daha büyük olan, nice nesilleri yok ettiğini bilmiyor muydu? Suçlulara günahları hakkında sorulmayacak.
Muhammed Esed (Karun, onlara:) "Bu (servet) bendeki bilgi sayesinde bana verildi!" diye karşılık verdi. Oysa, Allah'ın, ondan önceki kuşaklardan, ondan daha güçlü ve ondan daha fazla servet toplamış nicelerini (kendilerini büyüklük duygusuna kaptırmaları yüzünden) yok ettiğini bilmiyor muydu (sanki)? Ama, şu var ki, suçluluğu kesinleşmiş olanlara (artık) günahlarından sual olunmaz!..
Mustafa Çevik 76-78 Unutmayın ki Karun da Musa’nın kavminden birisiydi ve onun halkın sırtından kazandığı hazinesinin anahtarlarını ancak güçlü kuvvetli bir grup insan taşıyabiliyordu. O da bu servetinin gücü ile şımarıp böbürleniyordu. Soydaşları da Karun’a Allah’ın bir imtihan aracı olarak nasip ettiği gücü ve serveti, dünyada O’nun bildirdiği gibi kullanması, âhireti de unutmaması gerektiğini, Allah’ın şımarık, nankör ve bozguncuları sevmediğini bildirince Karun bunu söyleyenlere dönüp, “Herkes iyi bilsin ki, ben bu servete kendi bilgim ve becerilerim sayesinde ulaştım.” dedi. Oysa Allah ondan önce de onun gibi düşünüp yaşayan ve ondan çok daha güçlü nice kimseleri bu azgınlık, kibir ve Allah’a başkaldırmaları sebebi ile azaba uğratıp helak etmiştir. Suçu sabitleşmiş, şirki ve küfrü de tabiatı haline getirmiş kimselere azap sırasında yaptıkları ile ilgili sual bile sorulmaz.
Mustafa İslamoğlu (Karun) "Herken iyi bilsin ki bu servete ben, kendi bilgim ve becerim sayesinde ulaştım" dedi. O bilmez miydi ki Allah, kendisinden önceki kuşaklar içerisinden ondan daha güçlü kuvvetli ve maddi birikimi daha fazla olan nicelerini helak etmiştir. Artık, suçu tabiat haline getirenlerin günahlarından sual olunmaz.
Ömer Nasuhi Bilmen Dedi ki: «Bu, ancak bende olan ilim sebebiyle bana verilmiştir. O bilmedi mi ki, Allah ondan evvelki nesillerden daha kuvvetli ve daha ziyâde cemiyetli kimseleri helâk etmiştir ve mücrimler günahlarından sorulmaz.
Ömer Öngüt Karun: “Bu bana ancak bende olan bilgiden ötürü verilmiştir. ” dedi. Bilmez mi ki Allah, önceleri ondan daha güçlü ve topladığı daha fazla olan nice nesilleri yok etmiştir? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.
Şaban Piriş -Ancak bunlar bana, bilgim sayesinde verilmiştir, dedi. O bilmiyor mu ki Allah, ondan önce, kendisinden daha güçlü ve toplulukça daha çok olan nice nesilleri helak etti? Günahkarlara suçları sorulmaz.
Sadık Türkmen (Karun) dedi ki: “O servet benim bilgim ve tecrübem sayesinde bana verildi.” Bilmedi mi ki Allah ondan önceki nice nesilleri helâk etmiştir; kuvvetçe ondan daha güçlü ve insan sayısı bakımından da daha çok kimseleri helâk etmiştir. Suçlulara artık kendi günahlarından sorulmaz! (Cezalandırılmaları kesinleştiği için ceza verilir.)
Seyyid Kutub Karun: «Bu servet, ancak bende mevcut bir bilgi sayesinde bana verildi» dedi. O bilmiyor mu ki, kendisinden daha güçlü ve ondan daha çok cemaati bulunan nice kimseleri Allah helâk etmişti. Suçlulardan günahları sorulmaz. Çünkü Allah onları bilir.
Suat Yıldırım Karun "Ben bu servete ilmim ve becerim sayesinde kavuştum." dedi. Peki şunu da bilmiyor muydu ki Allah, daha önce kendisinden daha güçlü ve serveti daha fazla olan kimseleri helâk etmişti? Ama suç işlemeyi meslek edinen sicillilere artık suçları hakkında soru sorulmaz.
Süleyman Ateş "Bu (servet) bende bulunan bir bilgi sayesinde bana verildi" dedi. Bilmedi mi ki Allâh, kendisinden önceki kuşaklar arasında kendisinden daha güçlü ve daha çok cemaati bulunan nice kimseleri helâk etmiştir? Suçlulara günâhlarından sorulmaz.
Süleymaniye Vakfı Dedi ki; “Bu bana, bendeki bir ilimden dolayı verildi”. Karun bilmiyor muydu ki, Allah kendinden önce nice nesilleri yok etti; hem de onlar daha güçlü ve daha zengindiler. Suçlulara suçlarını sormaya gerek duyulmaz.
Tefhim-ul Kuran Dedi ki: «Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir.» Bilmez mi ki gerçekten Allah, kendisinden önceki kuşaklardan kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu günahkârlardan kendi günahları sorulmaz.
Ümit Şimşek Karun ise 'Bu servet, bilgim sayesinde benim oldu' dedi. Kendisinden önce daha güçlü ve daha varlıklı nice nesilleri Allah'ın helâk ettiğini o bilmiyor muydu? Fakat öyle mücrimlerden günahları sorulmaz.
Yaşar Nuri Öztürk O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.