Abdulbaki Gölpınarlı
|
Ve andolsun ki biz onu, bulundukları yerlere akıttık düşünüp ibret alsınlar diye, fakat insanların çoğu, ibret almaya yanaşmadı, nankör olup gitti.
|
Abdullah Parlıyan
|
Gerçek şu ki biz, bütün bu tabiat olaylarını insanların gözü önünde, türlü türlü şekillerde tekrar ettik ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar. Ama insanların çoğu inat edip dayattılar ve nankörlükten vazgeçmediler.
|
Adem Uğur
|
Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
|
Ahmed Hulusi
|
Andolsun ki O'nu (Kurân'ı) onların arasında, tezekkür (hatırlayıp düşünmeleri) için açıkladık da açıkladık. . . İnsanların çoğunluğu ise hakikati inkâr ettiler.
|
Ahmet Tekin
|
Andolsun, yağmuru, ibret almaları, şükretmeleri için, insanlar arasında, yeryüzünün değişik bölgelerinde bölüştürdük. Ama, insanların çoğu ille de nankörlük edip diretmiştir.
|
Ahmet Varol
|
Andolsun ki öğüt alsınlar diye onu aralarında dağıttık. [6] Ancak insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmadılar.
|
Ali Bulaç
|
Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
|
Ali Fikri Yavuz
|
Doğrusu, yağmuru, memleketler arasında taksim ettik ki, ibret alsınlar (şükretsinler). Yine de insanların çoğu yüz çevirdiler, ancak nimeti inkâr ettiler.
|
Ali Ünal
|
Onu kendisine muhtaç varlıklar ve yerler arasında (hikmetimiz gereği) dağıtır, (bazı yerlere bazı yıllarda fazla verirken, bazı yıllarda az veririz): acaba bu hususta olsun düşünür ve gerekli dersi çıkarırlar mı? Ama ne var ki, insanların pek çoğunun oldukça nankör kesilmekten başka bir şey yaptığı yok.
|
Bayraktar Bayraklı
|
Gerçek şu ki, düşünüp öğüt almaları için suyu, ülkeler arasında bir nizama göre dağıtmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
|
Bekir Sadak
|
And olsun ki ogut almalari icin ulkeler arasinda yer yer turlu turlu yagmur yagdirmisizdir. Buna ragmen insanlarin cogu nankorlukte direnmistir.
|
Celal Yıldırım
|
And olsun ki, bu (tabiat olayını) öğüt alsınlar diye insanlar arasında çevirip dururuz. Bununla beraber insanların çoğu inad edip dayattılar da nankörlükten vazgeçmediler.
|
Cemal Külünkoğlu
|
Andolsun ki, o (yağmur)u, memleketler arasında taksim ettik ki, (insanlar) düşünüp ders alsınlar. Ama insanların çoğu nankörlükte direndiler.
|
Diyanet İşleri (eski)
|
And olsun ki öğüt almaları için ülkeler arasında yer yer türlü türlü yağmur yağdırmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
|
Diyanet Vakfi
|
Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
|
Edip Yüksel
|
Öğüt almaları için onu aralarında dağıtıp çevirdik. Ne var ki insanların çoğunluğu nankörlükte diretmektedir.
|
Elmalılı Hamdi Yazır
|
Celâlım hakkı için onu aranızda evirip çevirmekteyiz düşünsünler ıbret alsınlar diye yine de nâsın ekserîsi dayatmakta nankörlükten başkasına yanaşmamakta
|
Erhan Aktaş
|
Ant olsun ki Biz, öğüt almaları için onu, onların aralarında paylaştırdık. Ancak insanların çoğu nankörlük etmekte direttiler.
|
Gültekin Onan
|
Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu küfredip ayak direttiler.
|
Hakkı Yılmaz
|
Ve andolsun Biz, öğüt almaları için her şeyi, çeşit çeşit şekillerde anlattık, ama insanların çoğu sadece iyilikbilmezlikte dayattılar.
|
Harun Yıldırım
|
Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
|
Hasan Basri Çantay
|
Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler).
|
Hayrat Neşriyat
|
Celâlim hakkı için, ibret alsınlar diye bunu aralarında çeşitli şekillerde açıkladık;fakat insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmamaktadır.
|
İbni Kesir
|
Andolsun ki; düşünüp ibret alsınlar diye onu aralarında evirip çevirmekteyiz. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmişlerdir.
|
İskender Evrenosoğlu
|
Ve andolsun ki tezekkür etmeleri için onu (suyu, rahmet, fazl ve salâvâtı), onların aralarında paylaştırdık (açıkladık). Fakat insanların çoğu sadece inkâr ederek, direndiler.
|
Kadri Çelik
|
Şüphesiz bunu, onların arasında hatırlayıp kendilerine gelsinler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.
|
Mehmet Ali Eroğlu
|
Andolsun insanlar öğüt alıp düşünsünler diye açıkladık ama insanların çoğu nankördür.
|
Mehmet Okuyan
|
Yemin olsun ki (gerçeği) hatırlasınlar diye bu (gibi gerçekleri) aralarında etraflı bir şekilde anlattık. İnsanların çoğu küfürden başka (bir karşılık vermemekte) direttiler.
|
Muhammed Celal Şems
|
Şüphesiz öğüt alsınlar diye, Biz onların arasında bunu türlü türlü yollarla açıkladık. Ancak insanların çoğu, nankörlükte ısrar ettiler.
|
Muhammed Esed
|
Gerçek şu ki, Biz bütün bunları insanların gözü önüne hep seregelmişizdir ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar; ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
|
Mustafa Çevik
|
Doğrusu Biz bütün bunları düşünüp de dersler çıkararak Allah’a yönelesiniz diye tekrar tekrar misallerle açıklıyoruz. Buna rağmen insanların çoğu nankörlük edip yüz çeviriyorlar.
|
Mustafa İslamoğlu
|
Doğrusu Biz, onu (ve bütün bu örnekleri) ayrıntılı bir biçimde açıklayarak insanların önüne koyduk ki düşünüp ders alsınlar diye... Hal böyleyken insanların çoğu yine de yüz çevirmekte, nankörlükte direnmekteler.
|
Ömer Nasuhi Bilmen
|
Zât-ı akdesim hakkı için onu (o yağmur nîmetini) tefekkür etsinler için aralarında türlü türlü sûretlerde bulundurmaktayız. Halbuki nâsın ekserisi ancak nankörlükte bulunmuştur.
|
Ömer Öngüt
|
Andolsun ki biz bunu, insanların ibret almaları için aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır. Fakat insanların çoğu nankörlük edip diretmektedir.
|
Şaban Piriş
|
Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.
|
Sadık Türkmen
|
Ant olsun onların arasında tekrar tekrar bunu anlattık, öğüt almaları için. Ancak yine de insanların birçoğu, nankörlük ederek ayak direttiler.
|
Seyyid Kutub
|
İnsanlar düşünüp ders alsınlar diye biz bu gerçeği onlara çeşitli şekillerde anlattık. Fakat onların çoğu ısrarla nankörlüklerini sürdürdüler.
|
Suat Yıldırım
|
Bu gerçeği, insanların iyice düşünmeleri için Biz, farklı üsluplarla anlatsak da onların çoğu nankörlükten başka bir şey yapmıyorlar.
|
Süleyman Ateş
|
Andolsun biz, bu sözü onların aralarında çevirip çevirip anlattık ki öğüt alsınlar. Ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.
|
Süleymaniye Vakfı
|
Biz o suyu, bilgi sahibi olsunlar(ve bilgilerini kullansınlar) diye halden hale çevirdik[*]. Ama insanların nankörlüğü bir türlü bırakmaz.
[*] Kaynak suyu, dere suyu ve deniz oldu. Kar, buz ve buhar oldu.
|
Tefhim-ul Kuran
|
Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.
|
Ümit Şimşek
|
Doğrusu, öğüt alsınlar diye Biz onu aralarında çeşitli şekillere çevirip durmaktayız. Yine de insanların birçoğu nankörlükten geri durmuyor.
|
Yaşar Nuri Öztürk
|
Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir.
|