in itteba'te-nî - eğer bana tâbî olursan

  
Abdulbaki Gölpınarlı O, bana uyarsan dedi, sana ona âit bir söz söyleyinceye dek hiçbir şey sorma bana.
Abdullah Parlıyan O “Pekala” dedi. “O halde eğer benim peşimden geleceksen, yapacağım şeyler hakkında, ben sana bir açıklamada bulununcaya kadar, bana hiç birşey sormayacaksın.”
Adem Uğur (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.
Ahmed Hulusi (Hızır) dedi: "Eğer bana tâbi olacaksan, bana hiçbir şeyden (niye bunu yaptın diye) soru sormayacaksın; tâ ki ben sana o işin hakikatine dair söz açıncaya kadar!"
Ahmet Tekin Hızır:'Eğer bana yoldaş olduysan, sana bilgi vermediğim, sırrını açıklamadığım bir konuda, bana sual sorma' dedi.
Ahmet Varol Dedi ki: 'Eğer bana uyarsan ben ondan sana söz edinceye kadar bana bir şey hakkında soru sorma.'
Ali Bulaç Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar."
Ali Fikri Yavuz Hızır dedi ki: “- O halde bana tâbi olacaksan, kendisinden ben bir söz açmadıkça, bana hiç bir şeyden sorma.”
Ali Ünal “Pekalâ” dedi (Hızır), “Madem bana tâbi oluyorsun, o halde, hangi konuda olursa olsun ben onun hakkında sana söz açmadıkça bana soru sorma.”
Bayraktar Bayraklı O da: “Eğer bana uyacaksan, hakkında sana açıklama yapıncaya kadar bana hiçbir şey sormayacaksın” dedi.
Bekir Sadak O da: «O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadikca herhangi bir sey hakkinda bana soru sormayacaksin» dedi. *
Celal Yıldırım O: «O halde bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça hiçbir şeyden (sebep ve iç yüzünden) sorma» dedi.
Cemal Külünkoğlu (O da) şöyle dedi: “O halde bana uyacaksan; ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında soru sormayacaksın.”
Diyanet İşleri (eski) (69-70) O da: 'O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında bana soru sormayacaksın' dedi.
Diyanet Vakfi (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.
Edip Yüksel Dedi: “Bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça bana hiçbir şey hakkında soru sorma.”
Elmalılı Hamdi Yazır O halde dedi: eğer bana tabi olacaksan bana hiç bir şeyden suâl etme tâ ben sana ondan bir söz açıncıya kadar
Erhan Aktaş “O halde, eğer bana uyacaksan, hakkında bir açıklama yapıncaya kadar bana hiçbir şey hakkında soru sorma.” dedi.
Gültekin Onan Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar."
Hakkı Yılmaz Âlim ve rahmete mazhar kul: “O hâlde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta ki ben sana öğüt olarak ondan söz açıncaya kadar.”
Harun Yıldırım Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.
Hasan Basri Çantay (O: «Eğer bu suretle) bana tabî' olacaksan ben, sana anıb söyleyinceye kadar, bana hiç bir şey sorma» dedi.
Hayrat Neşriyat (Hızır:) 'O hâlde bana tâbi' olursan, artık (ben) sana ondan söz açıncaya kadar(yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma!' dedi.
İbni Kesir O halde bana uyacaksan; ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında soru sormayacaksın, dedi.
İskender Evrenosoğlu (Hızır A.S): “Bana tâbî olduğun taktirde, sana anlatmadığım konularda (anlatmadıkça) bana bir şey sorma.” dedi.
Kadri Çelik Dedi ki: “Eğer bana uyacak olursan, ben bilgilendirinceye kadar hiç bir şey hakkında bana soru sorma.”
Mehmet Ali Eroğlu Fikrinde kararlı ve bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana Kesinlikle soru sorma! Ta ki, ben sana öğütle bir şeyler anlatıncaya kadar.
Mehmet Okuyan (Melek) “Bana uyarsan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma!” demişti.
Metin Durali (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi. (Detaylı açıklama için: https://kurankissalarininsistematigi.wordpress.com/2013/12/03/13-bolum-musa-ve-alim-kul-kissasi-ve-olayin-ic-yuzu/)
Muhammed Celal Şems O dedi ki: “Beni takip edeceksen, sana ondan söz etmedikçe, bana hiçbir şeyle ilgili soru sorma.” B.10
Muhammed Esed (Bilge kişi:) "Pekala" dedi, "O halde, eğer benim peşimden geleceksen, (yapacağım) şeyler hakkında, bu hususta ben sana bir açıklamada bulununcaya kadar bana hiçbir şey sormayacaksın."
Mustafa Çevik 60-70 Vaktiyle Musa, Allah’ın kendisine lütufta bulunup, üstün ilim bahşettiği âlim bir zat ile iki denizin birbirine kavuştuğu yerde buluşmak ve onun bilgisinden istifade etmek amacı ile arkadaşıyla birlikte yola koyulmuş, ömrünün sonuna kadar yürüsem de oraya ulaşacağım demişti. En son dinlenmek için konakladıkları deniz kenarındaki kayalıkların yanında yemek için yanlarında bulundurdukları balıklarını unuttular, zaten balık da denize düşüp gözden kaybolmuştu. Konakladıkları o yerden uzaklaşıp da karınları acıkınca, Musa arkadaşına, “Bu yolculuk bizi epeyce yordu, getir şu balığı da yiyelim.” dedi. Arkadaşı da ona: “Ben balıkla ilgili durumu sana söylemeyi unuttum, hani en son dinlenmek için oturduğumuz kaya var ya, işte orada balık şaşılacak biçimde denize düşüp kayboldu. Bunu sana söylemeyi de galiba şeytan bana unutturdu.” dedi. Bunun üzerine Musa heyecanla, “İşte aradığımız yer, buluşma noktamız orasıydı.” diyerek hemen geldikleri o yöne doğru dönüp yürüdüler, oraya varınca da kendisine katımızdan üstün ilim bahşedip, görevler verdiğimiz kulumuzla karşılaştılar. Musa hemen ona: “Sendeki bilgilerden yararlanmak suretiyle yaşanmakta olanların gerçek mahiyetini öğrenmek ve doğru olanı yapabilmek için yanında olmak, gideceğin yerlere seninle birlikte gitmek istiyorum.” dedi. İlim verdiğimiz o kişi de Musa’ya: “Sen benimle birlikteyken, karşılaşacaklarımıza, olup biteceklere katlanamazsın. İç yüzünü, gerçek mahiyetini bilip anlayamadığın işlere nasıl katlanırsın, sen kendi işine bak.” dedi. Musa da ona: “İnşallah benim sabırlı biri olduğumu göreceksin, senin yaptığın hiçbir işine karışıp, karşı çıkıp, itiraz etmeyeceğim.” dedi. Bunun üzerine ilim verdiğimiz kulumuz da Musa’ya: “Şayet benimle birlikte geleceksen, o halde ben sana yaptığım işin mahiyetini açıklamadıkça bana hiçbir şey sormayacaksın.” dedi.
Mustafa İslamoğlu O "Tamam" dedi; "eğer beni izleyeceksen, olan bitenler hakkında sen bilgilendirinceye kadar bana hiçbir şey sorma!"
Ömer Nasuhi Bilmen (70-71) Dedi ki: «Eğer bana tabî olacak isen artık bana hiçbir şeyden sual etme, ondan sana ben haber verinceye değin.» Bunun üzerine gidiverdiler. Vaktâ ki bir gemiye bindiler, o, gemiyi yaraladı. Dedi ki: «Onu yaraladın mı ki, ahalisini garkediveresin? Doğrusu pek münker bir şey yaptın.»
Ömer Öngüt O kul dedi ki: “O halde eğer bana tâbi olacaksan, ben sana anlatmadıkça, herhangi bir şey hakkında bana soru sorma!”
Şaban Piriş -Eğer bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça hiç bir şey sormayacaksın, dedi.
Sadık Türkmen (O kul) dedi ki: “Eğer bana uyarsan, yaptığım hiçbir şey hakkında bana soru sorma! Ta ki, ben onu sana söyleyip anlatıncaya kadar.”
Seyyid Kutub O kulumuz, Musa'ya dedi ki; «Eğer benimle birlikte geleceksen yapacağım hiçbir iş hakkında bana soru sorma, benim sana o konuda açıklama yapmamı bekle.»
Suat Yıldırım "O halde" dedi, "bana tâbi olduğuna göre, hangi konuda olursa olsun, ben onun hakkında sana söz açmadıkça, asla bana soru sormayacaksın!"
Süleyman Ateş (O kul): "O halde, dedi, eğer bana tabi olursan ben sana anlatıncaya kadar (yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma."
Süleymaniye Vakfı O da "Eğer yanımda kalacaksan, ben anlatıncaya kadar sakın bir şey sorma" dedi.
Tefhim-ul Kuran Dedi ki: «Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar.»
Ümit Şimşek O dedi ki: 'Eğer bana uyacaksan, o konuda ben bir söz söyleyinceye kadar bana hiçbir şey hakkında soru sormayacaksın.'
Yaşar Nuri Öztürk Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"