2 - Bakara suresi 38. âyet meali

Fâtiha suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 Sonraki Tümü Âl-i İmrân suresi
قُلْنَا اهْبِطُواْ مِنْهَا جَمِيعاً فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَن تَبِعَ هُدَايَ فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
Kulnâhbitû minhâ cemîa(cemîan), fe immâ ye’tiyennekum minnî hudenfe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
  
kulnâ biz dedik
ihbitû (ikiniz) inin
min-hâ on(lar)dan, oradan (orada)
cemîan hepsi
fe o zaman, böylece
immâ olunca
ye'tiye-enne-kum size mutlaka gelecek
min-nî benden
huden hidayet, hidayete erdiren
fe men o zaman kim
tebia tâbî oldu
hudâye hidayetim
fe lâ havfun artık korku yoktur
aleyhim onlara, onların üzerine
ve lâ hum yahzenûne ve onlar mahzun olmazlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Dedik ki: Hepiniz de cennetten inin. Fakat benden size bir doğru yol gösterici geldi mi o doğru yolu gösterenin izinden gidenlere ne korku vardır, ne hüzün.
Abdullah Parlıyan Hepiniz bu cennetten çıkıp yeryüzüne inin, tarafımdan size bir yol gösterme geldiğinde kim bu doğru yoluma uyarsa onlar için ne korku vardır ne de üzüntü.
Adem Uğur Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.
Ahmed Hulusi Dedik: "İnin hepiniz oradan (kendinizi bedensiz hissettiğiniz şuur boyutundan - cennet yaşamından). . . Benden size HÜDA (hakikatinizi idrak ettirici Rasûl - ilim) geldiğinde kim HÜDAma tâbi olursa onlara ne korku vardır ne de mahzun olacakları bir şey. "
Ahmet Tekin Biz onlara:'Hepiniz buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Size benden bir hidayet rehberi, bir kitap, bir peygamber geldiğinde, kimler hidayet rehberime, gösterdiğim hak yola uyarsa, onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.' dedik.
Ahmet Varol Biz onlara şöyle dedik: 'Hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayet yoluma girerse onlar için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Ali Bulaç Dedik ki: "Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size benden bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır."
Ali Fikri Yavuz Biz onlara: “- Hepiniz cennetten inin! Benden size bir hidayet (Peygamber ve kitab) gelince, biliniz ki, benim bu hidayetime tâbi ve bağlı olanlar için aslâ korku yoktur; ve onlar mahzûn da olmazlar.” dedik.
Ali Ünal “Hepiniz oradan inin!” buyurduk (ve bu hükmümüzü infaz eyledik.) Artık bundan böyle size Benim tarafımdan (bir rasûl vasıtasıyla Kitap gibi) sâfî bir hidayet kaynağı gelir de, kim Bana ait bulunan o hidayet kaynağına uyar (ve imanla, ibadetle Bana yönelirse, artık onlar yardımımı, desteğimi hep yanlarında bulacaklar ve dolayısıyla) kendileri için (özellikle Âhiret’te) herhangi bir korku söz konusu olmayacak ve onlar asla üzülmeyeceklerdir de.
Bayraktar Bayraklı Dedik ki: “Hepiniz oradan inin. Size benden doğru yolu gösteren bir rehber geldiğinde, kim rehberime uyarsa, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir”.
Bekir Sadak «nin oradan hepiniz, tarafimdan size bir yol gosteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar icin artik korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir» dedik.
Celal Yıldırım (Evet) İnin oradan hepiniz! dedik. Benden size bir hidâyet (doğru yolu gösteren kitap ya da peygamber) gelecek olursa, artık kim hidâyetime uyarsa, onlara ne bir korku vardır ne de onlar mahzun olurlar.
Cemal Külünkoğlu Onlara dedik ki: “Hepiniz inin oradan (cennetten).” Yalnız (iyi bilin ki) size (ve neslinize) benden bir hidayet (peygamber) geldiği zaman, kim benim hidayetime uyarsa artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”
Diyanet İşleri (eski) 'İnin oradan hepiniz, tarafımdan size bir yol gösteren gelecektir; Benim yoluma uyanlar için artık korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir' dedik.
Diyanet Vakfi Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler.
Edip Yüksel “Oradan topluca ininiz“ dedik, “Benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler.”
Elmalılı Hamdi Yazır Dedik: İnin oradan hepiniz, sonra benden size ne zaman bir hidayetci gelir de kim o hidayetcimin izince giderse onlara bir korku yoktur ve mahzun olacaklar onlar değildir
Erhan Aktaş “Hepiniz oradan inin1 dedik. Ben’den bir hidayet2 geldiğinde kim ona uyarsa, artık onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

1- Orayı terk edin, oradan ayrılın. 2- Doğruya ileten kılavuz.
Gültekin Onan "Oradan topluca ininiz" dedik. "Yalnız benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler."
Hakkı Yılmaz (37-39) Sonra da Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı/kendine vahyedildi; Biz dedik ki: “Hepiniz oradan inin. Artık size Benim tarafımdan bir kılavuz geldiğinde, kim kılavuzuma uyarsa, onlar için hiçbir korku yoktur; onlar mahzun da olmayacaklardır. Ve küfretmiş; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş ve âyetlerimizi yalanlamış kimseler; işte onlar, ateşin ashâbıdır. Onlar, orada temelli kalıcıdırlar.” Sonra da Allah, onun tevbesini kabul etti. Kesinlikle O, tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı verenin, çok merhametli olanın ta kendisidir.
Harun Yıldırım Dedik ki: "Hepiniz oradan inin, benden size bir hidâyet gelir de kim benim hidâyetime uyarsa, onlar için korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.”
Hasan Basri Çantay (Evet, öyle) Dedik: Hepiniz oradan inin. Sonra size benden bir hidâyet (ci rehber) gelir de kim benim hidâyetimin izince giderse artık onlara hiçbir korku (ve tehlike) yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.
Hayrat Neşriyat (Onlara şöyle) dedik: 'Hep birlikte oradan inin!' Artık benden size bir hidâyet gelir de kim hidâyetime tâbi' olursa, o takdirde onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
İbni Kesir Dedik ki; hepiniz oradan inin. Eğer, tarafımdan size bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, artık onlar için hiçbir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olacak değillerdir.
İskender Evrenosoğlu Biz dedik ki: “Hepiniz oradan (aşağıya) inin. Benden size mutlaka hidayet gelecektir. O zaman kim hidayetime tâbî olursa, artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.”
Kadri Çelik “İnin oradan hepiniz; tarafımdan size bir hidayet gelince, benim hidayetime uyanlar için artık korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir” dedik.
Mehmet Ali Eroğlu Açıkça dedik ki: "Hepiniz cennetten inin. Bundan sonra size Benden hidayet gelir, Reddetmeden hidayetime kim uyarsa, onlara ne korku vardır ne de hüzün vardır.
Mehmet Okuyan (Onlara) şöyle demiştik: “Hepiniz oradan (o bahçeden) inin! Benden size bir hidayet gelir de kim hidayetime uyarsa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzülmeyecek de.
Muhammed Celal Şems “Hepiniz buradan çıkın. Bundan böyle Benim tarafımdan size bir hidayet gelirse, o hidayetime uyanlara artık ne (geleceğin) bir korkusu, ne (de geçmiş kusurlarından dolayı) bir üzüntüsü olmayacaktır,” dedik.
Muhammed Esed Biz, "Hepiniz buradan çıkıp gidin!" dedikse de size yol göstericiliğimiz devam edecektir: ve Benim yol gösterici mesajlarıma uyanlar için artık ne korku vardır, ne de üzüntü;
Mustafa Çevik 36-38 Bir süre sonra her ikisi de şeytanın telkinine, uydurduğu yalanına kanıp o yasağı çiğnediler. Bu yüzden Allah da onları cennetten çıkardı. Çıkarırken de onlara, “Şeytan ve siz birbirinize düşman olarak buradan çıkıp gidin, yeryüzünü bir süreliğine mesken edinin, sonra da size içinizden nasıl yaşamanız gerektiğini bildiren peygamberler ve kitaplar göndereceğim. Kim onlarla davet olunduğu nizam ile ahlaka uygun yaşarsa, dünyada ve âhirette mahzun olmayacak.” dedi. Âdem şeytanın tuzağına düşerek Allah’ın koyduğu yasağı çiğnemiş olmanın pişmanlığı ile kıvranıp dururken, bir yandan da af dilemeye çalışıyor ve nasıl bağışlanabileceğini bilemiyordu. Onun yürekten pişmanlığını gören Allah, kendisine hangi sözlerle yönelip tevbe ederek af dilemesi gerektiğini öğretti. Derken Âdem Rabbinden öğrendiği kelimelerle O’na yönelip, bağışlanma diledi. Böylece Allah onun tevbesini kabul etti, çünkü O çok şefkatli, merhametli ve tevbe edip, yürekten Rablerine yönelenleri bağışlayıcıdır.
Mustafa İslamoğlu Emrettik: Oradan hep birlikte çıkıp inin! Ne var ki, Benden bir rehberliğin size ulaşması şarttır. Her kim (kendisine ulaşan) rehberliğime uyarsa, artık onlar geleceğe dair kaygi geçmişe dair hüzün duymayacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen Dedik ki: «O cennetten hepiniz aşağıya ininiz. Eğer benim tarafımdan size bir hidâyet gelir de her kim hidâyetime tâbi olursa artık onlar için bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaktır.»
Ömer Öngüt Onlara: “Hepiniz oradan inin! Size benden bir hidayet geldiği zaman, kim benim hidayetime tâbi olursa, onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. ” dedik.
Şaban Piriş -Hepiniz oradan inin, dedik. Tarafımdan size bir yol gösterici gelecektir; benim yol göstericime uyan kimselere hiçbir korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.
Sadık Türkmen “Hepiniz oradan ininiz” dedik. Eğer Benden size hidâyet/bir yol gösterici gelirse, kim de yol göstericime/hidayetime tabi olur/uyarsa artık onlar için korku yoktur. Ve (onlar) üzülmeyeceklerdir de!..
Seyyid Kutub Dedik ki; «Hepiniz oradan aşağı inin. Tarafımdan size bir yol gösterici geldiğinde kim benim hidayetime uyarsa onlar için korku yoktur ve onlar artık hiç üzülmezler.»
Suat Yıldırım (38-39) Dedik ki: "İnin oradan hepiniz! Artık ne zaman Ben’den size doğru yolu gösteren rehber gelir de kim ona uyarsa, onlara hiç bir korku olmayacak, hiç üzülmeyecekler de. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise cehennemliktirler, hem de orada ebedî kalacaklardır."
Süleyman Ateş "Hepiniz oradan inin," dedik, "Yalnız (iyi bilin ki) size benden bir hidâyet geldiği zaman, kimler benim hidâyetime uyarsa artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Süleymaniye Vakfı Onlara şöyle dedik: “Oradan hep birlikte inin![1*] Tarafımdan size bir rehber gelirse,[2*] rehberime uymuş olanlarda ne bir korku olur ne de üzüntü çekerler.”

[1*]İnin “ihbitû = اهْبِطُواْ ” emri çoğuldur. Arapça’da çoğul, en az üçü gösterdiğinden inenler; Âdem, Havva ve İblis’tir. İblis, bundan önce meleklik görevinden kovulmuştu. (Araf 7/13)

[2*] Bu âyete göre Âdem o zaman Nebî değildi. Allah daha sonra onu, ailesi içinden seçip Nebî yapınca (Al-i İmran 3/33) kendisine bir rehber vermiştir. Rehber anlamı verdiğimiz  hudâ =هُدًى kelimesi, bu surenin ikinci âyetinde Allah’ın kitabının tek özelliği sayıldığından buradaki rehber, Âdem’e verilecek kitaptır. O kitap, cinlerden olan İblis’i de ilgilendireceğinden onun için de bir rehber olur.  

 

 

Tefhim-ul Kuran Dedik ki: «Oradan tümünüz inin. Artık, ne zaman size benden bir hidayet gelir de, kim benim hidayetime uyarsa, onlar için ne bir korku vardır, ne de mahzun olacaklardır.»
Ümit Şimşek Onlara dedik ki: Hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet eriştiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk "Hepiniz oradan aşağı inin." dedik. Benden size bir yol gösteriş ulaşır da kim bu yol gösterişime uyarsa artık böylelerine hiç bir korku yoktur. Onlar kederle de yüz yüze gelmeyeceklerdir.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.