2 - Bakara suresi 31. âyet meali

Fâtiha suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 Sonraki Tümü Âl-i İmrân suresi
وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn(sadikîne).
  
ve ve
alleme öğretti
âdeme Âdem
el esmâe isimler
kulle-hâ onun hepsi
summe sonra
arada-hum onlara arz etti
alâ üzere, üzerinde, ... e
el melâiketi melekler
fe o zaman, böylece
kâle dedi
enbiû-nî bana haber verin
bi esmâe isimleri ile, isimleri
hâulâi bunlar
in eğer
kuntum siz iseniz
sadikîne sadıklar, doğru söyleyenler
   
Abdulbaki Gölpınarlı Âdem'e bütün adları bildirmişti de meleklere o adlarla anılan şeyleri gösterip hadi demişti, doğrucuysanız bunların adlarını haber verin.
Abdullah Parlıyan Allah, Adem'e herşeyin ismini öğretti. Sonra onları meleklere sunup: “Dedikleriniz doğruysa, haydi bu şeylerin isimlerini bana söyleyin bakalım” dedi.
Adem Uğur Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi.
Ahmed Hulusi Sonra Adem'e (Esmâ'nın programlanışı, Esmâ bileşiminin açığa çıkışıyla yoktan var edilene) bütün Esmâ'yı (Esmâ ül Hüsnâ'sının anlamlarını açığa çıkarmayı ve kavramayı) talim etti (programladı). Sonra melâikeye: "Eğer dediğinizde ısrarlı iseniz bana (Adem'in) varlığındaki Esmâ'nın (özelliklerinin) neler olduğunu anlatın" dedi.
Ahmet Tekin Allah Âdem’e, yaratılışa ve değerlerine uygun, varlıklara verdiği isimleri, isimlendirilen varlıkları, varlıklar hakkındaki bilgileri, varlıklarla bilgilerin irtibatını; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçlarını, uyum kurallarını, gerek duyacağı bütün bilgileri öğretti. Sonra da onları meleklerin önüne koydu.'Yeryüzünde Âdem’e ihtiyaç olmadığı iddiasında haklı iseniz, bana bunların isimlerini, varlıklar hakkındaki bilgileri, varlıklarla bilgilerin irtibatını; harfleri, kelimeleri, lafızları, mânaları, cümleleri, lehçeleri; davranışları, ferdin ve toplumun ihtiyaçlarını, uyum kurallarını, tek tek ortaya koyun' buyurdu.
Ahmet Varol Adem'e bütün adları öğretti. Sonra onları meleklere arzederek: 'Eğer doğru sözlü iseniz şunların adlarını bana bildirin' dedi.
Ali Bulaç Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: "Eğer doğru sözlüyseniz, bunları bana isimleriyle haber verin" dedi.
Ali Fikri Yavuz Allah, Hz. Âdem Aleyhisselâma bütün isimleri öğretti. Sonra eşyayı meleklere gösterip: “- Eğer (her şeyin iç yüzünü bilen) sâdıklarsanız bunların isimlerini bana haber verin.” buyurdu.
Ali Ünal (Allah, yeryüzünün halifesi olarak tayin buyurduğu) Âdem’e, (bu misyonu sebebiyle melekler dahil bütün yaratılmışlar üstündeki mevkiinin bir alâmeti, aynı zamanda söz konusu vazifesini yerine getirebilmesinin vasıtası olarak) bütün isimleri öğretti. Sonra, (isimleri Âdem’e öğretilen) bütün nesneleri, (insanın genel manâda meleklere üstünlüğünü ve yaratılıp yeryüzüne halife kılınışındaki hikmeti bildirmek için) isimleriyle birlikte meleklere takdim buyurdu da, “Haydi, (Bana Ulûhiyet, Rubûbiyet ve Ma’bûdiyetime tam yakışır ibadet, tesbih, takdis sözünüz ve yeryüzünde hilâfetin manâsını idrakiniz) tam yerinde ve gerektiği gibi ise, Bana bütün bu nesneleri isimleriyle bildirin!” diye emretti.
Bayraktar Bayraklı Allah, Âdem'e bütün isimleri öğretti. Sonra o varlıkları ve nesneleri meleklerin karşısına çıkarıp “Görüşünüzde doğru iseniz, bunların adlarını bana söyleyiniz” dedi.
Bekir Sadak Ve Adem'e butun isimleri ogretti, sonra esyayi meleklere gosterdi. «Eger sozunuzde samimi iseniz bunlarin isimlerini bana soyleyin» dedi.
Celal Yıldırım Allah, Âdem'e (gerekli olan) bütün (eşyanın) isimlerini öğretti. Sonra o eşyayı meleklere göstererek, (iddianızda) doğrular iseniz, bunların isimlerini Bana haber verin, buyurdu.
Cemal Külünkoğlu Allah, Âdeme bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek: “Dedikleriniz doğruysa haydi bunların isimlerini bana söyleyin bakalım!” buyurdu.
Diyanet İşleri (eski) Ve Adem'e bütün isimleri öğretti, sonra eşyayı meleklere gösterdi. 'Eğer sözünüzde samimi iseniz bunların isimlerini bana söyleyin' dedi.
Diyanet Vakfi Allah Âdem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi.
Edip Yüksel Adem’e tüm isimleri (nitelemeleri) öğretti, sonra onları meleklere sunup, “Doğru iseniz, şunların isimlerini (özelliklerini, niteliklerini) siz bana bildirin“ dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır Ve Ademe bütün esmayı ta'lim eyledi, sonra o âlemîni melâikeye gösterip «Haydin davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin» buyurdu
Erhan Aktaş Allah, Âdem’e bütün isimleri1 öğretti. Sonra onları meleklere sunup: “Eğer doğru söyleyenlerden iseniz bunların isimlerini bana bildirin.” dedi.2

1- Varlıkların özelliklerini bilmeyi; onları tanımlamayı, özelliklerine göre isimlendirmeyi yapabilecek bilgi, yetenek ve akıl verdi. Varlığa isim vermek; onun ne olduğunu tanımak ve bilmek demektir. Bu bilgi, aynı zamanda onu nasıl kullanacağını da sağlayacaktır. İnsanın bir şeyi yaparken “araç” kullanabilmesi, bu isimlendirmenin/içeriğini bilmesinin sayesindedir. 2- Allah ile melekler arasında geçen bu diyalog, bizatihi olmuş bir görüşme olarak değil; mesajın, “temsili bir dille somutlaştırılarak anlatılması” olarak anlaşılmalıdır.
Gültekin Onan Ve Adem'e tüm isimleri öğretti, sonra onları meleklere sunup (aredahüm), "Doğru sözlü / dürüst (sadık) iseniz, şunların isimlerini siz bana bildirin (enbiuniy)" dedi.
Hakkı Yılmaz Ve senin Rabbin, Âdem'e o isimlerin tümünü öğretti. Sonra hepsini doğadaki güçlere sundu ve “Hadi, haber verin Bana şunların isimlerini, eğer doğru kimseler iseniz” dedi.
Harun Yıldırım Âdem’e bütün isimleri öğretti.Sonra onları meleklere göstererek: "Eğer doğru kimseler iseniz bunları isimleriyle bana haber verin!" buyurdu.
Hasan Basri Çantay Âdeme bütün isimleri öğretmişdi. Sonra onları (onların delâlet etdikleri âlemleri, eşyayi) meleklere gösterib: «Doğrucular iseniz (her şeyin iç yüzünü biliyorsanız) bunları adlarıyle bana haber verin» demişdi.
Hayrat Neşriyat Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere arzederek: 'Eğer(iddiânızda) doğru kimseler iseniz, haydi şunların isimlerini bana bildirin!' buyurdu.
İbni Kesir Allah, Adem'e bütün isimleri öğretmiş, sonra onları meleklere göstererek: Eğer sadıklardan iseniz, bunların adlarını bana söyleyin, buyurmuştur.
İskender Evrenosoğlu Ve (Allah), Âdem'e, (Allah'ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki: “Haydi sadıklardan iseniz bunları isimleri ile bana haber verin (söyleyin).”
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu Ve Adem’e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere sunup: “Eğer doğru sözlülerseniz, haydi şunların isimlerini bana bildirin.” dedi.
Kadri Çelik Ve Âdem'e bütün isimleri öğretti, sonra onları meleklere sunarak, “Eğer doğru sözlü kimseler iseniz bunların isimlerini bana söyleyin” dedi.
Mehmet Ali Eroğlu Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra meleklere göstererek" hadi" demiştir. Bunları isimleriyle bana bildirin bakalım, dedikleriniz doğruysa demiştir.
Mehmet Okuyan (Allah) Âdem’e bütün isimleri öğretmiş, sonra onları meleklere yöneltip “Doğruysanız şunların isimlerini bana bildirin.” demişti.
Muhammed Celal Şems (Allah,) Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra (o isimlerin ait olduğu yaratıkları meleklere) gösterip, “Eğer siz doğru söylüyorsanız, bunların adlarını bana söyleyin,” dedi.
Muhammed Esed Ve O, Adem'e her şeyin ismini öğretti, sonra onları meleklerin önüne koydu ve "Dedikleriniz doğruysa haydi bu (şeylerin) isimlerini Bana söyleyin bakalım!"dedi.
Mustafa Çevik 28-34 Ey insanlar! Sizi yaratıp, bunca nimetle donatan, öldükten sonra da tekrar diriltip huzurunda toplayacak olan Allah’a karşı nasıl oluyor da nankörlük edip davetine sırtınızı dönüyorsunuz? Hâlbuki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan, sonra da göğe yönelip onu da yedi kat olarak düzenleyip, istifadenize sunan Allah’tır. Allah bahşettiği bunca nimetlere rağmen nankörlük etmekte olanları en iyi bilendir. Yerde ve göklerde olanları yaratıp, nizamlarını kuran ve yarattığı her şeyi yasalara bağlayan Allah, sonra da meleklere, “Yarattığım insanları da yeryüzünde halife kılacağım.” demişti. Bunun üzerine melekler de Allah’a, “Bizler Senin verdiğin her görevi severek ve isteyerek yapıyor, bahşettiğin nimetler için daima şükredip ilmin, kudretin ve yüceliğin karşısında hep saygıyla eğilip Seni hamd ile yüceltmekteyken, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp, yozlaşmaya sebep olacak ve birbirinin kanını dökecek kimseler mi yaratacaksın?” dediler. Allah da onlara, “Benim bildiklerimi ve maksadımın ne olduğunu sizler bilemezsiniz.” dedi. Ardından da halife olarak yarattığı ve yarattıklarının çoğunun isimlerini, ne işe yaradıklarını öğrettiği Âdem’i karşılarına çıkarıp meleklere, “Haydi söyleyin bakalım, bunların isimleri nedir ve Ben bunları ne için yarattım.” dedi. Bunun üzerine melekler, “Rabbimiz! Biz Senin öğrettiklerinden başka şey bilmeyiz. Neyin niçin yaratıldığını tek bilen ve hikmet sahibi olan Sensin” dediler. Böylece Allah, kendisinin yaptıklarının sorgulanamayacağını meleklere hatırlatıp, sonra da Âdem’e seslenerek “Ey Âdem! Sana öğrettiğim şu eşyaların isimlerini, ne olduklarını onlara bildir.” dedi. Âdem’in onların isimlerini ve ne için yaratıldıklarını söylemesi üzerine de Allah meleklere, “Göklerde ve yerde görünen görünmeyen ne varsa hepsini Ben yarattım ve niçin yarattığımı da Ben bildirmeden siz bilemezsiniz. Oysa Ben, sizin gizledikleriniz de açığa vurduklarınızı da bilirim.” dedi. Daha sonra meleklere şöyle buyurdu: “Şimdi Âdem’le ilgili size vereceğim görevleri yapmak ve sadakatinizi göstermek üzere Bana secde edip söz verin.” Bunun üzerine İblis dışında hepsi Allah’a secde ederek, saygı ve sadakatle emre uyacaklarını beyan ettiler. İblis ise Âdem’i küçümseyip kibirlenerek ona hizmet etmek için görevlendirilmeyi kabul etmeyip Rabbi olan Allah’ın emrine itiraz ederek isyan etti, nankörleşip kâfirleşti.
Mustafa İslamoğlu Ve Adem'e tüm isimleri öğretti, bunun ardından onları meleklere takdim etti ve dedi ki: "Hadi, eğer sözünüzün arkasında duruyorsanız şunların isimlerini bana bir bir haber verin!"
Ömer Nasuhi Bilmen Ve (Allah Teâlâ) bütün eşyanın isimlerini Âdem'e bildirdi. Sonra bu eşyayı meleklere göstererek, «Bunların isimlerini Bana haber veriniz, eğer siz sâdık iseniz» diye buyurdu.
Ömer Öngüt Ve Allah Âdem'e bütün isimleri öğretti. Sonra da o eşyayı meleklere göstererek: “Eğer sâdıklardan iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin!” dedi.
Şaban Piriş Allah, Adem’e bütün isimleri öğretti. Sonra onları meleklere göstererek:-Eğer sözünüzde samimi iseniz bunların isimlerini bana söyleyin, dedi.
Sadık Türkmen Ve Adem’e, bütün varlıklara isim verme kabiliyeti lütfettik. Sonra onları meleklere arzederek: “Eğer biliyorsanız, haydi Bana bunların isimlerini bildirin” dedik.
Seyyid Kutub Allah, Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra bütün nesneleri meleklere göstererek, «Haydi, eğer davanızda haklı iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin» dedi.
Suat Yıldırım Ve Âdem’e bütün isimleri öğretti. Müteakiben önce onları meleklere göstererek: "İddianızda tutarlı iseniz haydi Bana şunları isimleriyle bir bildirin bakalım!" dedi.
Süleyman Ateş Âdem'e isimlerin tümünü öğretti, sonra onları meleklere sunup: "Haydi, doğru iseniz onların isimlerini bana söyleyin," dedi.
Süleymaniye Vakfı Âdem’e her varlığın ismini (neye yaradığını) öğretti[*], sonra onları meleklere gösterdi: “İddianızda haklıysanız bana şunların isimlerini söyleyin!” dedi.

[*] El - esma = الاسماء’daki  el (ال) takısı muzafun ileyhten ıvazdır; esmâ’ul-mevcûdât = varlıkların isimleri anlamındadır. Allah Âdem’e varlıkların isimlerini, neye yaradıklarını ve onlardaki gizli bilgiyi öğretmişti.

Tefhim-ul Kuran Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: «Eğer doğru sözlüler iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin» dedi.
Ümit Şimşek Ve Âdem'e bütün isimleri öğretti, sonra da onları meleklere gösterip, 'Sözünüzde doğru iseniz, haydi, bunların isimlerini Bana söyleyin' buyurdu.
Yaşar Nuri Öztürk Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.