2 - Bakara suresi 14. âyet meali

Fâtiha suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 Sonraki Tümü Âl-i İmrân suresi
وَإِذَا لَقُواْ الَّذِينَ آمَنُواْ قَالُواْ آمَنَّا وَإِذَا خَلَوْاْ إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُواْ إِنَّا مَعَكْمْ إِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِؤُونَ
Ve izâ lekûllezîne âmenû kâlû âmennâ, ve izâ halev ilâ şeyâtînihim, kâlû innâ meakum, innemâ nahnu mustehziûn(mustehziûne).
  
ve izâ ve o zaman, olunca
lekû karşılaştılar, buluştular
ellezîne ki onlar
âmenû îmân ettiler
kâlû dediler
âmennâ biz îmân ettik
ve izâ ve o zaman, olunca
halev yalnız kaldılar, başbaşa kaldılar
ilâ şeyâtîni-him kendi şeytanlarıyla
kâlû dediler
innâ hiç şüphesiz biz, muhakkak ki biz
mea-kum sizinle beraber
innemâ ancak, sadece
nahnu biz
mustehziûne alay edenler, alay eden kimseler
   
Abdulbaki Gölpınarlı İnananlarla buluştular mı inandık derler. Şeytanlarıyla yalnız kaldılar mı şüphe yok ki derler, biz sizinleyiz, biz ancak alay etmekdeyiz.
Abdullah Parlıyan İman edenlerle karşılaştıklarında, “Biz de sizin gibi inandık” derler. Azılı, sapık, insan ve cin arkadaşlarıyla başbaşa kaldıklarında, “Aslında biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz” derler.
Adem Uğur (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.
Ahmed Hulusi İman edenlerle beraberken "Amenna - kabul ettik" derler, şeytanlarıyla (vehimlerine tâbi olarak onları saptıranlarla) başbaşa olduklarında ise: "Biz sizinle aynı fikirdeyiz, onlarla alay ediyoruz" derler.
Ahmet Tekin İman edenlerle karşılaştıkları zaman, sözde:'Biz de iman ettik' derler. Elebaşlarıyla, liderleriyle baş başa kaldıkları zaman:'Biz sizinle beraberiz. Sadece onlarla alay ediyoruz.' derler.
Ahmet Varol İman etmiş olanlarla bir araya geldiklerinde: 'Biz de iman ettik' derler. Ama kendi şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında: 'Biz sizinle birlikteyiz; ötekilerle ise sadece alay ediyoruz' derler.
Ali Bulaç İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: "Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz."
Ali Fikri Yavuz Bir de müminlerle karşılaştıkları zaman: “- Biz de (sizin gibi) iman ettik” derler. Halbuki şeytanlarıyle (kendilerini aldatan dostlarıyla) yalnız başına kaldıkları zaman: “- Biz (dinde) sizinle beraberiz, biz ancak (müminlerle) istihza edicileriz.” derler.
Ali Ünal İman etmiş bulunanlarla karşılaştıkla rında (riyakârane ve onlardan görünmek için) “İnandık!” derler. Fakat (nifakın kalblerinde hasıl ettiği korku ve kimsesizsizlik hissiyle, desteksiz kalmamak için hemen kendilerine koşup küfürlerini ve onlarla olan ahdlerini tazeleme ihtiyacı duydukları sureta insan) şeytanlarıyla gizli mahfillerde halvet olduklarında ise, “Emin olun, sizinle beraberiz, sizin maiyetinizdeyiz; diğerlerine yaptığımız sadece alaydan, yüzlerine gülmekten ibarettir.” diye teminat verirler.
Bayraktar Bayraklı Müminlerle karşılaştıklarında, “İman ettik” derler, reisleriyle baş başa kaldıklarında ise, “Biz sizinle beraberiz; biz sadece alay ediyoruz” derler.
Bekir Sadak Inananlara rastladiklari zaman, «Inandik» derler, elebasilariyle basbasa kaldiklarinda, «Biz suphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz» derler.
Celal Yıldırım Onlar imân edenlere rastladıkları zaman «inandık» derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıkları zaman : «Doğrusu biz sizinle beraberiz. Biz ancak (o mü'minlerle) alay edicileriz,» derler.
Cemal Külünkoğlu (Onlar) iman edenlerle karşılaştıkları zaman: “Biz de sizin gibi inanıyoruz” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman: “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz onlarla yalnızca eğleniyoruz” derler.
Diyanet İşleri (eski) İnananlara rastladıkları zaman, 'İnandık' derler, elebaşılarıyla baş başa kaldıklarında, 'Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz' derler.
Diyanet Vakfi (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit «(Biz de) iman ettik» derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.
Edip Yüksel Gerçeği onaylayanlarla karşılaştıkları vakit, “Gerçeği onaylıyoruz“ derler; fakat sapkınlarıyla başbaşa kaldıklarında, “Sizinle beraberiz. Biz sadece hafife almaktayız“ derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Bir de iman edenlerle karşılaştılar mı «âmennâ» derler ve kendi şeytanları ile halvet oldular mı «emin olun derler, biz sizinle beraberiz, biz ancak mütehziyiz»
Erhan Aktaş İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İnandık.” derler. Şeytanları1 ile baş başa kaldıkları zaman, “Biz, sizinle beraberiz; onlarla, sadece alay ediyoruz.” derler.

1- Akıl babaları, yandaşları, yol arkadaşları.
Gültekin Onan İnananlarla karşılaştıklarında "inandık" derler; fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında "kuşkusuz sizinle beraberiz, biz sadece alay etmekteyiz / alay edicileriz (istihza)" derler.
Hakkı Yılmaz Onlar, inanmış kimselere rastladıkları zaman da, “İnandık” dediler. Kötü niyetli elebaşlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, “Şüphesiz biz sizinle beraberiz, biz sadece alay edenleriz” dediler.
Harun Yıldırım Onlar, îmân edenlerle karşılaştıklarında: “biz de îmân ettik” derler, şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise: “Şüphesiz biz sizinle beraberiz; biz sadece alay edicileriz!” derler.
Hasan Basri Çantay Onlar îman edenlere kavuşdukları zaman «inandık» derler. Şeytanlariyle yalınızca (başbaşa) kalınca ise «Emîn olun, biz sizinle beraberiz. Biz ancak istihza edicileriz» derler.
Hayrat Neşriyat Ve îmân edenlerle karşılaştıkları zaman: '(Biz de) îmân ettik!' derler. Şeytanlarıyla(reisleriyle) baş başa kaldıkları zaman ise: 'Gerçekten biz sizinle berâberiz; biz (onlarla)ancak alay edicileriz!' derler.
İbni Kesir Mü'minlere rastlayınca; inandık, derler. Şeytanları ile başbaşa kalınca da; biz sizinle beraberiz, onlarla sadece istihza etmekteyiz, derler.
İskender Evrenosoğlu Ve âmenû olanlarla buluştukları zaman: “Biz îmân ettik.” dediler. Şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: “Muhakkak ki biz sizinle beraberiz. Biz (onlarla) sadece alay eden kimseleriz.” dediler.
Kadri Çelik İman edenlere rastladıkları zaman, “İman ettik” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında, “Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay edicileriz” derler.
Mehmet Ali Eroğlu Karşılaştıklarında, iman eden kimselerle: "Biz iman ettik" derler. Ancak onlar şeytanlarıyla baş başa kaldıkları zaman şöyle derler: Rahat olun siz, biz sizinle beraberiz. Biz onlarla eğlenmekteyiz.
Mehmet Okuyan (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıklarında “(Biz de) iman ettik.” derler. Şeytanları (kafadarları) ile baş başa kaldıklarındaysa “Biz sizinle beraberiz; biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz.” derler.
Muhammed Celal Şems İnananlar ile karşılaştıklarında, “Biz (bu Peygamber’e) inanıyoruz,” derler. (İleri gelen) şeytanları ile baş başa kaldıklarında (ise,) “Şüphesiz biz sizinle birlikteyiz. Onlarla ancak alay ediyorduk,” derler.
Muhammed Esed Ve iman etmiş olanlarla karşılaştıkları zaman da, "Biz de (sizin gibi) inanıyoruz!" iddiasında bulunurlar; ama şeytani dürtüleriyle baş başa kaldıklarında, "Aslında biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece eğleniyoruz" derler.
Mustafa Çevik 8-16 Öyle kimseler de vardır ki, gerçekten inanmadıkları halde Allah’a, Rab ve ilah olarak inanıp Âhiret Günü’ne de iman ettiklerini söylerler. Böylece hem Allah’ı hem de mü’minleri aldattıklarını zannederler. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar fakat bunun farkında değiller. Onların ikiyüzlülükleri sebebi ile kalplerine fitne ve nifak hastalığı yerleşmiştir. Yürekten inanıp teslim olmadıkları için Allah da onların o hastalıklarını artırmıştır. Cehennem azabı onları beklemektedir. Böyle kimselere “Yeryüzünde yozlaşmaya, çürümeye, bozgunculuğa sebep olacak işler yapmayın”, denildiğinde, “Biz bozguncu, yozlaştırıcı değil yapıcı, iyileştirici, ıslah edici kimseleriz.” derler. Hâlbuki onlar kesinlikle fesat çıkarmanın, insanları Allah’ın daveti olan hayat nizamını yaşamaktan uzaklaştırmanın peşindeler fakat yaptıklarının da doğru olduğuna inanırlar. Onlara: “Gelin siz de yürekten iman eden mü’minler gibi dosdoğru kimselerden olun, ikiyüzlü tavırlarınızdan vazgeçin.” denildiğinde ise; “Ne yani, biz de şu beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?” derler. Fakat gerçek şu ki asıl ahmak ve beyinsiz olan kendileridir ama bunun farkında değiller. Bunlar dünyevi çıkarlarının söz konusu olduğu yerlerde, mü’minlerle karşı karşıya geldiklerinde, “Biz de sizin gibi inanıyoruz.” demekten de geri durmazlar. Fakat işleri bitip de kendileri gibi olan şeytanın dostlarıyla bir araya gelince de, “Aslında bizim sizden olduğumuzu biliyorsunuz, biz onlarla alay etmek, işimizi gördürmek için bir araya geliyoruz.” derler. Allah şimdilik onların ikiyüzlü tavırları ve azgınlıkları için de bir süre daha bataklıklarında debelenmelerine izin vermekte. Günü gelince de hak ettikleri azap ile cezalandıracaktır. İşte bunlar Allah’ın daveti olan hidayete karşı, delaleti satın alanlardır ve bu ticaretin onlara hiçbir kârı olmamıştır. Zira bunlar fıtratlarına tek uygun olan hayat nizamının değerini kavramaya yanaşmadılar.
Mustafa İslamoğlu Ama inanan kimselerle karşılaştıklarında "Biz iman ettik" derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, "Biz sizinle beraberiz, biz (onlarla) sadece alay ediyorduk" derler.
Ömer Nasuhi Bilmen Onlar imân edenlere rastgelince, «Biz imân ettik,» derler. Kendi şeytanları ile yalnız kalınca da, «Biz sizinle beraberiz, biz ancak o imân edenler ile istihzâda bulunan kimseleriz,» derler.
Ömer Öngüt Müminlerle karşılaştıkları zaman “Biz de inandık” derler. Şeytanları (elebaşları) ile başbaşa kaldıklarında ise: “Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz!” derler.
Şaban Piriş İnananlara rastladıkları zaman: -İnandık, derler. şeytanları ile başbaşa kalınca da: -Biz, sizin yanınızdayız. Onlarla sadece alay ediyoruz, derler.
Sadık Türkmen (Onlar) iman eden kimselerle karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik” derler. Fakat şeytanlarıyla, (münafık dostlarıyla) başbaşa kaldıkları zaman: “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak (onlarla) alay ediyoruz” derler.
Seyyid Kutub Onlar müminler ile karşılaştıkları zaman «inandık» derler. Fakat şeytanları, elebaşları ile başbaşa kaldıkları zaman «Biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz» derler.
Suat Yıldırım Bunlar iman edenlerle karşılaştıkları vakit "Biz de müminiz" derler. Fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında da: "Emin olun, biz sizinle beraberiz, biz onlarla alay ediyoruz." derler.
Süleyman Ateş İnanmış olanlara rastladıkları zaman; "İnandık," derler. Fakat şeytânlarıyla yalnız kaldıkları zaman; "Biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz," derler.
Süleymaniye Vakfı Allah’a inanıp güvenenlerle yüz yüze gelince, “Biz O’na inanıp güveniriz.” derler. Şeytanlarıyla[*] baş başa kalınca, “İnanın biz sizin yanınızdayız, onlara sadece göz yumuyoruz!” derler.

[*] Şeytan, doğru yoldan uzaklaşan insan ve cinlere denir. (Bkz. En’âm 6/112)

Tefhim-ul Kuran İman edenlerle karşılaştıkları zaman: «İman ettik» derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay edicileriz.»
Ümit Şimşek İnananlarla karşılaştıkları zaman, 'İnandık' derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, 'Biz sizinleyiz,' derler. 'Onlarla sadece eğleniyoruz.'
Yaşar Nuri Öztürk Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, "îman ettik" derler. Kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise söyledikleri şudur: "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.