| Abdulbaki Gölpınarlı |
Şüphe yok ki biz, bir yağmurdur, yağdırdık.
|
| Abdullah Parlıyan |
Şüphesiz biz gücümüzle bulutlardan yeryüzüne bol bol yağmur yağdırmaktayız.
|
| Adem Uğur |
Yağmurlar yağdırdık,
|
| Ahmed Hulusi |
Doğrusu biz o suyu bolca akıtıp döktük.
|
| Ahmet Tekin |
Doyurucu, bereketli yağmurlar yağdırdık.
|
| Ahmet Varol |
Şüphesiz biz suyu döktükçe döktük.
|
| Ali Bulaç |
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık,
|
| Ali Fikri Yavuz |
Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
|
| Ali Ünal |
Yağmuru (gökten) şarıl şarıl boşaltıyoruz;
|
| Bayraktar Bayraklı |
(25-32) Doğrusu, suyu bol bol indirmekteyiz. Sonra toprağı göz göz yardık, oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. Bütün bunlar, sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.
|
| Bekir Sadak |
Dogrusu suyu bol bol indirmekteyiz.
|
| Celal Yıldırım |
Şüphesiz ki biz suyu döker de dökeriz, (İhtiyaç nisbetinde yağmur yağdırırız).
|
| Cemal Külünkoğlu |
Gerçekten biz, suyu (yağmuru) bol bol yağdırdık.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz.
|
| Diyanet Vakfi |
(25-32) Şöyle ki: Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.
|
| Edip Yüksel |
Biz suyu döktükçe döktük.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Biz o suyu bir döküş dökmekteyiz
|
| Erhan Aktaş |
Suyu nasıl akıttıkça akıttık.
|
| Gültekin Onan |
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık,
|
| Hakkı Yılmaz |
Biz suyu döktükçe döktük.
|
| Harun Yıldırım |
Biz şüphesiz, suyu akıttıkça akıttık.
|
| Hasan Basri Çantay |
Hakıykat biz, o suyu (yağmuru) bol bol dökdük.
|
| Hayrat Neşriyat |
Şübhesiz ki biz, suyu (buluttan) bol bol döktük.
|
| İbni Kesir |
Doğrusu Biz; o suyu, bol bol indirdik.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Biz, suyu nasıl akıttıkça akıttık.
|
| İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu |
Suyu akıttıkça akıttık.
|
| Kadri Çelik |
Hiç şüphe yok biz, suyu döktükçe döktük!
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(25-26) Suyu indirdik; öylece yağdılar. Toprağı yardık ki oldu yar.
|
| Mehmet Okuyan |
Suyu bolca indirdik.
|
| Muhammed Celal Şems |
Biz, bulutlardan suyu bolca indirdik.
|
| Muhammed Esed |
(nasıl) suyu bolca indirmekteyiz;
|
| Mustafa Çevik |
23-32 Bu gerçeğe rağmen nankörler, Allah merkezli hayatı yaşamamakta inatla direnirler.
Bunlar, şu yiyip içtiklerine dönüp bir bakıp da gökten indirdiğimiz su ile toprakta yetiştirdiğimiz üzüm bağlarını, zeytinlikleri, hurmalıkları, çeşit çeşit meyvelerle yüklü ağaçları, bitkileri, çayırları hiç görmezler mi? Biz bütün bunları insanlar ve hayvanların yararlanması için yarattık.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Elbet suyu tarifsiz bir cömertlikle Biz indirmekteyiz;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
|
| Ömer Öngüt |
Doğrusu biz suyu bol bol indirdik.
|
| Şaban Piriş |
Ki, biz suyu döktükçe döktük.
|
| Sadık Türkmen |
Şüphesiz Biz, suyu bol bol akıttık/döktük.
|
| Seyyid Kutub |
O suyu döktükçe döktük.
|
| Suat Yıldırım |
(24-31) Hele, insan, yiyeceklerinin kaynağına bir baksın: Biz yağmuru gökten şırıl şırıl döktük. Sonra nebat bitsin diye, toprağı iyice sürdük, Orada hububatlar, taneler, üzümler ve yoncalar, zeytinler ve hurmalar, ağaçları gür ve sık bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik.
|
| Süleyman Ateş |
Biz suyu iyice döktük.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Suyu bolca biz yağdırdık.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Hiç şüphe yok biz, suyu akıttıkça akıttık,
|
| Ümit Şimşek |
Biz suyu bol bol yağdırdık.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Biz suyu döktük de döktük.
|