| Abdulbaki Gölpınarlı |
Bu işin sonundan korkmazdı ki.
|
| Abdullah Parlıyan |
Çünkü Allah bu işin sonundan korkmazdı ki.
|
| Adem Uğur |
(Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!
|
| Ahmed Hulusi |
Bu sonucun Allâh'ı korkutacak bir yanı da yok!
|
| Ahmet Tekin |
Azılı şakî yaptığının bir bedeli olacağından korkmuyor; Sâlih de bunun ümmetine, mü’minlere bir zararı dokunacağı endişesini taşımıyordu.
|
| Ahmet Varol |
Bunun sonundan da korkmamaktadır.
|
| Ali Bulaç |
(Allah, asla) Bunun sonucundan korkmaz.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Allah (yaptığı bu azabın) akıbetinden korkacak değildir, (hiç bir sorumluluğu yoktur).
|
| Ali Ünal |
Ve O, yaptığının neticesi konusunda elbette endişe duyacak değildir; (çünkü O’nun her yaptığında en küçük bir haksızlık olmaz ve O’na yaptıklarından sorulmaz).
|
| Bayraktar Bayraklı |
Çünkü onların hiçbiri, başlarına gelecek şeyin korkusunu taşımıyordu.
|
| Bekir Sadak |
Bu isin sonundan O'nun korkusu yoktur. *
|
| Celal Yıldırım |
O, bunun sonundan endişe de etmez, (çünkü her işi âdil, her hükmü mutlak hikmettir).
|
| Cemal Külünkoğlu |
Allah (yaptığı bu azabın) sonucundan korkacak değildir (hiç kimseye verecek bir hesabı yoktur).
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Bu işin sonundan O'nun korkusu yoktur.
|
| Diyanet Vakfi |
(11-15) Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!
|
| Edip Yüksel |
Ne var ki hâlâ onların sonlarından ders alınmıyor.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Öyle ya o sonundan korkacak değil ki.
|
| Erhan Aktaş |
O cezalandırmasının sonucundan çekinmez.
|
| Gültekin Onan |
(Tanrı, asla) Bunun sonucundan korkmaz.
|
| Hakkı Yılmaz |
Fakat onlar, onu yalanladılar, bunun sonucundan korkmayarak da Allah'ın devesini, inciklerini kesip öldürdüler. Rableri de günahları dolayısıyla onları yerlebir ediverdi.
|
| Harun Yıldırım |
Ve O, bunun sonucundan korkmaz.
|
| Hasan Basri Çantay |
bunun sonundan (hiç bir vech ile) korkmayarak!
|
| Hayrat Neşriyat |
Ve (O,) bunun (bu yaptığı işin) âkıbetinden korkmaz!
|
| İbni Kesir |
Bunun sonundan hiç korkmayarak.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve (Allah) onun (o beldenin ve halkının) ukbasından (akıbetinden) (helâk oluşlarından) korkacak değildir.
|
| Kadri Çelik |
(Allah, asla) Bunun sonucundan da korkmaz.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Maksat bellidir. İşin sonu gelecektir hikmete. Sonucundan da asla mümkün olmaz endişe.
|
| Mehmet Okuyan |
(Bu toplum) kendi sonundan da korkmuyordu.
|
| Muhammed Celal Şems |
O, sonucuna (da hiç) aldırmadı.
|
| Muhammed Esed |
çünkü (onlardan) hiçbiri başlarına gelecek şeyin korkusunu taşımıyordu.
|
| Mustafa Çevik |
11-15 Peygamberleri Salih’in Allah adına yaptığı daveti reddeden azgın, müşrik
Semûd kavmi de bu tutumlarından vazgeçmemeleri halinde, Allah’ın azabına uğratılacakları konusunda uyarılmıştı. Fakat onlar uyarıları dikkate almaları için Salih’in
kendilerine bir mucize göstermesini istediler. Bunun üzerine Allah onlara, O Güne
kadar görmedikleri bir deve gönderip, ona zarar vermemeleri konusunda uyarıp,
kendi hayvanlarını suladıkları yerden bir gün bu devenin, bir gün de kendi hayvanlarının sıraya riayet ederek su içmelerini bildirdi. Allah’ın kendilerini bununla imtihan edeceğini bildirmesine rağmen, onlar âdeta kendileri Allah’ı imtihan edercesine devenin su içme hakkını kullandırtmadıkları
gibi, hayvanı vahşice öldürdüler. Bunun üzerine Allah da bu küstahlıkları, azgınlıkları ve kendisine başkaldırmaları sebebiyle onları yıkıma uğratıp, helak etti. Onlar
böyle bir akıbetle karşılaşacaklarına hiç inanmıyorlardı.
|
| Mustafa İslamoğlu |
oysa ki o (kavim) kendi akıbetinden zerrece endişe etmezdi.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Allah Teâlâ onların bu ihlak-i akibetinden korkacak değildir.
|
| Ömer Öngüt |
Bu işin âkibetinden O'nun korkusu yoktur.
|
| Şaban Piriş |
Bunun sonucundan Allah’ın bir endişesi yoktur.
|
| Sadık Türkmen |
(Allah) işin sonundan hiç korkmaz!
|
| Seyyid Kutub |
Allah bu işin sonundan korkmaz.
|
| Suat Yıldırım |
Bunun sonucundan da asla endişe etmedi.
|
| Süleyman Ateş |
(Rab) Bu işin sonundan korkmaz.
|
| Süleymaniye Vakfı |
O hayırsız[*], bu işin böyle biteceğini hiç beklemiyordu.
[*] Buradaki zamir, أَشْقَا eşka lafzı ile ilişkilendirilmiştir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
(Allah, asla) Bunun sonucundan korkmaz.
|
| Ümit Şimşek |
Allah bunun sonucundan korkacak değil ya!
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Allah, işin sonundan korkacak değil ya!
|