| Abdulbaki Gölpınarlı |
Çalışıp çabalarlar, zahmete girip yorulurlar.
|
| Abdullah Parlıyan |
Dünyada çalışmış çabalamış her türlü zahmetlere katlanıp boşuna yorulmuşlardır.
|
| Adem Uğur |
Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur,
|
| Ahmed Hulusi |
(Örf - âdet olarak) çalışmış (ibadet etmiş) boşa yorulmuş!
|
| Ahmet Tekin |
Gayrete gelmişlerdir, zahmet çekmektedirler, boşuna yorulurlar.
|
| Ahmet Varol |
Çalışmış, yorulmuştur.
|
| Ali Bulaç |
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur.
|
| Ali Ünal |
(Sadece dünya için) çalışmış, dolayısıyla o gün eli boş kalmış olmaktan dolayı bitkin mi bitkin.
|
| Bayraktar Bayraklı |
(2-7) O gün birtakım yüzler öne eğilecek; çok çabalayıp yorgun düşecek; kızgın ateşe girecek; son derece sıcak bir kaynaktan içirilecek. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur; o ise, ne besler, ne de açlığı giderir.
|
| Bekir Sadak |
Zor isler altinda bitkin dusmustur.
|
| Celal Yıldırım |
Çalışıp didinmiş, boşuna yorulup bitkin düşmüştür.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Zor işler altında bitkin düşmüştür.
|
| Diyanet Vakfi |
(2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir.
|
| Edip Yüksel |
Çalışmıştır, yorgun düşmüştür.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur
|
| Erhan Aktaş |
Bitmiş, tükenmiş olarak.1
1- Yaptıkları boşa gitmiştir.
|
| Gültekin Onan |
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
|
| Hakkı Yılmaz |
(2,3) Kişiler var ki, o gün çalışmış, yorulmuş olmasına rağmen eğilmiş, aşağılığa düşmüştür,
|
| Harun Yıldırım |
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
|
| Hasan Basri Çantay |
Yorucu işler yapandır.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Meşakkat içinde) çalışmış, yorgun!
|
| İbni Kesir |
Zor işler altında bitkin düşmüştür.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Yorucu işler yapan.
|
| Kadri Çelik |
Zor işlerde bulunmuş, bitkin düşmüştür.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(3-4) Şaşkınca kızgın ateşe girer, çalışmış yorgun, bitkin.
|
| Mehmet Okuyan |
(Onlar) çalışandır, yorulandır.
|
| Muhammed Celal Şems |
(Bunlar, dünyayı elde etmek için) uğraşıp didinerek yorgun düşenlerdir.
|
| Muhammed Esed |
(günahın yükü altında) bitkin düşmüş, (korku ile) sarsılmış,
|
| Mustafa Çevik |
1-7 Ey Peygamber! Sana haberi verilen, her şeyi sarıp bürüyecek olan Kıyamet Günü, insanların bir kısmı yüzleri korkudan yere eğilmiş, zelil ve bitkin bir halde cehennemin o kızgın ateşine atılacaklar. Onların orada içecekleri kaynar su, yiyecekleri de zehirli bir dikendir. Bu yiyip içtikleri onların ne açlığını ne de susuzluklarını gidermez.
|
| Mustafa İslamoğlu |
işi bitmiş, eli kolu dökülmüştür;
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir.
|
| Ömer Öngüt |
Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur.
|
| Şaban Piriş |
Çalışmış, boşa yorulmuş,
|
| Sadık Türkmen |
çalışmış, boşuna yorulmuş!
|
| Seyyid Kutub |
Zor işler altında bitkin düşmüştür.
|
| Suat Yıldırım |
Yorgundur, bitkin mi bitkindir!
|
| Süleyman Ateş |
Çalışır, yorulur.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Çalışıp yorgun düşmüş gibi olacak[*]!
[*] Kâfirlerin ahiretteki görüntüleri, istiare-i temsiliyye (alegori) denen mecazi anlatımla canlandırılmıştır. İstiarede benzetme edatı gizlenir ama bu mecaz, gerçek sanıldığı için burada benzetme, tarafımızdan “gibi” sözüyle açığa çıkarılmıştır.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Çalışmış, boşuna yorulmuştur.
|
| Ümit Şimşek |
Yorulmuştur, bitkindir.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Çalışmış, boşa yorulmuştur.
|