| Abdulbaki Gölpınarlı |
Elde ettikleri pek az bir geçimden ibârettir ve onlara elemli bir azap var.
|
| Abdullah Parlıyan |
Onların bu dünyadaki hali: Az bir geçim ve avunmaktan ibarettir. Onlar için, can yakıcı bir azap vardır.
|
| Adem Uğur |
(Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
|
| Ahmed Hulusi |
Az bir faydalanma (yüzünden)!. . Onlara (gelecekte) acı bir azap vardır.
|
| Ahmet Tekin |
Onlara dünyada azıcık bir zevk ü sefa, âhirette de can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.
|
| Ahmet Varol |
(Onlara dünyada verilen) az bir geçimliktir. Onlar için (ahirette ise) acıklı azap vardır.
|
| Ali Bulaç |
(Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acı bir azab vardır.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acıklı bir azab...
|
| Ali Ünal |
(Böyle yapmakla gözlerini diktikleri ve bütün bulacakları) zaten pek az olan dünya geçimliğidir; oysa Âhiret’te kendilerini çok acı bir azap beklemektedir.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Kazandıkları pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
|
| Bekir Sadak |
Az bir gecim ama ardindan can yakici bir azap onlaradir.
|
| Celal Yıldırım |
Az bir yararlanma ve geçim ve kendileri için elem verici bir azâb..
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Uydurulan yalanlarla elde edilen dünyalık menfaatler) az ve geçici bir avuntudan ibarettir. (Ahirette ise) onlara acıklı bir azap vardır.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Az bir geçim ama ardından can yakıcı bir azap onlaradır.
|
| Diyanet Vakfi |
(Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
|
| Edip Yüksel |
Kısa süren bu zevkten sonra onlar için acı bir azap vardır.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Az bir istifade ve haklarında elîm bir azâb vardır
|
| Erhan Aktaş |
Bu yaptıkları az bir yararlanmadır. Onlara acı bir azap vardır.
|
| Gültekin Onan |
(Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acı bir azab vardır.
|
| Hakkı Yılmaz |
Onların dünyalıkları pek az bir kazanımdır. Ve onlar için çok acıklı bir azap vardır.
|
| Harun Yıldırım |
(Kazandıkları) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
|
| Hasan Basri Çantay |
(Bu, ancak geçici ve) az bir menfeatden ibâretdir. Halbuki onlara (âhıretde) pek acıklı bir azâb vardır.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Dünyada) az bir faydalanma ve (buna mukabil âhirette) onlar için (pek) elemli bir azab vardır.
|
| İbni Kesir |
Az bir geçim ve ardından onlara elim bir azab vardır.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve onlar için elîm azap ve (dünya üzerinde) az bir meta vardır.
|
| Kadri Çelik |
(Kazandıkları) Pek az bir menfaattir. Hâlbuki onlar için elem verici bir azap vardır.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Az bir geçimden ibarettir elde edip kazandıkları. Onlara acı bir azap vardır.
|
| Mehmet Okuyan |
(Kazandıkları) az bir menfaattir. Onlar için elem verici bir azap vardır.
|
| Muhammed Celal Şems |
(Bu dünya,) pek az (ve geçici) bir faydadır. Onlara acı bir azap (mukadderdir).
|
| Muhammed Esed |
(Onlarınki bu dünyada) kısa bir avuntudan ibarettir; (öte dünyada ise) kendilerini can yakıcı bir azap beklemektedir!
|
| Mustafa Çevik |
116-117 Allah’tan gelen bir bilgiye ve delile dayanmadan, gelişi güzel, yalan uydurarak, “Şu helaldir, şu da haramdır.” diyerek hükümler koymayın. Helal ve haramı belirleme yetkisi yalnızca Allah’a aittir, kendi uydurdukları yalanlarla hüküm koymaya kalkanlar, asla iflah olmazlar. Geçici dünya hayatında bir miktar çıkar elde etmek için, kendi koydukları hükümlere uyan, başkalarını da buna uymaya teşvik edenlere âhirette çok şiddetli bir azap vardır.
|
| Mustafa İslamoğlu |
(Bu dünyada) oyalayıcı kısa bir haz (duysalar da), (ahirette) onları can yakıcı bir ceza bekler.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
(Bu) Biraz menfaatten ibarettir ve onlara pek acıklı bir azap vardır.
|
| Ömer Öngüt |
Az bir geçimlik ve ardından onlara can yakıcı bir azap vardır.
|
| Şaban Piriş |
Az bir menfaat ve onlara acı bir azap!
|
| Sadık Türkmen |
Bu, birazcık geçinmedir/menfaatlenmedir ve sonra onlar için acıklı bir azap vardır.
|
| Seyyid Kutub |
Kısa süreli bir dünya mutluluğu tadarlar, ama acıklı bir azap onları beklemektedir.
|
| Suat Yıldırım |
Onların bütün bulacakları, dünyanın azıcık bir zevkidir. Onlara gayet acı bir azap vardır.
|
| Süleyman Ateş |
Azıcık yaşama(nın ardından), onlara acı bir azâb gelecektir.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Bu pek az bir menfaatir. Onların hak ettiği acıklı bir azaptır[*].
[*] Al-i İmran 3/197 esas alınmıştır.
|
| Tefhim-ul Kuran |
(Bu dünyada olup biten) Pek az bir metadır. Onlara ise acıklı bir azab vardır.
|
| Ümit Şimşek |
Bulacakları az bir menfaattir; sonra onlar için acı bir azap vardır.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Az bir nimetlenme ardından, acıklı bir azap var onlara.
|