| Abdulbaki Gölpınarlı |
Gerçekten de biz, ancak çekinenleri müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrâr edenleri korkutman için Kur'ân'ı, senin dilinle indirerek kolaylaştırdık sana.
|
| Abdullah Parlıyan |
Gerçekten de biz, yolunu Allah ve kitabıyla bulanları müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrar edenleri korkutman için, Kur'ân'ı senin dilinle indirerek kolaylaştırdık.
|
| Adem Uğur |
(Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.
|
| Ahmed Hulusi |
Biz O'nu, O'nunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir topluluğu da O'nunla uyarasın diye, senin anlatımınla kolaylaştırdık.
|
| Ahmet Tekin |
Biz Kur’ân’ı, sadece Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minleri, müttakileri müjdeleyesin, şiddetle karşı çıkan bir topluluğa da sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyarasın diye, senin dilinle indirip, okutarak kolaylaştırdık.
|
| Ahmet Varol |
Onunla (Kur'an'la) takva sahiplerini müjdeleyesin ve direnen bir kavmi uyarasın diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.
|
| Ali Bulaç |
Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.
|
| Ali Fikri Yavuz |
İşte biz, Kur’an’ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah’dan korkup sakınanları müjdeliyesin, inad edenleri de onunla korkutasın.
|
| Ali Ünal |
Kur’ân’ı senin dilinle indirip anlaşılmasını kolaylaştırıyoruz ki, kalberi Allah’a karşı saygıyla dopdolu olan, O’na isyandan ve böylece O’nun azabından kaçınanları onunla müjdeleyesin ve yine onunla inat ve düşmanlıkta direten bir topluluğu ise uyarasın.
|
| Bayraktar Bayraklı |
Biz Kur'ân'ı, sadece Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye, senin dilinle kolaylaştırdık.
|
| Bekir Sadak |
Biz Kuran'i Allah'a karsi gelmekten sakinanlari mujdelemen ve inatci milleti uyarman icin senin dilinde indirerek kolaylastirdik.
|
| Celal Yıldırım |
Biz bu Kur'ân'ı Allah'tan korkup fenalıklardan sakınanları müjdelemen ve inâdçı bir topluluğu onunla uyarman için senin dilinle kolaylaştırdık.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Ey Muhammed!) Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilinle (indirip) kolaylaştırdık.
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Biz Kuran'ı Allah'a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.
|
| Diyanet Vakfi |
(Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.
|
| Edip Yüksel |
Bunu senin dilinle kolaylaştırdık; onunla erdemlileri müjdeleyesin ve inatçı toplumu uyarasın diye.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Sırf o Kur'anı senin lisanınla şunun için müyesser kıldık ki onunla müttekîleri müjdeliyesin ınad edenleri de inzar edesin
|
| Erhan Aktaş |
Böylece Biz onu1, kendisi ile takva sahiplerini müjdelemen ve inat eden bir toplumu uyarabilmen için senin dilinde kolaylaştırdık.
1- Kur’an’ı.
|
| Gültekin Onan |
Biz bunu (Kuran'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.
|
| Hakkı Yılmaz |
İşte şüphesiz Biz bu Kur’ân'ı, kendisiyle Allah'ın koruması altına girmiş kişileri müjdeleyesin, inat eden toplumu da uyarasın diye senin lisanın üzere kolaylaştırdık.
|
| Harun Yıldırım |
Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle kolaylaştırdık.
|
| Hasan Basri Çantay |
İşte biz onu (Kur'ânı) ancak onunla takva saahiblerini müjdeleyesin, (baatılda) mücâdele ve inâd edenleri korkutasın diye senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.
|
| Hayrat Neşriyat |
(Habîbim, yâ Muhammed!) İşte onu (o Kur’ân’ı) ancak, onunla takvâ sâhiblerini müjdeleyesin ve inâd eden bir kavmi korkutasın diye senin lisânınla (Arabca olarak indirerek) kolaylaştırdık.
|
| İbni Kesir |
İşte Biz; bunu muttakilere müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi uyarasın diye senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Böylece Biz, O'nu (Kur'ân-ı Kerim'i) senin lisanınla kolaylaştırdık. O'nunla, takva sahiplerini müjdelemen ve inatçı kavmi uyarman için.
|
| Kadri Çelik |
Biz takva sahiplerine müjde vermen ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarıp korkutman için onu (Kur'an'ı) senin diline kolaylaştırdık.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Elbet dilinle onu kolaylaştırdık. Muttakileri müjdelemen ve direnenleri uyarman için
|
| Mehmet Okuyan |
Şüphesiz ki biz onu (Kur’an’ı) muttakîleri (duyarlı olanları) müjdeleyesin ve (gerçeğe) karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin diline kolaylaştırdık.
|
| Muhammed Celal Şems |
Takvayı benimseyenlere müjde veresin ve kavgacı bir kavmi onunla uyarasın diye, Biz bu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırarak (indirdik.)
|
| Muhammed Esed |
işte yalnızca bu amaçla, bu (ilahi mesajı, ey Peygamber,) senin dilinde kolaylaştırdık ki Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip, (boş bir) inatla direnip duranları onunla uyarasın;
|
| Mustafa Çevik |
Bütün bu gerçekler kolayca anlaşılsın diye Biz Kur’an’ı senin ve kavminin konuşup anlaştığınız, yazıştığınız dil ile vahyetmekteyiz ki, Allah’ın davetine iman edenleri müjdeleyip, inkâr edenleri de onunla uyarabilesin.
|
| Mustafa İslamoğlu |
İşte sadece bu yüzden Biz onu senin (konuştuğun) dil aracılığıyla kolaylaştırdık ki, sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip sorumsuzca savrulanları da uyarasın diye.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
İşte onu, (Kur'an'ı) senin lisanın ile kolayca kıldık ki, onunla muttakîleri müjdeleyesin ve inat eden bir kavmi de korkutasın.
|
| Ömer Öngüt |
Resulüm! Biz Kur'an'ı senin dilinle indirerek kolaylaştırdık ki, onunla takvâ sahiplerini müjdeleyesin ve onunla inatçı bir kavmi uyarasın.
|
| Şaban Piriş |
Muttakileri müjdelemen ve inatçı bir kavmi uyarman için, bu Kur’an’ı senin dilin ile kolaylaştırdık.
|
| Sadık Türkmen |
ONU (Kur’an’ı) senin lisanınla indirerek kolaylaştırdık, sakınanları onunla müjdelemen ve inatçı bir kavmi uyarman için...
|
| Seyyid Kutub |
Ey Muhammed, kötülükten sakınanları müjdeleyesin ve inatçılar güruhunu uyarasın diye biz bu Kur'an'ı ana dilinde indirerek onu kolay anlamanı sağladık.
|
| Suat Yıldırım |
Bizim, Kur’ân’ı senin dilinle indirip kolaylaştırmamızın başlıca sebebi, senin müttakileri müjdelemen ve inatçı kimseleri de onunla uyarmandır.
|
| Süleyman Ateş |
Biz o(Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Kur’ân’ı senin dilinle kolaylaştırdık ki[1*] kendini koruyanlara[2*] onunla müjde veresin, karşı koyan topluluğu da uyarasın.
[1*] Kullandığı Arapça açısından Kur’an-ı Kerim’in anlatımı, temel konuları her eğitim seviyesinden insanın kolayca anlayabileceği bir yapıdadır. Örneğin doktor olmamanıza rağmen rahimdeki ceninin gelişimini okuyup anlayabilirsiniz; ya da gök bilimci olmamanıza rağmen bu konuda da bilgi edinebilirsiniz. Ancak doktor veya gök bilimci iseniz ilgili konularda ortalama insanlardan çok daha fazla bilgi edinirsiniz. Kur’an’dan ne kadar fazla doğru hüküm (hikmet) elde edilebileceği o konuda çalışma yapan ilim adamlarının oluşturacağı çalışma ekipleri ve onların, Allah’ın yazdığı ve yarattığı ayetleri etraflıca ve metoduna uygun şekilde çalışmasına bağlıdır. (Bkz. Fussilet 41/3)
[2*] Müttaki: Allah’tan çekinerek korunan, kendini(fıtratını) bozmayan. Bkz Bakara 2/2.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.
|
| Ümit Şimşek |
Biz bu Kur'ân'ı senin dilinle indirdik ve kolaylaştırdık-tâ ki takvâ sahiplerini onunla müjdeleyesin, inatçı bir topluluğu da onunla sakındırasın.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.
|